Iş bırakma eylemi ilimizde de gerçekleştirildi

Iş bırakma eylemi ilimizde de gerçekleştirildi

Dün tüm Türkiye genelinde uygulanan ve Kamu-Sen, DISK ve KESK’in ortaklaşa olarak düzenlediği, kamu çalışanlarının 1 günlük iş bırakma eylemi, ilimiz Kırklareli’nde de uygulandı. Eylem çerçevesinde sendika temsilcileri ve üyeleri Dingiloğlu Parkı önünde saat 10:00, 11:00 ve 13:00’da toplanarak basın açıklaması yaptılar ve tepkilerini, isteklerini dile getirdiler.

Ilk olarak saat 10:00’da KESK tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bugün, memur sendikacılığında yeni bir çığır açıldı. Türk memuru toplu sözleşme ve grev hakkına giden yolda, en büyük atılımı gerçekleştirdi, sendikacılığa bir mihenk taşı daha ekledi. Bugün, memurlarımız üzerlerine asılan her türlü asılsız yaftayı parçaladı.

‘Memur ne iş yapıyor ki! Yan gelip yatıyor’ diyenler, memurların ne iş yaptığını gördü. Türkiye Kamu-Sen’in bu eylemi, yıllardır ihmal edilen, kaderiyle baş başa bırakılan işçinin, esnafın, çiftçinin, dar ve sabit gelirli tüm kesimlerin eylemi gibi kabul gördü.

Milletimiz, memurlarımıza tanınacak toplu sözleşme ve grev hakkının, memurlarımızın alım gücünün artırılmasının ekonomik hayatın her kesimine olumlu katkı yapacağının farkındadır. Yalnızca siyasi irade bu gerçeğin farkına varamamıştır. Siyasi irade verdiği sözleri tutmamış, attığı imzaların arkasında duramamıştır.

Kanunen memurlarca gördürülmesi gereken devletin asli ve sürekli görevleri taşeronlara, vekillere devredilmiştir. 4-B, 4-C kapsamında istihdam artırılarak, bu çalışanlar birçok haktan mahrum bırakılmıştır. Memurumuzun gelecekle ilgili endişeli bekleyişine, her türlü belirsizlik ve umutsuzluğuna son vermek için başlattığımız mücadelede ellerimizi, gönüllerimizi, saflarımızı ve seslerimizi birleştirdik.

Vatandaşlarımız, tren istasyonlarına, otobüs duraklarına, havaalanlarına, okullara, hastanelere, devlet dairelerine gittiklerinde hizmet sunulmadığını gördüklerinde, ellerini vicdanlarına koymalarını ve düşünmelerini istiyoruz. Yaptığımız eylem, kamu görevlileri kadar vatandaşlarımızın da yaşam memnuniyetini artırmak içindir.”

Bu açıklamadan 1 saat sonra yine Dingiloğlu Parkı önünde Eğitim-Iş temsilcileri ve üyeleri toplanarak şu açıklamaları yaptı:

“Içinden geçtiğimiz süreçte küresel emperyalizm, sömürüyü küreselleştirme uygulamalarıyla ulusal egemenliğimizi, bağımsızlığımızı ve emek mücadelemizi önemli ölçüde tehlikeye sokmuştur. Küresel sömürü, özelleştirme ile birlikte emek dünyasında taşeronlaştırmayı dayatmış, sendikasızlaştırma sendikal örgütlenme mücadelesinin önündeki en büyük engel haline gelmiştir. Başta kamu çalışanları olmak üzere ücretli ve dar gelirli kesimler, ekonomik büyüme döneminde de kriz döneminde de gözetilmemişlerdir. Yapılan yasal düzenlemelerle eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetleri paralı hale getirilmiş, başta emeklilik yaşı olmak üzere sosyal güvenlik alanında kazanılmış haklardan geriye gidilmiştir. Eylemimizin en önemli talebi sendikal haklarla ilgili olan yanıdır. Toplu sözleşme ve grev hakkı talebimiz, iş bırakma eyleminin ana hedefidir. Şimdi eylem zamanıdır, birlik ve dayanışma zamanıdır. Tüm emekçileri ve halkımızı eylemimize destek vermeye çağırıyoruz. Birleşik Kamu Iş Konfederasyonuna bağlı çalışanlarımız ve tüm kamu emekçileri grev hakkının, grev yapılarak kazanılabileceğinin bilincindedir.”

Iş bırakma eylemi gün boyu devam ederken son basın açıklamasını da saat 13:00’da Eğitim-Sen Şubesi yaptı. Onların açıklamalarında da şu cümlelere yer verildi:

“Özgür, eşit, adil bir Türkiye için Türkiye’nin dört bir yanında alanları dolduran on binlerce emekçiye selam olsun. Bugün alanları doldurarak yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe karşı sesini yükselten emekçiler merhaba, kriz nedeniyle işini kaybetmiş, çocuklarına ekmek götüremez hale düşürülmüş işsiz kardeşlerimiz merhaba, açlık sınırının altında bir ücretle vefasızlığa uğramış, yoksulluğa mahkum edilmiş emekliler merhaba, krizin yükü altında ezilen, kredi batağına düşmeye zorlanan esnaflar merhaba, diplomalı işsizlikle terbiye edilmeye çalışılan, yurt ücretini, üniversite haraçlarını ödemekte zorlanan umutsuzluğa, yarınsızlığa alıştırılan gençlerimiz merhaba, bu adaletsiz dünyanın yükünü iki kere taşımak zorunda bırakılan erkek egemenliğinin şiddetiyle yüz yüze yaşam mücadelesi veren kadınlar merhaba. Mücadele edenler her zaman kazanamayabilir, ancak kazananlar daima mücadele edenler olmuştur. Yaşasın mücadelemiz.”