HABER/YORUM

Evinizin ortasına çöp atıyor musunuz?




Gülcan Kutlu


Hepiniz “Şimdi bu soru nereden çıktı” diyebilirsiniz. Nereden mi çıktı tabi ki benim meşhur yol maceralarımdan çıktı. Çöpü etrafa atma sorunu ülkemizin genel sorunlarından birisidir. Birçok insanımız evini temizler, bahçesini temizler ama çöpünü doğaya atar. Bu klasik olmuş bir hareket artık. Ne kadar yanlış derseniz.  Çok yanlış. Bu doğru bir harekettir diyene dünyanın en büyük yazarı bile söyleyecek bir cümle bulamaz. Bundan birkaç gün önce taksi ile yine Kırklareli istikametine yolculuk yapıyorum. Karşıdan bir araç geliyor. İçinde iki tane yaşı gençten adam var. Araç yavaşladı, aracın camı açıldı, bir poşet çöp Karaman Mevkii’nde Istrancalar atıldı. Yanımdaki arkadaşıma “Arabayı durdur” dedim ama durdurmadı. Benim çöp konusundaki hassasiyetimi bildiği için değil, çöpü atanlara tepkimi bildiği için durmadı. Bir durmuş olsaydı en son söyleyeceğim sözü en başta söyleyeceğim için durmadı.  Yenice-Demirköy arasındaki yoldan geçen herkes bilir. Hatta geçmeyenlerin de kulak aşinalığı vardır bu konuya. Yol kenarlarında bir sürü çeşme vardır. Bu Istrancalar’ın bereketidir. Istrancalar birçok yerin su ihtiyacını karşılar. Hem de öyle böyle su değil. Doğal, tertemiz. Bu çeşmelerin etrafında geçen araçlar durarak su ihtiyaçlarını karşılarlar. Hatta damacanalarını doldurup evlerine bile götürenler çoktur.  Bu çeşmelerin etrafına baktığımızda Yenice’nin ya da Demirköy’ün çöplüğü burası zannedersiniz.  Burası ne Yenice’nin, ne de Demirköy’ün çöplüğü. İçi o çöpten daha fazla kokmuş insanların çöplüğüdür. Belki çok ağır bir cümle gibi oldu ama bana göre az bile oldu. Abe insanlar buraya geldiniz tamam. Suyunuzu aldınız tamam. Afiyet olsun. Çöpünüzü niye bırakıp gittiniz?  Sabah yine yolculuk saati geldi. Otobüse bindim, ağır ağır geliyoruz Kırklareli’ye. Arka koltukta bir teyze 60 yaşlarında sanırım. Muhabbet ediyoruz havadan sudan. Şeker gibi bir kadın.  Birden teyzenin o kadifemsi sesi değişti. Sinirli bir hal aldı; “Sen evinin ortasına çöp atıyor musun?” dedi. Bir an durdum güzel bir sohbet arasında ne alaka diye düşündüm kendi kendime. “Anlamadım teyze” dedim. Sana demiyorum kızım. Karşıdan gelen arabadan ormana çöp atıldı. Ona dedim. Çok kızıyorum böylelerine. Ellerine geleni atıyorlar doğaya, ormana. Ne hakları var etrafı kirletmeye diye söylene söylene devam etti yolculuğa. Daha başka şeyler de söyledi ama buradan yazmam etik değil. Haksız mı? Bence çok haklı… Sadece bu yolda mı, geçtiğim her yerde bu yapılıyor. Yollar çöplük gibi, ormanlar çöplük gibi. Her adım başında bir çöp atılmış. Bazı atılan çöpler de dağ gibi olmuş. Pet şişe mi istersiniz, yemek artığı mı istersiniz. Kıyafet mi istersiniz. Ne ararsanız var. Bir gün Longoz Ormanlarını gezmeye gittik bir grup doğasever ile. Fotoğraf makinelerimiz elimizde. Güzel manzaralar çekmek niyetimiz. Ama çöp çektik. Etrafa atılmış çeşit çeşit çöp. Boya rulosu bile var. En ilginci de bir çekyat çektik. Ormanın ortasına atılmış. Böylece güzel fotoğraflar çekeceğiz hayalimiz suya karıştı. Üstelik burası İğneada’nın içi sayılır. Erikli Gölü’nün hemen yanı. Dünyanın en güzel ormanlarından biri çöp ormanına dönmüş. Üzüldük. Atılacak çöp bidonları mı bitti? Belediyeler çöp mü toplamıyor? Anlamadım gitti. Asıl anlayamadığım sizin insanlığınız nereye gitti?