"Ekonomimizi kurtaracak çözüm, Atatürk'ün; karma ekonomik modelidir"

'Ekonomimizi kurtaracak çözüm, Atatürk'ün; karma ekonomik modelidir'

İşçi Partisi Öncü Kadın Kırklareli İl Başkanı Nevriye Mutluer, gündemdeki konulara dair bir basın açıklaması yaptı. Mutluer, dünyayı sarsan ekonomik krizin ülkemize olan etkilerini de değerlendirdi.

Mutluer açıklamalarında şunları kaydetti;  “Türkiye üzerinde, dalga dalga bir rüzgar esiyor. Bu rüzgarın etkisi, gerçek sorunu gündemden düşürüyor. Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomik kriz olduğu halde halk dalgalarla oyalandırılıyor. “Krizin aşılması için ne yapılmalı?” Sorusu atlanıyor. Ekonomik krizin aşılması için; “Üreten Türkiye mi, tüketen Türkiye mi olacağız?” sorusuna cevap aramak şarttır. Türkiye’nin geleceğinin aydınlık olması için bunun cevabı mutlaka üreten Türkiye olmalı.

Dünya için tekstilde olmazsak olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde Ege pamuğu kalitesinde pamuk yetiştirilemiyor. Geçmişte, 500 bin ton pamuk üretirken bugün 250 bin tona düşürdük, ihtiyacımız olan 1 milyon 250 bin tondur. Bu üretimin düşmesi ülkemizi dışa bağımlı hale getiriyor.

Çiftçi toprak satma derdinde, kime satıyor? O yabancı dev şirketler var ya, onlara satıyor. Geliyorlar 3 bin-5 bin dönüm araziyi toplayıp modern bahçe kuruyorlar. Sonra diyorlar ki, “diğer bahçelerin ürünlerinde hastalık var onları almayın.” Devlet yetkilileri de kendi çiftçisine “üretimi durdurun” diyor. Çiftçi de boş bırakıyor ve sonunda satıyor. Eskiden Toprak Mahsulleri Ofisi vardı. Çiftçinin kara gün dostu idi. Çiftçi tarlasını ekmeden önce hesabını yapabiliyordu, şimdi hesap yapma zamanı bitti. Çiftçi ektiği üründen zarar ediyor. Mazot parası bile kazanamıyor. Türkiye’de tüm sektörlerin yaşaması için tarımın yaşaması şarttır. Bugünkü özelleştirmeci partiler ne yapıyor? Türkiye’yi özelleştiriyorlar! Topraklarımızın yurt genelinde yüzde otuzu yabancılara satılmış durumda. Emperyalist sistem köylüleri tasfiye ediyor. Köylünün tarlası yabancıların eline geçiyor, yabancıların istediği gibi, istediği kadar üretim yapılıyor.

Türkiye 1950’li yıllarda ulusal gelir bazında İtalya ve İspanya ile eşit, Yunanistan’dan iki kat büyüktü. Aynı yıllarda Çin ve Hindistan Türkiye’den oldukça gerilerdeydi. Bugün Çin Dünya’nın üçüncü büyük ekonomisi, Hindistan geleceğin en büyük ekonomilerinden biri, 1950’lerde bu ülkelerden çok önde olan Türkiye şimdi bu ülkelerin yanına bile yaklaşamıyor. Niçin? Türkiye serbest Pazar ekonomisi uyguladı; onlar ise İşçi Partisi’nin savunduğu Atatürk’ün halkçı, devletçi ekonomisini uyguladı.

Türkiye’nin hala ekonomik krizden çıkması mümkün.

Çözüm:

1- Uçurumun kenarından ülkemizi ve ekonomimizi kurtaracak çözüm, Atatürk’ün, bağımsız, halkçı ve devletçi karma ekonomik modelidir. 2-Gümrük Birliği’nden çıkılmalıdır. 3-Türk Milleti AB kapısında Kemalist devrimini yitirmekte, devletsiz kalmaya, eyaletlere ve cemaatlere bölünmekte, ulusal ekonomimiz çökmektedir. Avrupa Birliği aday üyelik başvuruları geri çekilmeli, ulusal bağımsızlığımız sağlanmalıdır. 4-ABD ve AB güdümlü IMF ve Dünya bankasının direktifleri yönündeki politikalara son verilmelidir. 5-Devlet yatırım yapmalı ve herkese iş olanağı sağlanmalıdır. 6-Devlet yabancı sermaye yerine KOBI’lere destek olmalı, başta kapanmak üzere olan fabrikalar olmak üzere, ulusal sanayimizi desteklemelidir. 7-Özelleştirilmelere son verilmeli, stratejik kurumlarımızdan başlayarak özelleştirilenler kamulaştırılmalıdır. 8-Hortumcuların çaldıklarına el konmalı ve kaynaklar tarım ve sanayi başta olmak üzere yatırımda ve istihdamda kullanılmalıdır. 9-İç borçlar ertelenmeli, tefecilere aktarılan kaynaklar yatırımda kullanılmalı. 10-Ulusal tarım ve hayvancılığımız desteklenmeli, tarımsal sanayi güçlendirilmelidir. 11-Hazine arazileri topraksız köylüye dağıtılmalıdır. 12-Türkiye’de üretimi mümkün olan ürünlerin ithalatı sınırlanmalı ve engellenmelidir. 13-Yabancı süper marketler değil, esnafımız korunmalı ve desteklenmelidir. 14-Eğitim, milli ve parasız olmalı, herkese eşit haklar sağlanmalıdır.

Görülüyor ki, ülkemizin asıl gündemini oluşturan ekonomik krizdir. Bu krizi aşmak Milli hükümet programıyla mümkündür. Işçi Partisi, bütün engellemelere rağmen, ne Milli Hükümet programından, ne de Atatürk ilke ve inkılâplarından vazgeçmeyecektir.”