HABER MERKEZİ
Kırklareli’ye bağlı Demirköy İlçesi sınırları içerisinde, Karadeniz kıyısında yer alan İğneada Beldesi, Bayram süresinde yaklaşık 35 bin kişiyi ağırladı. Hemen her yıl olduğu gibi Temmuz ayının başından itibaren yoğun bir deniz sezonu yaşamaya başlayan İğneada, Ramazan Bayramı’nda en hareketli günlerini geçirdi. Istranca Dağları’nın eteklerindeki bu şirin belde, longoz Ormanları ve Karadeniz’in serin sularının çekiciliği sayesinde yaz aylarında özellikle İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ gibi çevre ilerden turistlerle dolup taştı.
* Bayram trafiği yoğunluğu
Bayramda binlerce kişinin tatilini geçirdiği İğneada kesimlerinde arife gününden itibaren trafik yoğunluğu arttı. Binlerce aracın geldiği İğneada’da neredeyse park edecek yer bulmak mümkün olmadı. Trafik yoğunluğunda kazaların yaşanmaması için Demirköy İlçe Emniyet Amirliği Trafik Ekipleri ve İğneada Jandarması gerekli tedbirleri alarak trafiği kontrol altında tuttular. Yol boyunca araçların yakıt aldığı benzinlikler hiç durmadan çalıştı. Benzinciler; “Ramazan Bayramı dolayısıyla en yoğun günleri yaşıyoruz, bütün gün boyunca hiç durmadan binlerce araç gelip yakıt aldılar. Uzun zamandır böyle bir yoğunluk yaşanmadı” dediler.
* Boş yer kalmadı
İğneada’da Bayram dolayısıyla bütün otel, motel ve pansiyonlar doldu. İğneada’lılar boş yer kalmadığını söylediler. Bu yoğunluk içerisinde lokanta ve çay bahçeleri dolup taştı. Sokalar insan seli ile karşılaştı. Günün en yoğun ziyaretçi saatlerinin yaşandığı zamanlarda insanların fırınlar önünde ekmek kuyruğuna girdiği görüldü. Gündüz saatlerinde yaşanan bu yoğunluğun ardından günübirlik tatilcilerin bir kısmının ayrılması ile gece İğneada bir nebze olsun nefes aldı.
Tatil için iğneada’yı tercih edenlerin çokluğu nedeniyle belde belediyesi, İğneada Jandarması ve Sahil Güvelik Komutanlığı çeşitli önlemler alarak misafirlerin rahatlığını sağlamaya çalışıyorlar. Deniz mevsimi boyunca temizlik işlerinin çoğaldığını belirten İğneada Belediyesi vatandaşlardan da temizlik konusunda duyarlı olarak kendilerine yardımcı olmalarını bekliyorlar. (Gülcan Kutlu)