Bir Sanayici'nin saptamaları

'Tabular kolay yıkılmaz ama korkutulabilir'

 

Babaeski Ticaret Odası seçimlerine bağımsız olarak Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olan iş adamı Münir Bederli bir takım açıklamalarda bulundu. Bederli, “20 yıllık Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası yönetim oligarşisine karşı, kurumsal mesaimden de çalarak siyaset Don Kişot’luğuna soyundum” dedi.

Aydeniz Dereli

13 Şubat’ta yapılan Babaeski Ticaret Odası seçimlerine katılımın çok yoğun olduğu gözlemlendi. Bu yapılan seçimlerin Babaeski Ticaret Odası seçimleri tarihindeki en büyük katılımın gerçekleştiği seçim olduğu bildirildi. Gerçekleşen seçimlerin ardından, bağımsız olarak Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olan Münir Bederli, gazetemize bir takım açıklamalarda bulundu.
“Tabular kolay yıkılmaz ama korkutulabilir” diyen Münir Bederli şunları söyledi;
“12 Şubat 2009 tarihli gazetenizde yaptığım açıklamada; Ticaret ve Sanayi Odalarındaki seçimlerde siyasi baskı ve yönlendirmelerden bahsetmiş ve bağımsız aday olduğumu kamuoyuna duyurmuştum. 20 yıllık Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası yönetim oligarşisine karşı, kurumsal mesaimden de çalarak siyaset Don Kişot’luğuna soyundum. Yaşamımda hiçbir siyasi angajmanım olmadı. Laf üretmeyi değer üretmeye yeğledim. Seçimler, üyeler bilgilendirilmeden yönetimin inisiyatifi ile dar katılımcılık geleneği gereğince öne alındı. Kendileri ile birlikte çalışma adına yaptığım görüşmelerde eski yönetim ile seçimlere gireceklerini ve genetik miras olgusu içerisinde 4 yıl daha yöneteceklerini açıkladılar (Bu anlayış demokratik toplum anlayışı değil; aşiret, tebaa toplumu anlayışıdır).
Bende Babaeski`de 30 yıldır hizmet veren bir sanayici olarak, hep ilkleri yapma adına 4 günlük siyasi teatral senaryo ile kurumsal gücüm ve beni destekleyeceklerini umduğum sağduyulu çevrem! ile bağımsız aday olarak girmeye karar verdim. 21. yy. Don Kişot’u olarak köhneleşmiş siyasi yel değirmenlerine karşı mücadeleye giriştim. Rüzgarsız üretmeyen, verimsiz, çağdaşlığını yitirmiş teknoloji yerine; evrensel değerleri, proje ve düşünceleri üreten siyaset değirmenleri ikame etme adına ütopik bir savaşa girdim.
4 gün içerisinde 2 grupta (diğer gruplar yönetimin inisiyatifinde idi), meslek grubu arkadaşlarımı (yaklaşık 200 kişi), onların yöntemlerini uygulayarak bire bir ziyaret ederek, proje açılımlarımı anlattım.
Bu çalışmalar hanedanlığı rahatsız ettiğinden, her türlü Bizans oyunlarını uygulayarak, Don Kişot`u saf dışı bırakmak istediler. (Meclis Üyesi Adayı olarak belirlediğim arkadaşlarım, baskı ile caydırarak, Diyojen gibi elimde fener Babaeski sokaklarında güpe gündüz Meclis adayı aradım.)
"Kabullenmek, yenilenmekten daha kötüdür” deyişinden esinlenerek mücadeleye devam ettim.(2., 3. seçimlerde yenilebilirsiniz ama 4. seçimi kazanabilirsiniz.)
Seçimlerimiz; bu platformda, yöneticilerimiz Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası üyelerine sağlıklı ve hijyenik bir salonu bile çok görerek 30 m2 lik bir oda da ve sokak kulisleriyle gerçekleşti. (Doğaldır ki bu ortamda her türlü enfeksiyon olayı gerçekleşebilir.)

* Pirus Zaferi

Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası`nın en ironik, teatral ve kuruluşundan bu yana katılımcılık adına en demokratik seçimleri yapıldı. Don Kişot kaybetti. Eski yönetim Pirus Zaferini (geçici) kazandı. Örümcekleşmiş yel değirmenleri hala ayakta… Ama ne zamana kadar? Kendilerini demokrasi adına kutluyor ve başarılar diliyorum!...
İnanç ve kazanma hırsını iyi oynarsanız, ki bu seçim benim için bazı değer yargıları adına bir film senaryosu gibiydi. Kendi donanımına ve gücüne güvenmeyen çözümü kendinde değil dışarıda arayan toplumlarda aidiyet duygusu ağır basar ve yönlendirilmesi kolay olur.
Eski yönetim tüm ağırlığını 2 gruba vererek, kaybetme korkusu ve telaşı ile geceli gündüzlü mesai vererek çok yüksek katılım sağlaması, (bu konuda kendilerini demokrasiye katkıları nedeniyle yürekten kutluyorum) Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası`nın rekor katılımını gerçekleştirdi. Bu benim mesailerimin de bir ödülü oldu.
Bu seçim insan tipolojisi  olarak da saptamalarımı, büyük ölçüde kanıtladı diyebilirim. Bu oyunda; çoğunluğu tenzih ederek, bana oy veren seçmenlerime ve oyunu bana vereceğini söyleyip, hatta listemde bulunup karşı tarafı yeğleyen riyakar ve yalancı figuran hemşerilerime de teşekkürü bir borç bilirim!....
Babaeski Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde katılımcılık adına demokrasi kazandı, ama meritokrasi kaybetti.
Not: Meritokrasi; erdemleri etik değerleri ve yetenekleri öne çıkaran yeni bir demokrasi biçimi( Batı da 200 yıldır egemen, Türkiye`ye ne zaman uğrayacak?)”