Milletvekili Barış; "Ankara Bağımsızlık mücadelemizin merkeziydi"

Milletvekili Barış; 'Ankara Bağımsızlık mücadelemizin merkeziydi'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili Tansel Barış, Ankara’nın Başkent olarak seçilmesinin 86. yılı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Barış mesajında şunları kaydetti;

“19 Mayıs 1919’da Samsun’a derme çatma bir vapurla, her an batırılma korkusu ile bir avuç vatanperverin, Anadolu ve Rumeli halklarını örgütleyerek, emperyalist devletlerin Osmanlı Padişahı’nın önüne uzattıkları, Padişahın da ‘tahtıma dokunmayın da ne isterseniz yaparım, ne uzatırsanız imzalarım’ mantığı ile imzalanan, bir kağıt parçasından başka bir şey olmayan Sevr Anlaşması’nın çöpe atılmasıdır. 

Mustafa Kemal Atatürk; Amasya, Erzurum, Sivas’ta toplanan Anadolu ve Rumelili yurtsever delegasyonunun almış olduğu kararların hayata geçirilmesi amacıyla, Temsilciler Kurulu Üyeleriyle birlikte 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi. Atatürk daha 19 Mart 1919’da kimi illere ve Komutanlara bir genelge göndererek, ‘Osmanlı Devletinin yaşamı ve egemenliğinin sona erdiği’ni bildirerek, ‘Türk Ulusu kendi yaşamını ve bağımsızlığını koruyacaktır’ diyordu. Bu genelgeden sonra Osmanlı Meclisinin Milletvekilleri Ankara’da toplanmaya başladılar. 27 Aralık 1919’da Ankara, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını coşkuyla, sevinçle, sevgiyle karşılayıp, bağrına basması, Atatürk’ü çok etkiledi. Aynı zamanda o koşullarda Bağımsızlık Mücadelesinin merkezi olarak Ankara’nın uygun bir yer olduğuna daha önceden karar vermesine karşın, bu sıcak karşılama ve sahiplenme, kendisinde güven oluşturdu. Ankara o zamanlar Anadolu’nun orta yerinde, savaştan uzak güvenli bir liman konumunda idi. Savaşın komutası, yönetimi ve haberleşmesi Ankara’dan kolaylıkla yürütülüyordu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü büyük bir coşku ve heyecanla Anakara’da açıldı. Meclisin ilk oturumunda Mustafa Kemal Atatürk başkanlığa seçildi. Bundan sonra Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık hareketinin planları, Anadolu’nun bu küçük ve yoksul kentinde yürütüldü. Inönü, Sakarya, Dumlupınar zaferleri, nihayet 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Zaferi ile Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık zaferimiz bu kentte alınan kararlar ve uygulanan planlarla noktalandı.

Artık, Türkiye Devleti’nin başkentinin tüm dünya aleme ilan edilmesine sıra gelmişti. Başkentin de Ankara’dan başka bir yer olması mümkün değildi. Ankara Ulusal Kurtuluş Savaşımızın, Bağımsızlık Mücadelemizin Merkezi, önemli planların yapıldığı, kararların alındığı bir merkezdi. Bu nedenle; 13 Ekim 1923 günü Ismet Inönü ve arkadaşlarının imzaları ile Ankara’nın Başkent olması kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Öneri mecliste oylanarak, kabul edildi. Böylece Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara oldu.

Anayasamızın 3. Maddesinde, Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili  Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı ‘Istiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır, şeklinde yer alarak, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ifadesiyle yerini almış oldu. Ankara’mızın Başkent ilan edilmesinin ardından 86 yıl geçmiş olmasına karşın ne yazık ki, bugün Ankara’ya, Başkentimize yakışır, hakkettiği gerçek değeri verilememektedir. Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık mücadelemizin merkezi olan Ankara’mıza, Başkentimize yakışır, hakkettiği gerçek değerinin verilmesi inancıyla, Ankara’mızın Başkent ilan edilmesinin 86. yılını kutluyor, saygılar sunuyorum.”