KESK mensupları dayanışma yemeğinde biraraya geldi

KESK mensupları dayanışma yemeğinde biraraya geldi

KESK Şubeler Platformu’nun il merkezindeki dayanışma yemeği geçtiğimiz Cuma akşam saat 19:30’da Kırklareli Sanatsevenler Dernek Lokali’nde gerçekleşti. Kalabalık bir katılım eşliğinde düzenlenen yemeğin sunuculuğunu Ali Volkan Saçak ve Duygu Yıldız üstlendi.

Toplantının açılış konuşmasını KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen Kırklareli Şube Başkanı Yessari Demiraslan yaptı. Demiraslan, konuşmalarında şunları kaydetti:

“Kalbi; bağımsızlıktan, demokrasiden, özgürlükten ve kardeşlikten yana atan parasız, laik, demokratik eğitim mücadelesine gönül vermiş dostlar. Sizi Eğitim-Sen yönetim kurulu ve KESK yürütmesi adına saygıyla selamlıyorum. Bugün sendikalarımızdaki her türden bürokratikleşmeyi, daralmayı önlemenin tek yolu, güç olmanın bitmez-tükenmez kaynakları olan işyeri örgütlüğünün güçlendirilip canlandırılmasından, işlevli hale getirilmesinden geçmektedir.

Bunları yaparsak gücümüze güç katacağız ve ekonomik ve demokratik haklarımızı alma konusunda daha direngen bir yapıya bürüneceğiz. 100 yıllık mücadele geleneğinin son aşaması olan KESK, her türlü baskıya ve olumsuzluğa rağmen direniş ve hak alma mücadelesine ödün vermeden devam ediyor. Bunun için bizler; bilimsel, laik, demokratik eğitim gerçekleşene kadar, temel sağlık hizmetleri ücretsiz olana kadar, kamu kurumlarında demokratik işleyiş sağlanana kadar, özlük ve sosyal haklarımızda iyileştirmeler gerçekleştirilene kadar, kamusal, nitelikli bilimsel eğitim için eğitime yeterli bütçe ayrılana kadar, ülkemizde demokratikleşme sağlanana kadar, 12 Eylül darbesini yapanlar yargılanana kadar, 12 Eylül Anayasasının yerine demokratik bir anayasa yapılana kadar, grev ve toplu sözleşme hakkımızı alana kadar onurlu ve şanlı mücadelemize devam edeceğiz. Bu mücadelemiz sırasında tüm emekçileri ve emekçi dostlarını yan yana ve omuz omuza olmaya çağırıyoruz.

Değerli dostlar, Kapitalizm küresel saldırılarına ülkemizde AKP eliyle devam etmektedir. Ülkemizin değerleri bir bir özelleştirmeler ile satıldı, satılmaya devam ediliyor. Bu da çocuklarımıza işsizlik olarak geri dönüyor. Iktidar kamuyu ticari mantıkla yönetmeye başladığından beri, SSGSS yasası ile haklarımızı geriletti. Sağlıkta katkı payları ve emeklilik yaşının yükseltilmesiyle yaşamak ve emekli olmak hayal oldu. Bunlarda yetmezmiş gibi şimdi kamu personel rejimi yasasını çıkarmayı hedefliyorlar. Bu yasa ile iş güvencemizi kaybedeceğiz, sözleşmeli ve esnek çalışmaya maruz kalacağız.

Yerel yönetimlere devredilmemizle birlikte yerel yönetimlerden almış olduğumuz hizmetlerin bedelleri de yükseltilecek ve yoksulluğumuz daha da artacaktır. Yapılan elektrik, doğalgaz, ulaşım, ekmek zamları altında iyiden yoksullaşan ve ezilen toplumsal kesimlerin gerçek gündemi ise yapılan araştırmalarda geçim sıkıntısı olarak açığa çıkmıştır. Küresel kapitalizmin yaratmış olduğu son kriz darbesi yoksulluğumuza yoksulluk katmıştır. Kurtuluş mücadelesinde işçisiyle, memuruyla, emeklisiyle, köylüsüyle, esnafıyla, siyasetçisiyle hep birlikte topyekun hareket etmeliyiz. Bugün sağlığa ve eğitime kamu kaynaklarının aktarılmadığı sağlıkta yıkım politikalarının uygulandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bizler IMF politikalarını red ederek “herkese parasız, eşit, ulaşılabilir, nitelikli kamu hizmeti verilmesini” istiyoruz. Ayrıca; ekonomik, sosyal, özlük haklarımızın toplu sözleşme ile belirlenmesi; antidemokratik uygulamaların son bulması, eşitlikçi, adaletli demokratik bir gelecek için 25 Kasım tarihinde toplu sözleşme için “GREV”de, demokratik taleplerimiz için alanlarda olacağız.

Gasp edilen toplu sözleşme hakkımızı kullanmak için. Herkese güvenceli iş, onurlu bir yaşam, insanca bir ücret için. Kaynakların sermayeye değil işsizlik ve yoksullukla mücadeleye ayrılması için. Demokratik bir çalışma yaşamı için.

Kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın kaldırılması için. Özgürlük, eşitlik için. Demokrasi için, barış için, adalet için. Krizin bedelini ödememek için. Küresel kapitalizme karşı emeğin sesini yükseltmek için. Haydi göreve.

Onlar ümidin düşmanı, onlar emeğin düşmanı, onlar insanlığın düşmanıdır. Bize düşen diri olmaktır, birlik olmaktır, yan yana durmaktır. Eşit, demokratik, özgür ve barış içinde bir Türkiye için, çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için, haydi greve.”

 Bu konuşmanın ardından Ali Bali’nin bağlaması ve Meral Başkurt’un güzel sesiyle türküler şarkılar söylendi. Gece, Ali, Alper ve Trakya Kültür Merkezi Grubu’nun şarkılarıyla katılımcıların doyasıya eğlendiği saatlerden sonra sona erdi.