"Kırklareli'nin 7 bin yıllık tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz"

'Kırklareli'nin 7 bin yıllık tarihini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz'

Kırklareli, Aşağıpınar mevkisinde Neolotik döneme ait arkeolojik kazılarda figürinler, boncuklar, yassı baltalar, kemikten yapılmış mühür, kilden yapılmış sapan taneleri, öğütme taşları, çanak, çömlekler bulundu.

Istanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Prehistorik Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında, 1993 yılından bu yana aralıklarla devam eden arkeolojik kazıların bu yılki çalışmalarına, İstanbul Üniversitesinden araştırma görevlileri ve öğrenciler ile Kırklareli'nden 65 genç katılıyor.

Bir süre önce başlayan kazılarda, figürinler, boncuklar, yassı baltalar, kemikten yapılmış mühür, kilden yapılmış sapan taneleri, öğütme taşları, çanak, çömlek çıktı.

Çalışmalara 10 yıldır katılan araştırmacıların bulunduğunu, tüm ekibin özveri ile Kırklareli'nin 7 bin yıllık tarihini ortaya çıkarmaya çalıştığını ifade eden Özdoğan, kazının 3 yıl daha devam edeceğini bildirdi.

-KIRKLARELI AVRUPA KÜLTÜR BÖLGESINDE GEÇIŞ NOKTASI-

 Anadolu kültür bölgesi ile Avrupa kültür bölgesinde, Kırklareli'nin bir geçiş ve bağlantı noktası olduğunu vurgulayan Özdoğan, asıl amaçlarının, ''iki bölge arasındaki ilişkileri anlamak ve bunları uygarlık tarihine katmak'' olduğunu söyledi.

Kazı çalışmaları hakkında da bilgi veren Özdoğan, şöyle devam etti:

“'Kazı çalışmalarına 16 yıl önce Aşağıpınar ve Kanlıgeçit'te başladık. O günden beri çalışmalarımız devam ediyor. Çok değişik dönemlere ait kalıntıları ortaya çıkarıyoruz. Bu yılki çalışmalarımız eylül ayının sonuna kadar devam edecek. Çalışmalarımızla bir yandan kültür sektörü projesini ayakta tutmaya çalışıyoruz, bir yandan da belgeleme çalışmalarını, yani köy mimarilerini, sivil mimariyi bölgenin jeolojik durumunu belgelemeye çalışıyoruz.

Kazıların sonucunda, burada ne gibi bir süreç yaşandı. Köylünün, çiftçinin yaşamı, iklimi, buradaki ilk yerleşim nasıldı, ne gibi teknolojiler vardı? Yani tarım, çiftçi, köy yaşantısını, bitki kalıntılarını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Burada uzun süren bir yaşantı var. Bu nasıl bir yaşam, doğal çevre nasıl, iklim nasıl, buradaki ilk yerleşim nasıl oluştu, hangi bölgelerle iletişim içindeydi, ne gibi teknolojiler vardı, bunları da öğrenmeye çalışıyoruz. Son bulunan eserler bizleri sevindirdi.''

SAMANLIKTA KÖY MÜZESI-

Kazılarda, bugüne kadar elde edilen eserlerin bir kısmının Kırklareli Müzesinde sergilendiğini ifade eden Özdoğan, bu eserlerin fotoğrafları ve kazı planları ile kazı alanındaki Neolotik döneme ait ev ve yaşam tarzının maketlerinin kazı alanı yakınında kurulan iki samanlıkta sergilendiğini bildirdi.

Özdoğan, samanlık müze ile ilgili de şunları söyledi:

''Kazı alanından çıkardığımız eserleri, bu iki samanlıkta halka sergiliyor ve halkın anlayabileceği şekilde gösteriyoruz. Burada, ahşap yapıların tarihi dokusu ve içerisinde nasıl yaşandığını anlatmaya çalıştık. Bu sergide yaklaşımımız, halkın anlayabileceği tarzdan, bilimsel terminoloji kullanmadan Kırklareli'nin geçmişini, uygarlık tarihine katkısını ve ilk yaşamın nasıl olduğunu göstermek.''

Her iki samanlıkta açtığı sergiye bir tür 'köy müzesi' adını veren ve bunun yurt dışında örneklerinin bulunduğunu ifade eden Özdoğan, Ahmetçe köyünde de büyük bir araştırma merkezi kurduklarını kaydetti.