BAŞYAZI

Cürmünüz Kadar…





Şenol Goncagül


Eşim, yıllar evvel bir kamu kuruluşunda taşeron kadrosundan işe girmişti. Hani, zaman zaman bazı işyerlerinde klasik olaraktan rastlanır ya; o türden kova kafalının biri; “Torpille gelmekle iş bitmiyor! Buranın hakimi ve patronu benim! Torpil morpil dışarıda kalır, benim borum öter!..” kabilinden sözler söylemeye başlar… İşin komiği de;  zaten işini can-ı gönülden yapmak için çırpınan bir insan vardır ortada… Bir gün… İki gün… Baktım ki, dırdırın ardı arkası kesilmiyor, gidip şu tenekeye birkaç cümle kurayım dedim… Eşimi ziyarete gitmişken aldım karşıma vatandaşı, başladım konuşmaya… Dedi ki; “Ama, senin eşin, bu iş yerine torpil ile girmiş! Hükümette olan da AKP olduğuna göre, demek ki, AKP’den torpillisiniz siz!..” Dedim ki; “Burası, kamu kuruluşu ama kamu kuruluşuna bu işin teminini yapan, yani işi yüklenen ticari bir firma. Benim gazetem de ticari firma durumunda. Ben, işe alacağım elemanımı, kimseye sormadan veya sorarsam da, bundan dolayı kimseye hesap vermeden alırım. Siz, herhangi bir ticari firmanın, KPSS yaparak eleman aldığını gördünüz mü?! Kaldı ki; velev ki, o taşeron firmaya, benim eşim (iktidarda olduğuna göre) AKP Referansı ile girdi… Eeee! Bundan sana ne?! Ve eğer söylediğin gibiyse durumlar, o torpil olmadan bu tür işlere girmenin imkanı da olmaz ise, ne yapmalıydık yani? Senden mi referans isteseydik?!” dedim. Hem sonra dedim ki; “Yaklaşık 30 yıldır Gazetecilik yapıyorum. Ticari bir işletmeye eşimi aldırabilmek için benim de siyasi referansa ihtiyacım oluyor ise, yazıklar olsun bana!..” O dönem, dili yerlerde sürünen ve birinin üzerine basıp ta, kopmasını genel anlamda tüm cemiyetin arzu ettiği o arkadaş, cami duvarına saygısızlığı abartmış olmalı ki, zaten kısa bir zaman sonra ortadan kaybolmuştu… Yüksek Öğrenim gören bir evlat var. Yaşanan önceki tedavi durumlarından dolayı da, ihtiyaç hasıl olmuştu ki, yine bir kamu kuruluşuna girmesi için eşimin İŞKUR’a kaydını yaptırdık. O ara, açılan bir boşluk nedeniyle de, bir işin mümkün olabileceği belirtildi. Bizim hatun, önceki işinden ayrıldıktan yaklaşık 4 ay kadar sonra da, yeniden işe başladı… Yeni bir iş serüveni var yine ortada. Henüz, yeni iş yerinde nelerin yaşandığı konusunda bir sohbetimiz olmadı. Ama, şayet burada da benzer durumlar yaşanır ise, bunu da paylaşmaya devam ederiz. Hiç kimsenin, hiç kimsenin onuru, gururu veya prestiji ile oynamaya hakkı ve yetkisi olmadığı gibi, insanların onurlarını ve gururlarını alay veya espri konusu yapmaya da hakkı yoktur! Hani, dedikleri gibi, madem ki, torpili olan biriysek ve o yol ile de bir yerlere girmişsek, nasıl olsa hatunu başka bir işe aldırmaya da gücümüz yeter. Hiç olmazsa, gazeteye alır, yanımızda çalıştırırız. Ancak bu, toplumsal kuralları hiçe sayarak, kendilerini Hint Kumaşı görmeye alışan tiplerin, afişe ve deşifre edilmeleri gibi üzerimizde bulunan kamusal görevimizi ihmal edeceğimiz anlamını da taşımaz! Bu arada da, Lüleburgaz Devlet Hastanesi ile başlayacak olan İletişim Seminerlerimizin ilkini, yarın Lüleburgaz Lisesi’nde saat 11.00’de gerçekleştireceğiz. Yeniden görüşmek üzere…