Müzeler haftası Kırklareli'nde kutlandı

Müzeler haftası Kırklareli'nde İl Halk Kütüphanesi'nde düzenlenen bir törenle kutlandı.

18 – 24 Mayıs tarihleri arasında olan Müze Haftası Kırklareli’nde 21 Mayıs Perşembe günü düzenlenen bir tören ile kutlandı.
Törene Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, İl Emniyet Müdürü Mehmet Behzat Canbazoğlu, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Kurum ve kuruluş temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Tören Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kırklareli Müze Müdürü Mehmet Akif Işık’ın açılış konuşması ile başladı. Müdür Işık konuşmasında Müzeler Haftası ile ilgi bilgi verdi ve Trakya’nın tarihi zenginliklerinden bahsetti. Işık; “Müzeler; tarih öncesi ve tarihi dönemlerde yaşamış insanların sosyal, kültürel ve ekonomik yaşantıları hakkında bilgi veren belgeler olan Kültür Varlıklarının korunduğu, halka sunulduğu ve yayınlandığı bilimsel kurumlardır.
İlk Türk müzesinin kurucusu Sultan Abdülmecid döneminde yaşamış olan Rodosluzade Ahmet Fethi Paşa'dır.
1846 yılında askeri silah araç ve gereçlerinin yanında Arkeolojik eserlerin de toplanmasıyla Aya İrini'de ilk müze oluşturulmuştur.
19 Yüzyılın ikinci yarısından sonra Anadolu'da yapılmaya başlanan araştırma ve kazıların başlaması, müzecilik faaliyetlerinin hızlanmasının nedeni olmuştur.
Türk Müzeciliğinin gelişmesindeki en önemli kişi Sadrazam İbrahim Ethem Paşa'nm oğlu olan Osman Hamdi Bey'dir.
Aya İrini'den sonra Çinili Köşk'e taşınan ve Müze-i Hümayun adını alan müze Osman Hamdi Bey'in yaptırmış olduğu ve 1891 yılında tamamlanmış olan bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzelerinin ana binasını oluşturan müzede gerçek yerini bulmuştur.
1871 yılında başlayan Troya kazıları ve Mezopotamya'da kazı yapan yabancıların çıkan eserleri yurt dışına götürmeleri üzerine 1874 yılında Asar-ı Atika Nizamnamesi çıkarılmışsa da eserlerin yurt dışına çıkarılmasına engel olunamamıştır. Osman Hamdi Bey'in gayretleriyle 1884 yılında Meclis-i Mahsus-u Vükela tarafmdan ( O günkü Bakanlar Kurulu) görüşülerek Padişah tarafından onaylanan Asar-ı Atika Nizamnamesiyle eserlerin yurt dışına çıkarılması yasaklanmıştır.
Bugün Türk müzeciliğinin Pir'i olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey bu çalışmalarının yanı sıra Aydın'da Trales Antik kentinde, Adıyaman Nemrut'ta ve Lübnan'da Sayda'da arkeolojik kazılar yapmıştır.
Sayda'da Krallar Nekropolü olarak tanımlanan iki yer altı nekropolünü açığa çıkarmış. Başta İskender Lahdi olmak üzere Ağlayan Kadınlar Lahdi, Satrap Lahdi, Sidon kralı Tabnit'in Lahdi olmak üzere 28 lahit bulunmuştur.
Bu eserler Osman Hamdi Bey'in gayretleri ile gemiyle taşınarak İstanbul'a hasarsız olarak taşınmıştır.
Bu lahitler bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin önemli eserleri olarak ziyaretçilerin görüşüne sunulmaktadır.
Osman Hamdi Bey 1910 yılında vefat etmiştir.
1909 yılında Topkapı Sarayı'm yaşatmak amacıyla müze haline getirilmesini sağlamak için padişah emriyle Halil Ethem Bey'in de bulunduğu bir komisyon oluşturulmuştur. Ancak gerçekleşmemiştir.
Cumhuriyetle beraber Türk Müzeciliği hızla gelişmeye devam etmiştir. 3 Nisan 1924 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Topkapı Sarayı müze haline getirilmiştir.                                                                
Asar-ı Atika Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 1924 yılında kurulması, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'nin müzelere verdiği önemi göstermektedir. Cumhuriyet döneminde Topkapı Sarayı Müzesi'nden sonra Ayasofya, Ankara Arkeoloji, Ankara Etnografya, İzmir, Konya, Bursa, Adana, Antalya, Bergama, Sivas, Edirne ve Efes Müzeleri kurulmuştur.
Yabancı kazıların dışında yerli kazılara önem verilmiştir. Hamit Zübeyr Koşay tarafından Ahlatlıbel'de, Remzi Oğuz Arık tarafından Karalar'da, Alacahöyük, Pazarlı ve Büyük Güllücek'te kazılar yapılmıştır.
1936 yılında Trakya'da o zaman Dr. olan Prof. Dr. Arif Müfit Mansel tarafından Trakya Tümülüsleri kazısı başlatılmış, Kırklareli İl sınırlarında Kırklareli Merkezde 5 tümülüste, Vize İlçemizde 9 tümülüste, Lüleburgaz'da 4 tümülüste ve Alpulu Höyükte yapılan kazılar 1939 yılına kadar sürmüştür.
Tümülüslerde M.Ö. IV. Yy.dan II. Yy.a tarihlenen önemli eserler ile mimari kalıntılar ortaya çıkarılmıştır.
Alpullu Höyük'te bugün Toptepe Kültürü olarak nitelendirdiğimiz Erken
Kalkolitik döneme. 5. bin ortalarına tarihlenen buluntular ortaya çıkarılmıştır.
II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yabancı kazıların tamamen durmasına rağmen, yerli kazılar 1942 yılına kadar devam etmiştir.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra yerli ve yabancı kazılar devam etmiş, bunun doğal sonucu olarak yeni müzeler kurulmaya başlanmıştır. 1958 yılında toplam 22 Müze Müdürlüğü, 14 Müze Memurluğu varken, 1973 yılında 49 Müze Müdürlüğü, 1999 yılında 99 Müze Müdürlüğü bulunmaktadır. Bunlara müze birimleri dahil değildir.
Trakya'da Prof. Dr. Arif Müfit Mansel'den sonra kazı ve araştırmalar, 1970'li yılların sonlarına kadar durmuştur. 1970'li yılların sonlarında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından Trakya araştırmalarına başlanmış, Güney batı Trakya'da Enez'de Prof. Dr. Afif Erzen tarafından kazılar başlatılmıştır.
1994 yılında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından Aşağıpınar kazılarının başlatılması ve bu kazılarda Trakya'nın kültür tarihi açısından çok önemli buluntuların ortaya çıkmasıyla Kırklareli arkeoloji dünyasındaki önemli yerini almıştır.
Bunların yanında Salmydesos (Kıyıköy), Bizye (Vize) gibi antik kentlerin bulunması ve Mehmet Özdoğan'in araştırmalarında ortaya çıkan Türkiye Trakyası'nın en Eski Tümülüsü olan Taşlıca bayır Erken Demir Çağ Tümülüsü ile dolmen ve Tümülüslerin yoğun olarak bulunması, Demirköy'de Fatih Sultan Mehmet döneminde İstanbul'un Fethinde kullanılan topların döküldüğü Fatih dökümhanelerindeki kazıların 2001 yılından beri devam etmesi Kırklareli Bölgesi'nin büyük bir arkeoloji potansiyeline sahip olmasının göstergesidir. Bu nedenle İlimizde modern bir arkeoloji müzesinin kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
Işık’ın konuşmasının ardından İl Kültür Turizm Müdür Vekili Naci Gürbüz kısa bir konuşma yaparak Kırklareli Müzesi’nin yetersizliğinden bahsetti.
Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş; “Müzeler bir ilin tarihinin sergilendiği yerdir. Aramızda bizim ilimizin müzesine hiç girmemiş ama başka illere gittiğinde mutlaka müzeleri gezmiş kişiler mutlaka vardır. geçtiğimiz günlerde Müze Müdürümüzün kamuoyuna duyurduğu gibi Kırklareli Müzesi Kırklareli’ne yetersiz bir müzedir. Fakat az öncede söylediğim gibi bizim müzemiz kendi halkının dahi ziyaretine uğramamaktadır. İlimize daha iyi bir müze kazandırmak için Belediye Başkanımızla beraber Valiliğimizle çalışmalar düzenlenecektir” şeklinde konuştu.
Daha sonra program Prof Dr. Mehmet Özdoğan,, Doç. Dr. Zeynep Eres, Doç. Dr. Necmi Karul, ve Eylem Özdoğan’ın konuşmalarıyla devam etti.
Programın sonunda öğrenciler ile beraber Kırklareli Müzesi gezildi. (yy)