BAŞYAZI

Hayırlı Traşlar (2)

Şenol Goncagül
Dünkü köşe yazımda, gittiğim bir berber ile ilgili detayları aktarmıştım. Öncelikle, benzer şikâyetlerden dolayı benimle tecrübelerini paylaşan birçok okurum oldu. Teşekkür ederim. 4 tane de bu işi yapan berber arkadaş aradı. Onlar da, yazık ki bu tür yaşanan aksaklıklarla ilgili mesleğe ve camiaya zaman zaman eleştirilerin gelişini üzüntü ile karşıladıklarını ifade ettiler. Sonuçta, bir çürük elemanın zararı, tüm çuvala yansıyor… Değiştirilmeyen bir jiletin veya havlunun, bir insanın hayatını nasıl karartabileceğini defaatle yazdım, anlattım. Bunların çok acı tecrübelerini haber olaraktan yaptık yıllarca… Bir şahıs aramış dün ayrıca. Yazılanlara katılmadığını ve beğenmediğini, bunca sorun varken ülkede, böyle bir konunun incir çekirdeğini doldurmayacağını belirtmiş! Saygı duyarım… Ancak; şöyle de bir beklentim olur benim okurumdan; Öncelikle açık adını isterim. Kiminle muhatap olduğumu bilmeyi isterim. Oldum olası, yüzü peçeli veya maskeli olanları sevmemişimdir! Yahu! Ne var ki bunda?! Arkadaş, benim adım filan filan. Yazıyı okudum, şöyle şöyle fikirlerim de oluştu. Bunlar da benim kanaatlerim de işte… Bugüne kadar da, eleştiride bulunduğu için kimseleri ısırmadık! Velev ki, boş bulunup ısırmış olduk! Aşılarımızın tümüm tamamdır! Korkacak, çekinecek herhangi bir şeyimiz yok! Memleketin önemli meselelerine gelince; Az evvel de, değiştirilmemiş bir jiletin yol açabileceği riskleri dile getirdim! Kan Hastalığı olan birinden kalma kanın, bir sonraki müşteriye enjekte edilişini çok mu önemsiz buluyorsunuz siz?! Hem sonra, kimse kimsenin ağız kokusunu çekmek zorunda da değil ki! İster berber olsun, ister müşteri! Bunun meslekle değil de, adamlıkla alakalı olduğunu bilenlerdeniz evvelallah! Bu arada da, önemli bir not ileteyim aklıma gelmişken; o berber arkadaş, Lüleburgaz ‘ a bağlı bir beldede yaşanan durum sonrasında konu oldu köşeme… İçiniz rahat olsun… Kalın sağlıcak ile…