Çağdaş Türkiye

Sevgili okurlar, günümüz Türkiye'sinde önemli adımlar atılmış durumda.

Sevgili okurlar, günümüz Türkiye’sinde önemli adımlar atılmış durumda. Yıllar öncesine dönüp baktığımızda ülkemizin ne kadar geri kalmış, çağdaşlık ve medeniyet den ne kadar uzak olduğunu söylememiz yanlış olmaz her halde. 30 sene kırk sene öncesi, ülkede elektrik olan yerleşim merkezlerinin ne kadar gözde olduğunu biliyoruz. Medeniyetin olmazsa olmazlarından olan yol su elektrik, gibi unsurlar, maalesef  bizim ülkemizde hala konuşulan unsurlardan. Bugün ülkemizin en ücra köşesine ulaşan yol su elektriğin hala siyasi arenada konuşulan konular arasında yer alması da memleketimiz için utanç vericidir. Asıl utanç verici olan mesele ise yıllarca bu memlekette iktidar olmuş, ülkeyi yönetmiş partilerin parti yöneticilerinin, siyasilerin, bankacıların, bürokratların ne kadar vurdumduymazca olan idarecilikleridir. Kul hakkından hiç mi hiç haberdar olmayan, sadece kendi ceplerinin doluluk oranlarını düşünen bu tarz insanların bu memlekete ne büyük zarar verdikleri ortadadır. Benim Almanya’da doğup, orada yetişmem münasebeti ile ülkemiz ile Almanya ve Avrupa arasında ki farkı bilmem beni daha da kahır ediyor. Her zaman sorarım kendime neden bu memleket bu halde?
Son yıllarda eğitime verilen önem neticesinde artık nerdeyse her okulda bilgisayarın olması, okutulan kitapların bedava dağıtılması tabiî ki sevindiren gelişmeler arasında. Unutamadığım ve sizlerle paylaşmam gereken bir anımı aktarayım. Ağabeyim ile benim aram da 6 yaş fark var. Almanya’da aynı okulda okuduk. Orada kitaplar bedava dağıtılır. Fakat her sene yeni kitap basılmaz. Aynı kitap kişiye adeta zimmetlenir. Eğer kitaba bir şey olursa o zaman kişiden bu temin edilir. Dağıtılan kitapların ilk sayfasında isminizi yazmanız gereken bir tablo bulunuyor. 4.sınıfta iken bana dağıtılan kitapta birde ne göreyim, ağabeymin ismi yer alıyordu. Yani ağabeymin kullandığı kitabı ben de kullanacaktım. Anlatmak istediğim yıllarca kitap konusunda bile büyük rantlar elde edenler ve ülkeyi zarara sokanlar nasıl hesap verecekler. Bizim ülkemizde ise daha bundan birkaç sene önce bedava kitap dağıtımı başladı.
Asıl mesele ise geçtiğimiz günlerde Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın belediye başkanlarını ziyareti ile ilgi. Bu ziyaretler çerçevesinde gezilen beldeler arasında Karahalil, Sinanlı, Sakızköy gibi beldeler vardı. Bu beldelerin ortak sorunlarının ne olduğunu lütfen tahmin edin? Evet, medeniyet konusunu başta aktarmıştım, bunlardan birinin su olduğunu biliyoruz. Trakya yöresi ülkemizin birçok yöresine göre daha gelişmiş daha çağdaş ve daha modern olduğunu her ortam da söylüyoruz. Gelin görün ki medeniyetten bahsedenler, çağdaşlığı ağzına sakız edenlerin zihniyeti ile yönetilmiş olan bu beldelerin hala su sorunları var. Su içilemez durumda, asbestli ve 30 – 40 yıllık su şebekelerinden artık bu beldelerin insanları su içemez hale gelmişler. Bu utanç verici değil de ya ne? Bunun hesabını kime soracaksınız şimdi? Nerde bu belediyeleri bunca sene yönetenler? Sadece kotluk sevdası mıydı onları belediye başkanı yapan? Yoksa başka hırslarımıydı? Bu memleketin hangi biriminde olursa olsun bu ülke vatandaşının vergisi ile maaşını alan herkesin aldığı bu paranın hakkını verme mecburiyeti vardır. Milletvekilinden, bir devlet dairesinin kapıcısına kadar bu böyledir. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Vatandaş, vatandaşlığının sorumluluğunu yerine getirmeli, bürokratlarda devlete olan sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Bunlar hep yazılır çizilir ama genelde de aynı tas, aynı hamam devam eder. 
Bu Vatan bizim. Bizim, bizden başka dostumuz yok. Ülkemize biz sahip çıkmaz isek, bu ülkeye çoktan sahip çıkacak olanlar var zaten. 
Kalın Sağlıcakla….