BANKONUN İKİ YANI

KARABÜK'te İLETİŞİM Seminerleri verdik…



* Kardeş kuruluşumuz ER-MA’ya bağlı veri Hazırlama Elemanları’na İLETİŞİM Seminerleri verdik. Görev ve sorumluluklarını anlattık. Sorunlarını dinledik.  * Karabük Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Seyfettin Kalay ile sohbetlerde bulunduk. Başarılı bir beyin cerrahı da olan genel sekreter, başarıları ile olduğu kadar, pozitif kişiliği ile de halkına ve personeline kendini sevdirmiş… Şenol Goncagül Haber/Yorum Kardeş kuruluşlarımızdan ER-MA Firması, Karabük il merkezi ve ilçelerindeki Devlet Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde TAŞERON işçisi olarak çalışan yüzlerce Veri Hazırlama Elemanı’nın da bağlı bulundukları firma. Sözleşme gereği de, o elemanlara eğitim verilmesi gerekliydi. Verilmesi gereken eğitimlerin ana konuları; İşyeri güvenliği ve verimliliği. Yasa ve yönetmeliklere dair uyulması zorunlu olan konular. Hasta haklarına riayet. Hasta ve hasta yakınları ile iletişim şeklindeydi. Firma yetkililerinden Salim Ün ile birlikte, Karabük ‘e giderek, eğitim verdik… Doğası ile misafirperverliği ve şirinliği ile Karabük harika bir il ve bölge… * “Herkes görev ve sorumluluklarının bilincindeydi” Verilen eğitimlerin en önemli unsurları arasında da İLETİŞİM geliyordu. Veri Hazırlama Elemanı veya Tıbbi Sekreterlere; “Sahibi olduğunuz işin değerini bilin! Binlerce insan, bir şekilde sizin şu anki sahip olduğunuz işe girebilmek üzere çeşitli yolları deniyorlar! Bu işe girerken her şart ve koşulda çalışmayı göze alan bazı elemanların, işe girdikten sonra iş beğenmemek, şartlara riayet etmemek, kurallara uymamak gibi davranışları olabiliyor. Yaptığınız işi sevin. Gereklerini yerine getirin veya başka bir işe girin…” dedik… Hastanelerde tedavi bekleyen hasta ve yakınları ile de konuştuk sürekli. “Size nasıl davranıyorlar?!” diye de sorduk. Aldığımız cevap son derece sevindiriciydi; “Allah onlardan gani gani razı olsun! Hiçbir sıkıntımız yok onlardan yana!” diyorlardı hastalar ve yakınları… * “Sorun ve beklentiler aynı” Aslında, memleketin her yerinde karşılaşıp sohbet ettiğimiz taşeron elemanlarının sorun ve beklentileri aynıydı! Geçenlerde çıkarılan ama çıkarılmazdan evvel bahsedilen şartları bir türlü bünyesinde bulunduramayan TORBA YASA, beklenildiği gibi çıkmış olsaydı, o zaman taşeron elemanları çok daha rahat ve huzurlu çalışabileceklerdi! Olmadı! Ama, en yakın zamanda, içerisinde bunların da olabileceği bir yeni yasanın çıkarılması umutla bekleniyor. Ne olacak peki o zaman?! - Aynı işi yapan memur ile taşeron elemanı, maaş ve özlük haklarında en azından birbirlerine yakın şartlarda çalışmış olacaklar. - Kendileri de işten çıkmış olsalar dahi, kıdem tazminatlarını alabilecekler. - İş sürekliliği açısından kendilerini çok daha güvende ve huzurlu hissedebilecekler… * “Banko’nun iki yüzü” Dedik ki; işinizi yaparken muhatap olduğunuz hasta veya hasta yakınları ile iletişiminizi düzgün tutun! Sonuçta, hedef kitlenizin, hastalıktan dolayı oraya negatif bir ruh haliyle geldiğini aklınızdan çıkarmayın. Sizin de aynı negatiflikle davranmanız, ortaya çatışma ortamını çıkaracağından dolayı, ne işin düzgün yürümesi, ne de hastanın şifa bularak ayrılması mümkün olamayacak. O halde, elden geldiğince, hasta ve hasta yakınlarına nezih bir şekilde yaklaşmanız gerekli. Eğer, baktınız ki, her şeye rağmen negatif durumunu bozmayan kişiler var ise, o zaman da güvenliğe veya idari birimlere durumu bildirin… Bankonun bu yanında, insanlara karşı davranışlarınızı belirlerken, aynı şekilde başka bir kurumda da, sizin yaptığınız gibi, size karşı hareketlerin yapıldığını düşünün! EMPATİ yapmayı unutmayın… * “Ekmeğimizin garantisi yok” 30 yaşlarındaki bir bayan çalışan söz istiyor. Anlatıyor sonra da; “Bizim hiçbir güvencemiz yok! Yani, olur ya hani, insanız ya bizler de! Ters bir anımıza gelip, birine ters bir söz etsek, anında kapı önüne konabiliyoruz! Kimse bize, karşımızdaki insanların nasıl hakaret ettiklerini veya kötü davrandıklarını sormuyor! Yaka kartınızı takmayı unutmanız, işe birkaç dakika geç kalmanız, ne bileyim, herhangi küçük bir yanlışınızda bile tek tutanak ile tazminatsız işinize son verebiliyorlar. Bizim bu zor durumumuzu bilenler de, bunu kullanıyorlar ve zaman zaman hakarete varan davranışlara maruz kalıyoruz.” diyor… Düşünüyoruz, yalan da değil hani söylenenler… * “Hekimlere de iletişim semineri verilmeli” Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ndeki elemanlarla konuşuyoruz. Anlattıklarımızı dinliyor ve onaylıyorlar. Bazıları çıkıp, şöyle diyor ki, son derece de haklılar; “4 Diş Hekimi’ne bir kişi bakıyoruz. Verilen günlük randevu bitiyor ve hastalara başka hasta alamayacağımızı söylüyoruz. Bir sürü tartışma yaşanırken de, diş tabiplerinden birisi çıkıp;Niye hastaları mağdur ediyorsunuz?! Bırakın gelsinler!..” diyor. O bekleyen hastalar da, dönüp bize sataşıyorlar! Siz aslında bu tür iletişim eğitimlerini, bir de hekimlerle yöneticilerimize de verseniz acaba?!” diyorlar. * Başarılı bir Genel Sekreter Karabük Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Seyfettin Kalay ile sohbetlerde bulunuyoruz. Son derece nezih, bilgili, kültürlü ve halkı ve personeli arasında da sevilen bir yönetici. Karabük, böyle bir değere sahip olduğundan dolayı son derece şanslı. Devlet hastanelerinin medya ile olan iletişimini konuşuyoruz. Bölgedeki yerel medya ile olan pozitif iletişimlerini anlatıyor. Mevzuata hakim olduğu gibi, yetki ve sınırlarını da iyi bilen birisi. Sonuçta, bir kurumun başındasınız ve sahip olduğunuz yetkiler ve imkanlar bir yere kadar… Genel Sekreter, kurumu ile ilgili gelişmeleri aktarıyor bizlere. Bir yandan da, ertesi günü Karabük ‘ ü ziyaret edecek olan Sağlık Bakanı Dr Mehmet Müezzinoğlu nedeniyle hazırlıkları kontrol ediyor. Bilgi alışverişimiz, bizim açımızdan son derece önemli bir kazanım halini alıyor… Örnekleri bol olsun… * “Eğitim ve Araştırma Hastanesi dolu doluydu” Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidiyoruz. Toplantı salonunda kalabalık bir grup bizleri bekliyor. Hepsi de ilgili ve meraklı. Anlatıyoruz, dinliyorlar. Soruyorlar, cevaplıyoruz. Kısa bir zaman dilimi içerisinde de, kanka olup çıkıyoruz insanlarla… Kardeş kuruluşumuz ER-MA, böyle istekli, heyecanlı ve sahip oldukları işi severek yerine getiren personele sahip olduğu için gerçekten de şanslı diyoruz… O heyecan ve azmin yansımaları ile de, hastanede verilen sağlık hizmetlerinin geldiği nokta tartışılmaz güzellikte… * Azmin “DAMLA”sı Karabük’te; Devlet Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Safranbolu Devlet Hastanesi ile Yenice Devlet Hastaneleri’ne gidiyor ve eğitim veriyoruz. Tüm bu sağlık kuruluşlarının çalışanları da, bizim kardeş kuruluşumuz ER-MA adına Damla Yılmaz’dan sorumlu. Genç yaşına rağmen, yüzlerce elemandan sorumlu olup, hepsinden de yüzünün akı ile çıkmasını bilen Damla Yılmaz, azmin ve başarının ortaya çıkardığı önemli örneklerden birisi… Benzer eğitim seminerlerini, zaman içerisinde yeniden vermeye devam edeceğiz. Verdiğimiz o seminerleri de, yine bugün olduğu gibi notlar halinde sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki; her farklı bölge, aslında aynı bütünün parçaları! Tüm sorun ve beklentiler birbirinin kopyası gibi…