EDP'de Anayasa Değişiklik Paketi'ne "Evet" diyecek

Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Kırklareli İl Başkanlığı 2 Eylül 2010 Perşembe günü basın açıklaması gerçekleştirdi. 


HABER MERKEZİ
Saat 20.30’da EDP Kırklareli İl Başkanlık Bürosu’nda yapılan basın açıklamasına; EDP Kırklareli İl Başkanı Şevket Başgelen, EDP Kırklareli Merkez İlçe Başkanı İbrahim Cebeci, EDP Kırklareli Merkez İlçe Yöneticisi Ertuğrul Öksüz, EDP Lüleburgaz İlçe Başkanı Nevzat Dalgıç, yönetimde görevli diğer üyeler ile partililer katıldı.EDP Kırklareli Merkez İlçe Yöneticisi Ertuğrul Öksüz yapılan basın açıklamasında şunları kaydetti;“Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerine ilişkin "Esasa girerek" verdiği kararını açıkladıktan sonra tabanında yürütülen tartışmalar ve son olarak Parti Meclisi'nde yürütülen görüşmeler sonucunda, 17 Temmuz 2010 tarihinde, "Referandum’da Evet, AKP İktidarına Hayır,” yönünde karar almıştır.12 Eylül Anayasası ile çerçevesi çizilen vesayet rejimi; Türkiye'nin siyasi aktörlerini, sözde bir demokrasi sahnesinde, aynı demokrasi piyesini oynamaya ve Türkiye toplumunu da, sağcısı, solcusu, muhafazakarı, Alevisi, Sünnisi, Türkü ve Kürdü ve dahi tüm kimlik mağdurları, yoksulları, ayrımcılığa uğrayanları ile 30 yıldır sahnelenen bu oyunu izlemeye zorlamaktadır. İstisnasız herkes, 12 Eylül Anayasasının Türkiye Toplumuna giydirilmiş bir deli gömleği olduğunu ve bu gömleğin bir an evvel çıkarılması gerektiğini dite getiriyor.Ancak, iş gömleği çıkarmaya gelince ağız dolusu konuşanlar, bir ileri iki geri garip bir mehter yürüyüşüne geçiyorlar. AKP tarafından hazırlanıp, meclisten geçirilerek Referanduma sunulan Anayasa değişiklikleri de, bu garip yürüyüşün tezahürlerinden biri olarak gündemimize oturdu. Değişiklikler sözde demokrasi sahnesinin perdelerini tamamıyla kapatacak ve Türkiye'nin diğer acil ve yakıcı sorunlarına çözüm getirecek yeterlilikten yoksundur. Eşitlikçi, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa ihtiyacını ortadan kaldırmamaktadır.Bununla birlikte, maddelerin mevcut ve değişik halini karşılaştırdığımızda, bugün yürürlükte olan durumu demokratik açıdan daha geriye götürdüğünden söz etmek de mümkün görünmemektedir, 12 Eylül darbecilerinin yargı önüne çıkarılacak olması, darbe, heveslisi askerlerin, komutan emri altındaki askeri mahkemelerin koruyucu gölgesine sığınamayacak olması, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı tanınması, HSYK ve YAŞ'ın ihraç kararlarına karşı yargı yolunun açılması gibi kimi reformlar,, toplumun özgürlük alanında küçük bir iyileşme anlamına gelse de, EDP önerilen değişikliklerin desteklenmesi gerektiği sonucuna varmıştır.Ayrıca, vesayetçi güçlerin, Türkiye demokrasisinde en küçük bir ileri adımı dahi engellemeye yönelik tutumları asla kabul edilemez.Susurluktan Ergenekon'a ulaşan süreçte yaşadığımız deneyimler, bu güçlerin, iktidarda AKP değil, her kim olursa olsun statükoyu değiştirmeye yönelik tüm girişimleri engelleyeceklerini, şüpheye yer bırakmayacak şekilde zihnimize kazımıştır. Referandum’da "Hayır" tutumunu almanın, bu statükocu güçlere ve zihniyete destek olmak anlamına da geleceği kanaatindeyiz,"Anayasa’nın tamamı değişmeden, referandumda verilecek evet oyunun 12 Eylül Anayasası’nı mevcut haliyle kabul etmek" anlamına geleceği yönündeki "Hayır" gerekçesini de doğru bulmuyoruz. İdam Cezası’nın kaldırıldığı zaman da 12 Eylül Anayasası tamamen değiştirilmemişti. Bugün bu madde oylanıyor olsaydı, "12 Eylül Anayasası’nın tamamı değişmiyor" diyerek Hayır mı diyecektik.Hayır oyu verildiği takdirde, Anayasa’nın tamamının değiştirilmesine kapı açılacağı yönündeki varsayımı da gerçekçi bulmuyoruz. AKP'den sonra Türkiye'de anayasayı değiştirebilecek halk desteğini arkalarında toplayabilecek, CHP ve MHP'nin buna ne kadar istekli olduğunu son 10 yılda açıkça gördük, Bazen büyük bir eşyayı, küçük bir kapıdan geçirmek için onu parçalamak gerekir, özgürlükler alanında küçük bir iyileşme sağlayan bu referandum, statükocu yaklaşımın Türkiye'deki değişimi, geçmek zorunda bıraktığı bir istasyon gibidir. Biz bu istasyonun geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak, bu istasyonun varmayı düşündüğümüz gar olmadığını da vurgulamak isteriz.Biz artık, AKP'ye "Değişimi biz istiyoruz; bu solcular statükocu" deme şansı vermek istemiyoruz. Biz, zamanında 12 Eylül rejiminin gencecik  insanların hayatlarına son vermesine alkışlar tutan siyasi ekolden gelen bir Başbakan tarafından, idamların timsah gözyaşları ile sömürülmesini istemiyoruz. Biz 13 Eylül sabahı uyandığımızda, Kırklarelili EDP’liler olarak Adliye Binası önünde toplanıp, Kenan Evren ve diğer 12 Eylül Darbecileri hakkında suç duyurusunda bulunabilmek için "Yüzümüz olsun" istiyoruz. Bu nedenle, "Referandumda Evet" diyoruz.Bugün "Referandumda Evet" diyen EDP, değişiklik paketi Meclisle sunulduğunda, tek tek maddeler üzerindeki yetersizliklerin giderilmesi ile paketin Türkiye'nin diğer acil ve yakıcı sorunlarına çözüm olması amacıyla önerilerini Meclis Başkanlığı’na sunmuştu. Bu öneriler kapsamındaki, anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, zorulu din derslerinin kaldırılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın statüsü, kamu çalışanlarının grev hakkına ilişkin reform önerilerimiz AKP tarafından dikkate alınmamıştır. AKP toplumu dönüştürebilecek tek güç olduğuna inanmanın kibriyle, toplumun mağdur kesimlerinden gelen başka hiç bir öneriye de kulak kabartmamıştır.AKP'nin bu duyarsızlığı; ister "kendine demokrat, ben yaptım oldu" zihniyetinin, demokratik politik kültürü içselleştirememesinin eseri olsun, isterse de "siyasi cesaretsizliğinden, demokratik toplumun ihtiyaçlarını kavrayamamış olmasından kaynaklanmış olsun; bu partinin Türkiye'deki değişimin hızına ayak uyduramayacağı ve değişimi yönetme yeterliliğinden uzak olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, “AKP İktidarına Hayır” diyoruz.EDP, bu kararını açıklayarak, son sözünü de söylemiş değildir.Türkiye toplumunun, er ya da geç hak ettiği eşitlikçi, demokratik ve özgürlükçü anayasaya ulaşacağına inancımız tamdır. 12 Eylül Anayasası’ndan kurtulmak gerektiği bilinciyle, özgürlükçü, demokratik ve sosyal bir sivil anayasa mücadelesini, toplumsal muhalefet örgütleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, yurttaş girişimleri ve siyasi partiler ile birlikte, referandumdan sonra da sürdürme kararlılığındadır.EDP Referandumda 'Evet” diyor çünkü:EDP, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler için pozitif ayrımcılık istiyor. EDP, hak grevi, dayanışma grevi, hak yollarına konan yasakların kaldırılmasını istiyor. EDP, YAŞ ve HSYK karalarının yargı denetimine açılmasını istiyor. EDP, askerlerin de sivil mahkemeler de yargılana bilmesini istiyor. EDP,12 Eylül’ün tüm sorumlularından ve suçlularından hesap sorulmasını istiyor, EDP, bunu yapabilmek için, toplumsal muhalefet örgütleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, yurttaş girişimleri ve siyasi partiler ile birlikte mücadelesini sürdürecektir.Türkiye toplumu bu özellikleri taşıyan bir anayasaya er ya da geç ulaşacaktır.” (cs)