87. yıldönümü kutlanan Zafer Bayramı, sivil halkın katılımı ve askerin gurur veren varlığıyla gerçekleşti

87. yıldönümü kutlanan Zafer Bayramı, sivil halkın katılımı ve askerin gurur veren varlığıyla gerçekleşti

Bu sene 87. yıldönümü olan 30 Ağustos Zafer Bayramı ilimiz Kırklareli’nde de askeri törenlerle kutlandı. Kutlamalar dün ilk olarak saat 08:30’da Vilayet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na Vali Cengiz Aydoğdu, daha sonra sırasıyla; 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hakan Akkoç, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cafer Ay, Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü, Baro Başkanlığı, iktidar partisi, ana muhalefet partisi, diğer siyasi partiler, oda ve dernekler, kamu kurum ve kuruluşların çelenk koymasıyla başladı. Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve Istiklal Marşı’mız okunarak bayrağımız göndere çekildi.

Basın mensupları Kırklareli’nde tebrik kabulüne ve resepsiyona alınmadı

Buradaki programın sonrasında Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hakan Akkoç, orduevinde tebrikleri kabul etti. Tebrik törenine Vali Cengiz Aydoğdu, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cafer Ay ve diğer protokol mensupları iştirak ettiler. Ancak basın mensupları buradaki tebrik kabul törenine alınmadı.

Girişte bir açıklama bekleyen basın mensuplarının yanına gelen bir askeri görevli, kendilerine böyle bir emir verildiğini söyleyerek hem tebrik töreninin, hem de gece saat 20:00’da düzenlenen resepsiyonun basına kapalı olduğunu belirtti. Bu açıklamanın ardından yetkililerle yaptığımız görüşmeler sonucunda durumun değişmeyeceğini Tekirdağ ve Edirne’de de aynı uygulamanın yapılacağını öğrendik.

Bu yıl ulusal basından takip ettiğimiz üzere, yapılan açıklamalarda Genel Kurmay Başkanlığı’nın 4.500 kişilik bir resepsiyonla halkın da davetli olduğu bir 30 Ağustos kutlamayı planlarken, ilimizdeki uygulama bizleri bir yanlışlık olduğu kanaatine vardırdı.

Daha sonra saat 10.00’da Vilayet Meydanı’ndaki törene sıra geldi. Ilk olarak tören birliklerinin takdimi gerçekleşti ve Vali Cengiz Aydoğdu, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hakan Akkoç ve Belediye Başkanı Cavit Çağlayan tören kıtasının ve halkın bayramını kutladı. Istiklal Marşı’mızın okunarak, bayrağımızın göndere çekilmesiyle tören programına geçildi.

Vilayet Meydanı’ndaki program, AK Parti Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın kutlama mesajının okunmasıyla başladı. Program Kurmay Yüzbaşı Latif Çiçek’in günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelmesiyle devam etti. Çiçek, konuşmasında şu cümlelere yer verdi:

“Bugün, büyük Türk Ulusu’nun, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, asil geçmişine sahip çıktığı 30 Ağustos zaferinin 87’nci yıldönümünü kutlamanın gurur ve heyecanı içindeyiz. Bu zafer; tarihin her döneminde hür yaşamış olan Yüce Türk ulusunun, Ulu Önder’inin etrafında kenetlendiği ve milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde ‘Ya Istiklal, Ya Ölüm’ parolasıyla sürdürdüğü bir bağımsızlık mücadelesinin tarihe altın hafrlerle yazılmış bir sonucudur.

Bu zafer; yokluk ve kıtlıklara rağmen, dünyanın büyük güçlerini dize getirerek, dünyaya örnek tarihi mucizeleri gerçekleştiren ve Türk Milleti’nin gerçek karekterini bir kere daha dosta düşmana gösteren milletimizi ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tarihte açtığı altın bir sayfadır. Türk ulusunun bağımsızlık karekterinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir gsötergesi olmakla kalmamış ulusal birlik ve beraberliğinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koymuştur. 30 Ağustos Zaferinin; milletimiz açısından var oluş, diriliş ve özgürlüğünü devam ettirme yönlerinin yanı sıra iki önemli yönü daha vardır.

Bunlardan birincisi, 30 Ağustos Zaferi’nin ardından Türkiye’nin bir kültür devrimi yaparak; çağdaş dünyaya kararlı adımlarla yürümeye başlamasıdır. 30 Ağustos’ta, sadece varolma mücadelesine bağlı bir zafer kazanılmamış, bu zaferi müteakip kurulan Türkiye Cumhuriyeti; Atatürk önderliğinde, laik ulus devletine dönüşümü sağlayarak bir devrim gerçekleştirilmiştir.

30 Ağustos zaferinin ikinci önemi ise; ordu-millet dayanışmasının en üst seviyede gerçekleşmesi ve milletimizin bu varolma mücadelesinde topyekün, bir bütün olarak yerini almasıdır. Nitekim Ulu Önder Atatürk 10’uncu yıl nutkunda ‘Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusu’nun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz’ demektedir.

Atatürk’ün burada vurguladığı gibi Türk ordusu milletinin ordusudur. Ordu millet demek, millet demek ordu demektir. Türk ordusu tarihin her döneminde gücünü milletinden almış, kendisini milletinin hizmetine adamış, milleti ve onun devletini canından aziz bilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milleti ile olan bağını, ona olan muhabbet ve sadakatini ancak tarihini özümsemiş bu milletin evlatları bilir. O yüzden Yüce Türk ulusu da ordusunu kendi gözü gibi korur, evladı gibi sever. Ordusuyla gurur duyar. Onu güçlü kılar. Çünkü bu millet bilir ki; güçlü ordu caydırıcılık sağlar, caydırıcılık güvenliği getirir, güvenlik ortamı varsa ekonomik ve kültürel gelişme olur. Bugün ekonomik ve kültürel alanda ülkemizi düne göre gelişmiş hissediyorsak, bu; bilgi çağının bilim ve teknoloji alanlarındaki gelişimlerinden yararlanarak yeteneklerini daha üst seviyelere taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her zaman ve her yerde vatanımızı ve Cumhuriyetimizi koruma kararlılığından kaynaklanmaktadır. Bu yapısıyla Türk ordusu; dosta güven, düşmana korku vermektedir.

Dün yokluk ve kıtlıklar içinde canını seve seve feda ederek milleti ile beraber bağımsızlık savaşı veren ve bu savaştan zaferle çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri; bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısını korumaya kararlıdır.

Türk sancağının şanını canından aziz bilerek vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağına, gerektiğinde canını seve seve feda edeceğine and içerek göreve başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları; vatan ve millet sevgisiyle çarpan kalpleriyle kendilerine verilen görevleri üstün bir görev anlayışıyla yapmaya devam edecektir.

Saygıdeğer Kırklarelililer. Bize bu zaferi kazandıran; ulusumuzun ebedi Başkomutanı Atatürk başta olmak üzere, vatan ve ulusu için bir saniye bile tereddüt etmeden hayatını feda eden aziz şehitlerimizi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm mensuplarını; rahmet, minnet ve şükranla anar, kahraman gazilerimize ve böyle bir ordu yetiştirdiği için Yüce Türk Milleti’ne ve onları doğuran kutsal analara şükranlarımızı sunarız. 30 Ağustos Zafer Bayramının 87’nci yıldönümü kutlu olsun.”

Çiçek’in konuşmasının ardından geçit törenine sıra geldi. Ilk olarak askeri birlikler, ardından askeri araçlar alkışlar eşliğinde tören geçişini tamamladılar. 30 Ağustos Zafer Bayramı geçit töreni saat 11.00’da sona erdi. Kırklareli halkının katılımının az olması dikkatlerden kaçmadı ve bu duyarsızlık törene iştirak eden sivil halk tarafından eleştirilerek, üzüntüyle karşılandı.

Zafer Bayramı kutlamalarının gecesinde ise saat 20:00’da orduvevinde bir resepsiyon gerçekleştirildi. Askeri zirvenin yanısıra; Vali Cengiz Aydoğdu, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, oda ve dernekler, siyasi parti yöneticileri, kamu kurum ve kuruluş müdürlerinin katılım gösterdiği gece, verilen kokteylin ardından sona erdi.