CHP Kırklareli İl Başkanlığı'ndan toplu açıklamalar Zengin; "%10 Seçim Barajı AKP İktidarı'nın temel dayanağıdır"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli İl Başkanlığı %10 Seçim Barajı, 03 Aralık Dünya Engelliler Günü, 04 Aralık Dünya Madenciler Günü ve 05 Aralık Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesi konularında basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması CHP Kırklareli İl Binası'nda 05 Aralık 2014 Cuma günü saat 11.00 da CHP Kırklareli Milletvekili Av. Turgut Dibek'in katılımıyla gerçekleşti.




HABER MERKEZİ * “Bunun adı Milli İrade Hırsızlığı’dır” Basın açıklamasında birçok önemli günü bir defa aradan çıkartan CHP Kırklareli İl Başkanı Recep Zengin önemli açıklamalarda bulundu. Zengin yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti; “Türkiye demokrasisinin 1980'den bu yana halkın temsili açısından yüzde 10 barajı gibi çok önemli bir sorunu bulunmaktadır. AKP 2002 Seçimleri’nde %34 ile parlamentonun %65'ine, 2007'de %46 ile % 62'sine, 2011'de %49 ile %60'ına sahip olmuştur. Bu rakamlarda göstermektedir ki baraj, AKP iktidarının temel dayanağı haline gelmiştir. Genel Başkanımız; “%10 Seçim Barajı’nı içimize sindiremiyoruz, doğru da bulmuyoruz, kalkması gerektiğine inanıyoruz. Bunun adı milli irade hırsızlığıdır" dedi. Vatandaşın iradesini hiçe sayan 12 Eylül Darbeci Zihniyeti’nin başımıza musallat ettiği bu barajın ortadan kaldırılma zamanı gelmiş bulunmaktadır. Çünkü vatandaşın oy verdiği partinin parlamentoya yansımasını engelleyen yüzde 10 barajı, temsilde adaleti zedelemektedir. AKP, 12 Eylül Darbesi’ne karşı çıkıyormuş gibi yapıp, 12 Eylül'ün getirdiği %10 Barajı’na sıkı sıkıya sarılmaktadır. Bu baraj sayesinde başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere pek çok İl’de hak etmediği halde milletvekili çıkarmakta; böylece halkın iradesine ipotek koymaktadır. Temsilde adalet için yüzde 1 oyu alan partiler bile parlamentoya girebilmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruyu gündemine alması beklenmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin %10 Barajı’nın hak ihlali olduğuna karar vermesi ihtimali AKP'yi ve Erdoğan'ı rahatsız etmiştir. Anayasa Mahkemesi'ni suçluyor ama esasen Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirmekte, Cumhurbaşkanı makamım vesayet kurumu haline dönüştürmektedir. * “Soma'da 2 bin 831 Maden İşçisi’nin işine son verildi” 1 Aralık itibariyle Soma'da 2 bin 831 maden işçisinin işine son verildi. 301 işçinin katliama kurban gittiği Soma'da, sağ kalan işçilerin işine son verilmesi, vahşi kapitalizmin kendini göstermesidir. İşçilere "Ya güvenliksiz madenlere gir, orada öl ya da işsiz kal açlıktan öl!" denilmektedir. Vahşi kapitalizmin temsilcisi konumundaki AKP, "fıtrat" adı altında emekçilere sadece açlık, sefalet ve ölüm önermektedir. 2014 yılı İçinde ortalama her gün 5 işçi ve emekçi kardeşimizi iş cinayetine kurban verdik. Aktif işsizlik oranı neredeyse yüzde 20'ler civarına dayanmış durumdadır. İş bulma umudunu yitiren insanlarımız, artık iş aramaktan vazgeçtikleri için işsizlik istatistiklerine alınmamaktadırlar. Oysa Türkiye'nin yoksulluk, yolsuzluk gibi temel sorunları kadar önemli bir diğer sorunu da işsizliktir ve işsizliktir. Genel Başkanımızın dediği gibi emekçilerimiz, ya taşeron zulmü altında iş ve sağlık güvencesinden yoksun, uzun süre ve yüksek riskli koşullarda çalışmaya ya da işsiz kalarak açlıktan ölüme mahkûm edilmektedir.” CHP, madencilik konusunda 10 maddelik bir çözüm paketi hazırladı. CHP İktidarında çalışma koşullan iyileştirilecek; taşeronluk kaldırılacak; havza madenciliğine geçilecek, madenlerin denetimi bağımsız elemanlar tarafından yapılacak, yüksek risk barındıran bütün işyerleri, gerekli tedbirler alındıktan sonra üretime devam edecektir. CHP iktidarında sendikalaşma teşvik edilecek; işçinin sendikalaşmasına engel çıkarılamayacak; üye olduğu sendikadan istifaya zorlanmayacaktır. * “Devlet, engelleri kaldırıp eşit yurttaşlık hakkının kullanılmasını sağlamalıdır” Cumhurbaşkanı, Eğitim Şurası'nda konuşurken, gençlerin Itri'yi, Dede Efendi'yi bilmediğini söylemiştir. Cumhurbaşkanı bunu İlk defa yapmıyor; her vesilede nasıl yaşayacağımıza, hangi müziği dinleyeceğimize müdahale ediyor. Devletin ve Hükümetin görevi, yaşam tarzına müdahale etmek değil, yurttaşları özgürleştirmektir. Devlet, engelleri kaldırıp eşit yurttaşlık hakkının kullanılmasını sağlamalıdır. Aralık, Dünya Engelliler Günü’dür. Bugün engelliler, çok kötü koşullar içinde hayatlarını sürdürmektedirler. Türkiye nüfusunun yüzde 12'si engelli konumdadır. Genel Başkanımızın da belirttiği gibi hepimiz her an engelli konumuna gelebiliriz. O nedenle engellilerin içinde bulunduğu koşulları çok iyi bilmemiz ve değerlendirmemiz gerekmektedir. Kent sadece engelsizler için değil, hepimiz içindir. Onların sorunlarını çözmek hepimizin görevidir. Engellilerin sorunlarını çözmek, partiler üstü bir alan olmak zorundadır. Devlet;  merkezi hükümet ve belediyeler, engelli yurttaşların diğer yurttaşlar gibi kamu hizmetini alabilmeli için engelleri kaldırmakla yükümlüdür. * “Bu topluma kardeşlik gelecekse emin olun kadınlarla gelecektir” Bilindiği gibi 5 Aralık 1934'de Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. 3 Nisan 1930'da da kadınların belediye seçimlerine katılması için gerekli yasal değişiklik yapılmıştır. Kadınların toplumsal ve siyasal yaşamda daha fazla yer edinmesi sağlayan bu adım, günümüzde de, CHP tarafından kadınlara ve gençlere yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi ile devam ettirilmektedir. Kadının katılmadığı hiçbir toplumsal ve siyasal hareketin başarılı olamayacağı açıktır, Bu nedenle genel başkanımızın da dikkat çektiği gibi, kadınlar, çocuklarına ve evlerine sahip çıktıkları gibi Türkiye'ye ve demokrasimize de sahip çıkacaklardır. Genel Başkanımız;, "Eğer bu topluma huzur gelecekse bu topluma barışa gelecekse bu topluma kardeşlik gelecekse emin olun kadınlarla gelecek" demiştir. Kadın ve erkeğin eşitliğine karşı çıkan zihniyetin meseleyi "fıtrat" ile ilişkilendirerek ayrımcılık yapmıştır. Eşitlik meselesini biyolojik farklılıklar ile açıklamaya çalışan bu zihniyete karşı hayatın her alanında kadın erkek hak eşitliğini savunmak, sosyal demokrat ilkelere inanan CHP için tarihi bir görevdir.” (Berkay Çamlı)