EDİTÖR'DEN

Aman Başsavcım






İlyas Yavuz… Kırklareli’nin Yeni Başsavcısı… Gelir gelmez topladı basını, sohbet toplantısı düzenledi! Yok daha neler!.. Böyle şeylere alışık değildik biz ama! “Kapı /duvar” seyrinde ne de güzel yaşayıp, gidiyorduk! Arasan, herhangi bir yetkiliyi “Tatlı Su Bürokratı” vitrine çıkıyor ve “657 Hazretleri” olanca gücüyle tosluyordu haber alabilme kaynaklarımıza! Şimdi, İlyas Yavuz geldi… Sil baştan yaptı bildiklerimizi! Ezberleri boza boza girdi meslek hayatımıza! Kafamız karışmadı desem… Karıştı Vallahi de… Haydi hayırlısı… Haydi hayırlısı… Çok önceleri; sadece başsavcılarla da sınırlı olmayıp, tüm bürokrasi kesimleriyle böyle iletişimlerimiz olurdu. Bilgi kirliliği oluşmazdı arada. Hiç unutmam; bir İl Müdürü’nün Özel Kalemi’ni aradım bir defasında. Dedim ki; “Müdürümün eşi ameliyat olmuş. İsmini alayım da, bir geçmiş olsun haberi veya ilanı yapalım gazetemizde. Jest olsun…” Pişkin bir tavır ile cevapladı Özel Kalemin özel personeli: “Biliyorsunuz ki biz kamu kuruluşuyuz! Basına bilgi ve beyanat veremiyoruz!” Vali beyi aradım sonra da, sordum: “Sayın Vali’m! Neydi filanca İl Müdürü’nün eşinin adı?” dedim. Bozuldu! “Benden başkaca soracak kimse bulamadın mı evlat?!” dedi. Anlattım durumu… Hak verdi sonradan… “Demek ki, bizim 657’cilik, bu noktalara kadar ulaşmış” dedi… İlyas Yavuz, gelir gelmez bozdu ezberlerimizi! Fabrika ayarlarımızda önemli bir farklılık yarattı ayağının tozu ile. Unuttuğumuz veya aslında olması gerektiği gibi bir sistemi getirdi gelir gelmez de! Aman Başsavcım! Yapmasaydınız keşke gelir gelmez böyle şeyleri! Kötü örnek olmak var işin ucunda! Alışkanlık ve ezberlerin bozulması riskleri var serde! İyi ki geldiniz bizim memlekete… Haydi hayırlısı… Haydi hayırlısı…