Çiftçinin kaderi, tüccarın insafına teslim edildi

Çiftçinin kaderi, tüccarın insafına teslim edildi

Hükümetin uyguladığı tarım politikaları nedeniyle yok olma noktasına geldiğini belirten çiftçiler, mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi ümidiyle seslerinin duyulmasını istiyorlar.

Hükümetin belirlediği buğday alım fiyatlarının, üretim esnasında yaptıkları masrafı bile karşılamadığını söyleyen üretici kesimi, belirlenen rakamla, TMO’nun alım yaptığı rakamın birbirini tutmadığının da altını çizdi. Darboğaza giren çiftçi, ekonomik krizle birlikte tersine dönen göç nedeniyle, durumlarının daha da içinden çıkılmaz bir hal aldığını belirtti. Yanlış uygulamalar nedeniyle müşkül durumdan bir türlü kurtulamayan Tük çiftçisi, ellerine geçen parayla mazot, gübre, biçerdöver ve bilumum üretim masraflarını bile zor ödediklerini dile getirerek, bu olumsuzluğun devam etmesi durumunda üretimdeki sirkülasyonun tıkanacağını ve ülke genelinde bir tarım çöküşü yaşanabileceğini ifade ediyor.

Çiftçinin bu durumuna kamuoyundan ve değişik çevrelerden hak veren sayısı günden güne çoğalıyor. Zor durumdaki üreticiye bir destekte, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’ten geldi. Dibek, çiftçinin de bu ülke vatandaşı olduğunu belirterek, iktidarın uyguladığı yanlış politikaları eleştirdi ve yayımladığı basın açıklamasında şu cümlelere yer verdi:

“Geçtiğimiz günlerde Trakya Bölgesindeki buğday için Hükümet tarafından 47,5 kuruş olarak açıklanan, ancak Toprak Mahsulleri Ofislerinde bu fiyatın altında alınan buğday, 39 Kuruş olarak açıklanıp 33 kuruşa alınan arpa fiyatlarından da anlaşılacağı gibi bu yıl da çiftçimizin gözden çıkarıldığını gösteriyor.  Bu fiyatlarla çiftçinin; mazot parasını, gübre parasını ve biçerdöver parasını bile çıkarması mümkün görülmemektedir. Geçtiğimiz yıl hükümet müdahale alım fiyatı açıklamamış ve çiftçimizi bütünüyle tüccarın insafına teslim etmişti. Bu yıl açıklanan müdahale alım fiyatı ise çiftçilerimizde hayal kırıklığı yaratmıştır. AKP iktidarına kadar, çiftçinin kara gün dostu olan TMO, bu gün bu özelliğini tamamen yitirmiştir.

Hükümet, yaşanan kriz nedeniyle sanayiye yönelik, iş alemine yönelik, vergi uygulamasına yönelik destek ve teşvikler sağlarken, maalesef üretici köylüyü, tarımı, hayvancılığı hiç aklına getirmemiştir. Türkiye’de tarımın istihdam içinde taşıdığı büyük önem dikkate alındığı zaman Türkiye’nin, Trakya’nın çiftçi aileleri bu iktidar tarafından kaderine terk edilmiş, yok sayılmıştır. Ekonomik krizin en ağır darbeyi vurduğu kesimlerin başında çiftçimiz ve esnafımız gelmektedir. Çiftçilerimiz ve esnafımız bu ülkenin vatandaşı değil midir?

AKP iktidarına kadar insanlarımız daha iyi yaşam umuduyla köylerden şehirlere göç ediyorlardı. Ancak hükümetin yanlış politikalarıyla çok daha ağırlaşan ekonomik kriz, başta şehirde yaşayan vatandaşlarımızı etkileyince, bir milyon insan bu kez şehirlerden köylere, yakınlarının yanlarına geri dönmek zorunda kaldılar. Ancak köylerdeki üreticilerimizin içinde bulunduğu koşullar bu insanlarımızın köylerde yaşamalarını neredeyse imkansız hale getirmiştir.  Bugün çiftçilerimiz ve onların örgütlü gücü olan üretici birliklerimiz de farkına varmıştır ki, AKP Hükümeti, Türkiye’de tarım ve hayvancılığı desteklemeyi düşünmemektedir. 7 yılı bulan iktidarları döneminde çiftçilerimize verilen sözlerin hiç birisi yerine getirilmemiştir. Üretici köylüleri, etine, sütüne, suyuna, toprağına sahip çıkmaya ve seslerini duyurmaya çağırıyorum.”