"Hurda deyip geçme, milli servet"

"Hurda deyip geçme, milli servet"

2009 yılında ülke geneline bakıldığında geri dönüşümü yapılmadığı için yıllık 1 milyar 100 milyon TL. kaynak çöpte kaybolup gitti. Geri dönüşümün sağlandığı merkezlerin başında ise hurdacılar geliyor. Kırklareli'nde bir elin parmaklarını geçmeyen hurdacı esnafı deyim yerindeyse geçimlerini yalnızca çöpten sağlamakla kalmıyor aynı zamanda milli servetin ülke ekonomisine geri kazandırılmasına önayak oluyor. 1960 yılından günümüze Kırklareli'nde hurdacılık sektöründe çalışan 4 çocuk 8 torun sahibi 74 yaşındaki Ilyas Aktaş, hurdanın önemini; "Hurda deyip geçme milli servet" sözleri ile tanımlıyor.

Kırklareli'nde günlük ortalama 2 ton civarında geri dönüşümü yapılabilir hurdanın toplandığı bilgisini veren Aktaş, bunun aylık ortalamasının da 60 tonu bulduğunu ifade etti. Geri dönüşümü yapılacak hurda malzemeler içinde ağırlıklı olarak demir ve plastik alımı yaptıklarını ancak kağıt, bakır, alüminyumda aldıklarını anlatan Aktaş, her gün sokaklarda yaklaşık 30 kişinin çöpe atılan bu ürünleri topladığını belirtti.

Kırklareli'nde toplanan hurdanın il merkezinde değerlendirilebileceği bir tesis olmadığı için başta Çorlu olmak üzere Istanbul'a nakledildiğini kaydeden Aktaş, "Toplanan hurdalar fabrikalara gönderiliyor. Örneğin toplanan demir hurdası Çorlu'da Ereğli Demir-Çelik Fabrikasına gidiyor. Kağıt yine Çorlu Modern Kağıt Fabrikasına gidiyor. Kısaca toplanan hurda malzemelerin tümü değerlendirilmek üzere Çorlu ya da Istanbul'a gönderiliyor" dedi.

"Hurdanın önemini bilmiyoruz"

Ülke genelinde bakıldığında ekonomiye ciddi katkılar sağlamasına rağmen hurda malzemeden işletme olarak iyi bir kazançları olmadığını dile getiren Aktaş, aylık kesin bir rakam veremese de ortalama 500 TL. ile 1000 TL. arasında gelir sağladıklarını bunun bazı dönemler 1000 TL'nin üzerine de çıkabildiğini söyledi. 

"Hurda deyip geçme milli servet"

Kırklareli merkezde sektördeki işletme sayısı az olunca sektörün Kırklareli için geçerli olmak üzere Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nda temsilinin olmadığını da ifade eden Aktaş, bu mesleğin yeterince öneminin bilinmediğini vurgulayarak; "Hurda deyip geçmeyelim bu milli bir servettir. Bazı yetkililer bunun önemini bilmiyor. Kent içinde olması dolayısıyla bir görüntü kirliliği belki var ama bu milli servettir. Sonuçta burada demir var plastik var kağıt var. Kurtlanmaz paslanmaz. Tabi hep beraber el birliği ile daha iyisi yapılsın isteriz" diye konuştu.  

Hurdacıların mekan sorunu

Hurdacılık işinin eski malzemelerden oluşması nede ile toplanıldığı merkezlerde özellikle şehir içinde ise belli bir görüntü kirliliği oluşturduğu görüşüne katılan hurdacı Ilyas Aktaş, bundan yaklaşık 2 yıl önce hurdacılıkla uğraşan işletmelerin belli bir yerde toplanarak hem görüntü kirliliği hem de işyerlerinin tekbir noktada toplanmasına yönelik Kırklareli Belediyesi'nin bir adım attığını ancak bunun devamının gelmediğini söyledi. Aktaş, şöyle konuştu:

"Hurdacılar için birkaç yıl önce bir mekan ayarlamayı düşündüler ama bu henüz uygulanmadı. Belediye ile zamanında görüşme yaptık 2 yıl önce hurdacıları bir araya toplayıp yapılan alanda bize bir yer ayıracaklardı. Böylece hurdacılarda tekbir noktada toplanmış olacaktı. Demir Sanayi civarında bir yerde olacaktı. Başlangıcı yapıldı niyet ortaya konuldu ama bir gelişme olmadı."

Ülke genelinde hurdanın

ekonomiye katkısı

2009 yılında Istanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın ülke geneli için yaptığı bir araştırma ise bu sektörün hiçte yabana atılır cinsten olmadığını ortaya koyuyor. Geri dönüşümü yapıldığında hurdadan ortaya çıkan rakamların ülke ekonomisine katkısı günlük 2 milyon TL'yi bulurken geri dönüşümü sağlanamadığı için yıllık 1 milyar 100 milyon TL. çöpte kaybolup gidiyor. Türkiye'de günlük 5 milyon TL değerinde kağıt, metal, plastiğin çöpe atıldığı düşünülürse geri dönüşümü yapıldığında elde edilecek gelirin yanı sıra yeni üretim yapılmasına da gerek kalmayacağı için elde edilecek kazanç hiçte önemsiz görünmüyor. Araştırma verilerine göre günde toplanan 1 ton kağıt 17 ağacın kesilmesini önlüyor. Yalnızca Istanbul'da yıllık 450 bin ton kağıt tüketildiği düşünüldüğünde ise Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında 38 kilometrekarelik ağaçlık alanın korunması sağlanıyor.

Geri dönüşümcü firmaların bu sektördeki yıllık kazancı ise ülke genelinde 800 milyon TL.