Muhalefet Seçim İstiyor

'İktidar seçim sandığını halkın önüne koymalıdır' * MHP Kırklareli İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplantıya katılan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez, yaptığı konuşmasında gelinen bu noktada iktidarın seçim sandığını halkın önüne koyması gerektiğini belirtti.



HABER MERKEZİ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez, 08 Ocak 2010 Cuma günü Kırklareli’ne gelerek saat 19.30’da Cıne Plaza’da düzenlenen toplantıya katıldı. Burada düzenlenen toplantıya; MHP Kırklareli İl Başkanı Şaban Savaşan, Başkan Yardımcıları, Merkez ve İlçe Başkanları, Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye Meclisi Üyeleri ile partililer katıldı.
Genel Başkan Yardımcısı Didinmez, Türkiye’de gelinen bu son noktadan sonra iktidarı halkın önüne seçim sandığını koymak zorunda olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Memlekette siyasete başlarken ifade ettikleri değer ve kavramların 180 derece zıttı bir hale bu güne kadar gelmek suretiyle 7 yıldan bu yana iş başında olmaktadırlar. Bu 7 yılı anlatmaya kalktığımız takdirde çok ama çok zamana ihtiyaç hissederiz ama kısaca özetleyecek olur isek meşruiyetini ülke sınırları ve millet bağrında arama yerine okyanus ötesi ve bürüksel merkezlerinde arayan bu iktidar, hizmet ediyorum diye memleket sevdalılarına insanlarına hizmeti değil mutlu bir azınlığı mahdum, kerime, eş, dost, yandaş, akraba ve hısıma hizmeti yani mahiyete hizmeti millete hizmet olarak algılama yanlışına düşmüştür. 75 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları biz yaptık diyerek kendilerinde aşırı bir kibri sergilemek suretiyle geçmişe vefa ve saygısızlığın en güzel örneklerini vermişlerdir.
Türk siyasi hayatında olmayan kavramlar bu iktidar sayesinde Türk siyasi hayatına kazandırılmıştır. Başbakanın işçiye, memura, çiftçiye hakaretini bu dönem Türkiye yaşamıştır. Kendilerini çok üstün varlıklar görmek suretiyle bu gün hakkın rahmetine kavuşmuş memleket hizmetinde bir tuğla dahi olsa duvara koymuş insanların ruhlarını incitmişlerdir. Geçmişe saygı gösterilmesi gerekirken saygısızlık bunların siyasi anlayışının temelini teşkil etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hamisi hürriyetimizin, bağımsızlığımızın temsili Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızlık yapan insanlar bu siyasi kadronun içerinde yer almışlardır. Milletin ve devletin geçmişin kahramanlarını küçük görme ve hakir görme bunların siyasi anlayışı olmuştur.
Dün şiddetle eleştirdikleri, kavga ettikleri, çatıştıkları bugün dostları olmuştur. Kahramanlık yapıyorum diye İsrail Cumhur Başkanı’na  “One Minute (Bir dakika)” diyerek tepkisini ortaya koyan Sayın Başbakan yarım saat sonra yanlış anlaşıldığını ifade edip tabiri caiz ise taklalar atıp gerisin geriye dönmeyi siyasetin gereği olarak algılamıştır. Ekonomik değerleri satıp kurtularak milli meseleleri muhataplarına ya da karşıtlarına verip kurtularak bir takım sosyal meselelerde sıkışınca kaçıp kurtulmayı temel anlayış olarak kabul eden bu iktidar 7 yıl boyunca biz hiç bir şey yapmadık mı? Teşekkürü hak edecek bir hizmetimiz olmadı mı? diye zaman zaman bakanları, yandaşları köşe yazarı eliyle dile getirmişlerdir. İfade ettiğim bu hususu en son bütçe görüşmelerinde mecliste Sayın Cemil Çiçek dile getirmiştir.
Evet, tek tek bakalım icraatlara hangi icraat görüş ve düşüncesini ifade etmek isteyen bir çiftçiye gözünüzü toprak doyursun diyen Tarım Bakanı’na mı teşekkür edecek ya da Başbakanına derdini anlatmaya çalışan bir çiftçiye ananı da al git diye hakaret eden Başbakan’a çiftçi teşekkür mü edecek. Şehit cenazelerini istismar ediyorsunuz diyerek şehidin cenazesinin tabutun altına omzunu veren duyarlı, vatansever, milletsever vatandaşlar mı teşekkür edecek ya da PKK terör örgütünün kandil dağından indirerek hakim ve savcılara seyyar mahkeme kurdurmak suretiyle ben pişman değilim ben örgüt liderinin yada liderlik makamının barış elçisiyim diyen hakimin pişmansınız değil mi diye ısrarla sormasına rağmen hayır diye cevap verenlere kırmızı halı döşenerek karşılandığı bir sırada o hoşgörünün görüldüğü, gösterildiği sırada eylem yapan kamu çalışanlarına soruşturma açtırıp bunların yaptıkları eşkıyalıktır diyen Hüseyin Çelik, Recep bilmem kim ya da başka bir bakanın yaptıklarına mı memur kardeşlerim teşekkür edecekler.
Bunların yaptıklarına teşekkür edecekler vardır. Teşekkürü hak etmiş oldukları yer de vardır. Bunlara teşekkürü Talabani ediyor, Barzani ediyor, Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi Lideri ediyor ve İmralı canisi terörist başı teşekkür ediyor.
Türkiye’nin milli menfaatlerini; hileyle, aldatarak, kayırarak ihtiyaç sahipleri insanlarımızın ihtiyaçlarını istismar etmek suretiyle Türkiye’mizin maddi ve manevi değer hükümlülüklerinin içini boşaltmak  suretiyle kurumları birbirine rakip, birbirine düşmanmış bir hale getirmek yoluyla gerginlikten medet umarak, mağdur ve mazlum bir edebiyatın arkasına sığınarak, iktidara gelen AKP siyasetinin sonu; bundan önce memleket hayrına hizmet etmeyen iktidarların sonundan daha beter olacaktır. Bu sonun işaretlerini Türkiye’nin dört bir tarafı da görmektedir. 7 yılı 7 kelime ile özetlemek mümkündür. Değerli dava arkadaşlarım Kaos, Kargaşa, Karanlık, Kriz, Kutuplaşma, Korku ve Kavga 7 yılın özet halidir. 2010 yılı bu zihniyetten kurtuluş için ümit ediyoruz ki vesile olacaktır. Olarak kullanılan bu gün mahkeme tarafından da aldatma ve kandırma partisi sıfatının kendilerine bir hakaret olmadığını tescillenen kabul gören iş başındaki zihniyet sayesinde insanımız yoksullaştırılmıştır, fukaralaştırılmıştır, geleceğe ümit ve umutla bakma duygusu köreltilmiştir. Dünya milletler ve devletler ailesi şirketi içerisinde itibar kaybına sebep olmuştur. Özetle bunlara sebep olan iktidarın iş başında durduğu her gün milletimiz açısından kayıptır. O sebeple Milliyetçi Hareket Partisi olarak bütün kadrolarımızla beraber iş başındaki teslimiyetçi iktidarın bir an önce seçim sandığını aziz milletimizin önüne koyması gerekliliği noktasında yurdumuzun dört bir köşesinde görüş ve düşüncelerimizi milletimizle paylaşmak suretiyle meşruiyet zemininden asla ve asla sapmaksızın demokratik parlamenter rejimin gerekleri doğrultusunda millet iradesinin hakim gelmesi suretiyle iktidara taşınmaya arzu eden Milliyetçi Hareket Partisi kadrolarının iktidar şafağında sökmüştür. İnşallah 2011 yılına girerken iktidarın adı Milliyetçi Hareket Başbakanlığa da Devlet Bahçeli olur.”
Yapılan basın açıklamasının ardından toplantının geri kalan kısmı basına kapalı olarak gerçekleştirildi. (s)