BAŞYAZI

Yok Artık.

Şenol Goncagül
İnsan, hani o olası akıbetlerini bir bir yaşıyor zamanı geldikçe! Nasıl ki; doğuyor, büyüyor ve genç oluyoruz. Adım adım geliyor gerisi de yazık ki… Yaşlanıyor, hastalanıyor, kimi-kimsesi olmadan ölüp gidiyoruz bir zaman da… İşte, o “Yaşlılık” denince, aklıma şöyle bir yaşanmış anı düşüverdi; Ofisin iç tarafında yazımı yazıyordum. İçeriye giren birinin; “Şenol Goncagül’ü arıyorum. Görüşmem gereken bir konu var” deyişini duydum. Sekretere söyledim, gelsin dedim… Yakın bir köyden gelen, çiftçi bir ağabeydi gelen. “Nedir konu?” dedim ama adamın kafası karışıktı anlaşılan! “Şenol Bey’i arıyorum ben! Kıza da söylemiştim içeride! Kendisiyle görüşmem lazım” dedi. Şaşırdım!.. “O aradığın kişi benim. Buyur konuşalım” dedim ama, ne gezer! İmalı bir şekilde de anlattı inanmazlığının sebebini: “Şenol Goncagül’ü ben gazetelerdeki resimlerinden tanırım! Yakışıklı ve babayiğit birisi o!” deyince de tepem attı iyice! Kimliğimi çıkartıp gösterdim adama… Şöyle bir baktı ve “Benzetmişsiniz de Maşaallah” demez mi?! Gülsem mi, üzülsem mi, bilemedim ne yapacağımı… Dedim ya işte söze başlarken de, her şey zamanında özel ve güzel işte… Hiçbir şeyin önemi ve değeri kalmıyor zamanla. Dünya güzeli olsanız, zamana teslim oluyorsunuz ve teslim ediyorsunuz sahip olduklarınızı. Öyle, yazı yazmaya kalktığımda aklıma düştü ve paylaşmak istedim sadece… Kalın sağlıcak ile…