HABER/YORUM

''Açım bir poğaça parası versene''




Gülcan Kutlu

Köşe başında bastonla bekleyen ve bana açım diyen dilenciye “Gel sana poğaça alayım” dedim. “Bak bu bastonu kafana indiririm” cevabıyla karşılaştım. “Açım, bir poğaça parası” diyen dilenciler duygularımızı istismar etmeye çalışıyor. Dilenci sayısında her gün artış yaşandığını sokaklarda dolaştıkça görebiliyorum. Her köşe başında bir dilenciye rastlamak mümkün. Haber peşine giderken adını öğrenemediğim amcanın (70 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum) yaşını ve içinde bulunabileceği hayat şartlarının zor olabileceğini göz önünde bulundurarak bu isteği karşısında insan olarak duyarsız kalamadım. Para vermek yerine; “Amca madem açsın gel şuradan sana poğaça alayım karnını doyur’’ dediğimde; “Bak bu bastonu kafana indiririm” diye karşılaştığım cevabı, bazı dilenenlerin insanların duygularını ne kadar istismar ettiğini göstermektedir. * “Açım diyen dilenciye gel sana poğaça alayım demeyin” “Neden dileniyorsun, ayıp değil mi?” dediğimde aldığım; “Bana bak, benimle uğraşma git işine kızım, şimdi bu bastonu kafana indiririm görürsün gününü” cevabı karşısında hem çok şaşırdım hem de çok korktum. Bu cümleler üzerine en yakın polis memuruna giderek durumu anlatmak istedim. Ancak beni polisin yanına giderken gören dilenci hemen oradan uzaklaşınca vazgeçtim. Duyarlı bir vatandaş ve gazeteci olarak vatandaşlarımızı bu tür dilencilere karşı uyarma gereği duydum. Vatandaşlarımızın dilencileri Belediye ekiplerine ve en yakın Emniyet görevlisine bildirmeleri bir nebze de olsa dilenciliğin önüne geçecektir. * “Çocuğuma süt alacağım” Dilencilik yapan kişilerin yaşları değişkenlik gösterirken özellikle duygu istismarında bebeklerin kullanılması dikkatimden kaçmıyor. Küçük bir çocuk ile hatta yaşını doldurmamış bebeklerle saatlerce sıcak altında yada yağmurda dilenenler çocuk istismarı yaparak duygu sömürüsü yapmaktalar. “Çocuğuma süt alacağım” diyen dilenenlerin yanlarından hızla geçerken gözüme takılan, hayatın acımasızlığına dair bu kareler gözümün önünden bir türlü gitmek bilmiyor. Kucağında küçük bir bebek, bebeğin ağzında biberon yağmurun altında saatlerce dilenenler ise ayrı bir konu olarak yetkililerin ayrıca eğilmesi gerektiğine inanıyorum. * “Başıma gelen bu olayı neden haber yaptım?” Her geçen gün artan sayıları ile birlikte şehirlerde ve ilçelerde ciddi bir problem olmaya devam eden dilenci sorunu gerekli önlemler alınmadığı takdirde daha içinden çıkılması zor duruma dönüşecek. İnsanlarımız gerçekten merhametli ve kendisinden bir şey isteyeni boş çevirmek istemiyor. Zaten olması gereken de bu. Ama dilenciliği meslek haline getirenler sahtekârlıkları, haksız kazançları bir tarafa insanların gönüllerindeki merhamet duygularının körelmesine de sebep oluyorlar. Gerçek ihtiyaç sahipleri kapılarını çaldığında bir “Acaba” sorusu geçiyor zihinlerinden. Dinimizin kutsiyetinin en fazla hissedildiği zamanlarda ve mekânlarda oluşan nahoş görüntüler de işin cabası. * “Dilenciliği sektör haline getirdiler” Dilenenlerin birçoğu insanların merhamet ve yardım duygularını istismar eden kişilerin dilenmeyi bir sektör haline getirdikleri görülmektedir. Özellikle Ramazan ayında bu durum had safhaya ulaşıyor. Kolay yoldan para kazanmanın yollarını arayan dilenciler, özellikle insanların manevi duygularını istismar ediyorlar. “Ekmek parası, yol parası, hastane parası vs.” gibi açıklamalarla vatandaşlardan para isteyen dilenciler vatandaşı tedirgin ediyor. İnsanların para istemenin ve uydurulmuş yüzlerce hikâyelerden birini anlatmanın dışında dış çevreden gelen sorulara hiçbir şekilde cevap vermeyen dilencilerle konuşmak mümkün değil. Eğer bu konuda fazla ısrar ederseniz hemen saldırıya geçiyorlar.