"Çocuğunuzu tanımaya ve anlamaya çalışın"

Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ailelerin çocuklarını tanımalarının ve anlamalarının çok önemli olduğu belirtildi.

Kırklareli merkez ilçede faaliyet gösteren * Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ailelerin çocuklarını tanımalarının ve anlamalarının çok önemli olduğu belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Çocuklarınız sürekli bir büyüme ve değişme içindedir. Sizin çocuğunuz olsa da sizden ayrı bir kişilik geliştirmektedir. Onu tanımaya ve anlamaya çalışın. Çocuğunuz yaşamı, deneme ve taklit yoluyla öğrenir. Ona, ayak uydurmakta zorluk çekebilirsiniz. Onları oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarında özgür bırakın. Onu, her yerde ve her zaman koruyup kollamayın. Onu, küçük diye şımartmayın. O zaman çocuğunuz hep çocuk kalmak ister. Çocuksu davranışlar sergiler.
Her istediklerini istedikleri zaman elde edemeyeceklerini onlara öğretin. Onlara, yerli yersiz söz vermeyin. Sözünüzü tutamazsanız sizlere olan güveni azalır. Çocuğunuza kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığını görünce onu sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasaklan ona, "aile kuralı" olarak benimsetin. Çünkü hiç kısıtlanmayınca ne yapacaklarını şaşırırlar. Ona karşı tutarsız davranışlarınız karşılığında hem bocalar hem de onlardan yararlanırlar.
Çocuğunuza sürekli nasihat vermeyin. Onlar nasihatlerinizden daha çok, davranışlarınızdan etkilenirler. Yanlış yapmaktan korkmayın. Çünkü onlar, bunları çabuk unutur. Birbirinize karşı saygı ve sevgiyi koruyun. Aranızda saygı ve sevginin azaldığını görmek onları yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Çünkü onlar yüksek sesle konuşulanları pek duymazlar. Yumuşak ve kesin sözler, onlarda daha iyi iz bırakır. "Ben senin yaşında iken ..."gibi. sözlere asla kulak asmazlar.
Kendinizle özleştirmeyin. Onları olduğu gibi kabul edin. Yanılma payı bırakın. Küçük yanılgılarını büyük suçmuş gibi başına kakmayın.
Korkutup, sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yaramazlıkları için onları kötü çocukmuş gibi yargılamayın. Yanlış davranışları üzerinde durarak düzeltin. Ceza vermeden önce mutlaka onu dinleyin.  Suçunu aşan cezalar vermeyin.
Soru sorarken onu dinleyin. Çünkü öğrenmeye en yatkın olduğu anlar, soru sorduğu anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Gerçekleri söyleyin. Soru sorma şevkini kırmayın ve özenle cevaplandırın.
Onları, yeteneklerinin üstünde işlere zorlamayın, başarabileceği işler için güdüleyin. Ona, güvendiğinizi belli edin, onu destekleyin ve çabasını övün. Onu başkalarıyla kıyaslamayın, umutsuzluğa kapılmasın. Yaşının üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Öğrenmesi için zaman tanıyın. Dürüst davranmadığı zaman, çok fazla üstüne gitmeyin. Onu, yalan söylemeye sevk etmeyin. Sizi çok bunaltsa da soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızabilirsiniz, ama onu aşağılamayın. Yoksa o da sizi yabancıların yanında güç duruma düşürebilir. Çocuğunuza karşı haksızlık ettiğinizi fark ettiğinizde, ona açıklamaktan korkmayın. Açıklamalarınız, sizi ona daha çok yakınlaştırır. Bunu zayıflık olarak görmeyin ve kullanmasından korkmayın.
Unutmayın ki çocuğunuz sizi olduğunuzdan daha iyi görür. Kendinizi ona karşı yanılmaz ve erişilmez olarak göstermeye çalışmayın.
Ondan "Örnek Çocuk" olmasını beklemeyin. Çünkü o, sizden kusursuz olmanızı beklemiyor. Sevecen ve anlayışlı olmaya çalışın.
Çocuğunuza zorla yemek yedirmeye çalışmayın. Yemek yedirirken rahat davranın ve sağlıklı yiyecekleri alternatif olarak sunun. Çocuğunuz onlar arasından seçimini yapacaktır. Çocuğunuzun yeme isteğini yükseltin. Sevdikleri yemek çeşitlerini mutlaka sofrada bulundurun.
Yemek saatinden önce abur cubur şeylerle onun karnını doyurmayın. Yemek saatinde, onun acıkmış olması gerekmektedir.
Yemeklerin görüntüsünün iştah açıcı olmasına dikkat ediniz.
Tatlıyı (çikolata, şeker...) yemeklere karşı rüşvet olarak kullanmayınız. Böylece tatlının yemeklerden daha çekici olduğunu düşünmeyeceklerdir. Yemek ya da yemekler arasında seçim yapabilirler. Herkes için yemek pişirmeyin, onun sevmediği yiyecekleri yenileriyle karıştırın. Yemek saatlerinin bütün ailenin zevk aldığı bir zaman dilimi olmasını sağlayın.
Çocuklarınız, dövüşür, atışır, kavga ederler. Kavgayı önleyemeyebilirsiniz ama onunla baş etmek ya da daha aza indirgemek sizin elinizdedir.
Unutmayın; olayın ne kadar dışında kalırsanız çocuklarınız da kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözmede o kadar yaratıcı olacaklardır. Çocuklarınıza birbirlerini sevgilerini göstermelerini öğretin.
Çocuklarınız, zaman zaman şiddet duygusuna kapılabilirler. Bunu engellemeyebilirsiniz. Ama şiddet davranışlarını engelleyebilirsiniz. Bunun için çevreyle ilişkilerinde şiddet hareketlerine sapmalarını engelleyecek kurallar koyun ve bunları ödün vermeden uygulayın.
Çocuklarınıza kitap sevgisini küçük yaşlarda kazandırmaya çalışın. Çünkü onlar O - 6 yaşta ne almışlarsa 70 yaşında da o temel üzerinde yükselirler. Kitaba karşı ilk ilgi ve merakının uyanması, okuma öncesi dönemine rastlar. Çocuğun eline verilen bol renkli, resimli kitapla, ona anlatılan çeşitli öyküler, masallar, oyun oynama düşlerine seslenen dizeler, tekerlemeler bu dönemde çok önemlidir.
Çocuğun resimli kitabı eline alıp, kendi kendine yüksek sesle bir şeyler okuyup anlatıyormuş gibi yapması, çözemediği gizemli harflerin ardından çeşitli dünyaların da olduğunu, kavradığını gösterir.
Okumayı öğrendikten sonra, harflerin ötesinde heyecan uyandırıcı, şaşırtıcı renkli dünyaları kimsenin yardımı olmadan kendi kendine çözümlemeye başlar. Artık kitap okumak çocuk için vazgeçilmez bir etkinlik olur.
Okumak; düşünerek, benimseyerek, özümseyerek bireyin hayat görüşünü belirler. Çocuklarınızın sevgi, dostluk, barış, iyi değerleri içeren konulu kitapları okumasını sağlayın. Vurdulu, kırdılı, ezberciliğe dayanan, kin ve nefret konulu kitapları okumalarına izin vermeyin.
Çocuk kitaplarında çevre, barış, eğitim, sevgi ve aşk, kadın - erkek eşitliği, insan hakları,' kuşaklararası çatışma, geleneklerle hesaplaşma gibi kavramlara yer verilmelidir. Bağnazlık ve ön yargıdan uzak olmalı, ırk üstünlüğü ve din ayrımı gibi inançlar aşılanmamalı, yurt sevgisi ve ulusal değerler aşılanmalıdır. Uluslararası düşmanlıklar körüklenmemen, yiğitlik abartılmamalıdır. İnsan, çocuğa olumlu ve olumsuz yönleri ile tanıtılmalı, katı ahlak kuralları yerine insani değerler, hoşgörü ve esneklik esas alınmalıdır. “ (s)