BAŞYAZI

Asiller ve Vekilleri





Şenol Goncagül


“Seçilip, Ankara’ya gittiğim andan itibaren, sadece CHP’nin değil, herkesin milletvekiliyim” diyen Turabi Kayan, henüz gazeteci olarak bizim bile ziyaretimize gelmedi!” CV’sine bakmaya kalktığınızda bile geniş zaman ayırmak zorunda kaldığınız, İletişim ve Medya Uzmanı, Uluslararası İlişkiler Üstadı AK Parti (son dakika) Milletvekili Adayı Hamdi Irmak, defalarca toplantılarına katılmamıza rağmen, bir acı kahvemizi içmeye gel-e-medi. Mazeretleri de bir hayli önemli; “Son derece yoğun bir tempo ile çalışıyoruz..” Gazeteleri ziyaret etmek, aslında boş kalındığında veya boşa zaman harcanan bir eylem midir?! Yoksa, kapı kapı gezerek, kendini tanıtmaya ayıracağın saatlere ve hatta günlere bedel bir bilgilendirme, tanıtma ve propaganda yapma fırsatı mıdır?! Bir gazeteyi ziyaret ettiğinde, nezaketen bile olsa, geniş bir haber veya röportaj yapma imkanı veya fırsatı, aslında “olmasa da olur” kabilinden bir zaman kaybı mıdır?! Kimseyi silah zoru ile gazeteye getirmek gibi bir derdimiz de yok bu arada! Çok ta fazla bir şey fark etmiyor buradan bakıldığında. O sütunları biz nasıl olsa doldururuz ve o kısımların boş kalmak gibi bir derdi olmaz nasıl olsa! Şimdi, CHP’nin en azından ilk sırası daha listenin belirlendiği günden itibaren kendisini VEKİL görmeye başladı! Şablona bakıldığında da, bunda haklı mı? EVET… AK Parti’nin ilk sırası da, mevcut şablona göre bakıldığında kendini VEİKİL gördü. Haklı mı?! BELKİ! Çünkü, yapılan ani atama ile bölgenin ve hatta partilinin dahi tanımadığı bir isim ilk sıraya getirildi. Yani, olağan durumda ilk sıranın VEKİL olma olasılığının, bazı kriterlere ve gelişmelere göre RİSKE girebileceği yepyeni bir şablon çıktı ortaya! AK Parti ilk sıra adayının, her ne kadar BİRİSİ BAKAN 2 VEKİL çıkaracağız… şeklindeki söylemi kulağa hoş gelse dahi, zamanın azlığı, sokak ve kahvehane gezmeleriyle seçmene ve hatta partiliye ulaşabilme gayretlerinin, BİR VEKİLİ ÇIKARMAYA yetip yetmeyeceğini, ilerleyen zamanlarda daha net görebileceğiz… Nitekim; öyle veya böyle, kendilerine göre haklı sebeplerden dolayı sıralamalarını beğenmeyen CHP’lilerin, AK Parti’ye değil de, MHP’ye doğru meyil gösterdikleri açık ve net şekilde ortada! Eğer, siz gerçekten de dediğiniz gibi, birisi bakan 2 tane vekil çıkarmayı hesaplıyor iseniz, hesaplamanızda bazı hatalarınız olabilir derim! Zaten, mevcut oy oranlarınız, MHP ile yakın yakınayken, küskün CHP’lilerin oylarının da, vekil çıkarabilme oranına en uzak  parti olan MHP’ye doğru kaymaya başladığı günlerde, o gereken yeni ve fazla oyu nereden alacaksınız?! Dediğim gibi; 3 vekillikten sadece birisi, şu an itibariyle VEKİL’liliği garantilemiş durumda. Onun dışında kalan hiç kimsenin vekillik için garantisi veya güvencesi de yok! 1 + 1 + 1 olur ise SÜRPRİZ saymayın! 2 CHP + 1 AK PARTİ olur ise SÜRPRİZ olmaz! 2 CHP + 1 de MHP olur ise bunda da SÜRPRİZ aramayın! Öyle bir seçime giriyoruz ki; her şeyin olabilme şansı var! Öyle de bir durum var ki bu seçimde; Kadir Gökçe’nin, o 73 oy ile kaçırdığı milletvekilliğini kaçırabilme durumu da her parti için mevcut! Başlarken, medya ile iletişimde biraz durağan kalan iki partinin ilk sıralarının, yarın öyle bir tablo ile karşılaştıklarında “Belki de faydası olurdu da, keşke o imkanı da kullansaydık” dediklerinde geçmiş olsun dileklerini kabul etmeleri bile mümkün! 3-0’ı kovalayan CHP’nin, sadece ilk sırasının TBMM’ne vekil olarak girdiğini bir düşünelim; oradaki itibarı, prestiji ve ağırlığı ne kadar olabilir?! “Kendini garanti görüp, çalışmamış” veya “Çalışır gibi yapmış” damgasını yediğinde, siyasi itibarının ederini bir düşünün! Hem belki de, bu seçimlerde AK Parti’nin tek başına iktidar olabilmesi, birkaç tane vekillik fazlası ile mümkün olabilecekken, sizin buradan az çıkaracağınız 2 tane vekillik, ülke kaderini nasıl etkileyecektir?! HDP’nin barajı aşması, CHP ve MHP’nin oy oranlarının yükselmesi ile birlikte, her milletvekilinin tarihi bir öneme sahip olabileceği AK Parti’de, değil 2, tek vekilliği bile çıkaramamamın getireceği tarihi ve vicdani sorumluluğu bir düşünün derim! Mevcut aday adaylarını eleyerek, parti teşkilatlarının bile tanımadığı birini aday olarak gönderen parti yönetimi ile o yükün sorumluluğunu alan Hamdi Irmak ‘ ın, seçim sonrasına yaşayacakları travma ne kötü bir imtihan olacaktır?! Hele hele, sahip olunan kariyer ve niteliklerin, İstanbul adaylarının bir çoğundan bile daha üstün halde olmasına rağmen!!! Her şeyi bir yana bırakalım da, abi bizlerin de seçmen olduğumuzu ve bizim de kendimizle birlikte ailelerimizin ve yakınlarımız yapacağı oy oranını da mı düşünmezsiniz?! Şimdi çoook yoğun işleri olan ve bir türlü gazeteleri ziyaret etme fırsatını bulamayan vekil adaylarımızı, o sınavı atlatacakları 8 Haziran sonrasında bari görebilmeyi arzu ediyoruz! İletişim, öyle güçlü bir silahtır ki; hiçbir maliyeti ve riski olmadan sizi başkalarına göre en az birkaç puan öne geçirebilir! Kalın sağlıcak ile…