BAŞYAZI

Dünya Malı…


“Ramazan nedeniyle Fitrelerimizi vermek için bir aileye gitmeliyim. Bizi oraya götür” dedi annem. “Olur” dedim ve yola çıktık. Bu ailenin kim olduğunu sordum sonra annemlere. Aldığım cevap, öyle bir ŞOK etti ki beni, bir süre konuşamadım… Hani derlerdi ya eskiler “Kapılarında domuzları eksik” diye. Öylesi bir aileydi bu. Çocukları özel okullarda okurlardı. Lüks araçlarda gezilirdi. Sürekli yazlıklar, iş yerleri filan alınırdı… Sonra, aile babası ani bir kalp rahatsızlığı ile göçüp gitti… Hani, evin direği yıkıldı derler ya, o şekil oldu işte… Çalışan yüzlerce işçisine yapmadığı gibi, kendine de sosyal güvence anlamında pek bir şey yapmamıştı giden! Hani, nasılsa akıp geliyordu ya gelen! Ölüm denen şeyi hesaba katmamışlardı belli ki… Annem ve babam; “Onlara Fitre ve Zekat uygundur” dediler ya, içim cızzz etti! Götürüp, malikânelerden çıkıp ta, baba evine dönülen bir aileye verildi fitreler! Mutluluk duyuldu! Bir gedik kapatırdı en azından diye… Hani, ne oldum değil, ne olacağım demek lazımmış derlerdi ya, bu örnek cuk diye oturdu yerine. Sonra düşündüm birdenbire; yaşanan lüzumsuz tartışmaları, egoları, hırsları ve daha çok kazanma isteklerini… Rahmetlinin hiç mi hiç işine yaramamıştı bunlar! Kimin garantisi var ki yarına?! Ben, böyle birçok örnek görüyorum her geçen gün. Ben, elimden geldiğince, dünya hırslarının, dünyada kalacağını biliyor ve inanıyorum. Siz ne durumdasınız?!