ÖDP'nin 6. Olağan Genel Kongresi 20 ve 21 Haziran'da

ÖDP'nin 6. Olağan Genel Kongresi 20 ve 21 Haziran'da

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Kırklareli Il Başkanı Raif Arda bir açıklama yaparak partinin, 20-21 Haziran tarihlerinde 6. Büyük Olağan Kongresi’ni gerçekleştirmeye hazırlandığını belirtti.

Arda açıklamada şu cümlelere yer verdi: “Kuruluşundan beri geliştirdiği demokratik, çoğulcu, katılımcı parti kültürü çerçevesinde; partinin Genel Başkanı, parti meclisi üyeleri belirlenecek, önümüzdeki iki yılın mücadele hattının eksenini oluşturacak politik kararlar alınacaktır.

Tüm insanlığın kapitalizmin iç çelişkilerinin faturasını ödemek zorunda bırakıldığı, Türkiye’nin krizin etkilerini en şiddetle hisseden ülkeler arasında yer aldığı bir dönemde, ÖDP’nin öreceği anti-kapitalist, anti-emperyalist, enternasyonalist bir direniş hattının büyük önem taşıyacağına inanıyoruz. Bu dönemde kapitalizmin ıslahı değil aşılması; piyasanın regüle edilmesi değil, piyasa toplumunun ve yarattığı kar ve rekabet merkezli değerler sisteminin, IMF politikalarının tümden reddi; sadece milliyetçiliğe değil, onu yaratan ve besleyen emperyalizme tavır alınması sosyalist, devrimci sıfatını hak etmenin turnusol kağıdı olacaktır.

Böyle bir konjonktürde partimizin köklü bir yenilenmeye, emekçi kitlelerin yaşam ve çalışma birimlerini temel alan bir mücadele örgütü haline gelmeye ihtiyacı vardır. Önümüzdeki dönem ÖDP hem örgütünde, hem de kurullarında daha gençleşerek, daha kadınlaşarak, daha emekçileşerek, değişimin “öznesi” olabilme güvenini yeniden kazanmak zorundadır. Fikirlerimizin doğruluğunun her zaman yetmediğini, doğru fikirlerin ancak emekçi kitlelerle bütünleşmesi halinde anlam kazanacağını kavrayarak, toplumsal-sınıfsal dayanaklarınızı güçlendirme görevi önümüzdedir. Ancak o zaman yeniden bir toplumsal hareket haline gelebilir; emekçi kitlelere umut aşılayabilir; tarihe, geçmişe ve kaybettiğimiz arkadaşlarımıza olan sorumluluğumuzun gereğini yerine getirebiliriz. Kriz ortamında milliyetçi / faşist akımların, dinsel gericiliğin geniş kitlelerin korku ve öfkesini fırsat bilmeleri tehlikesi karşısında tüm diğer sol, sosyalist, devrimci güçlerle daha özgür, daha demokratik, daha eşitlikçi bir Türkiye’nin ve dünyanınmücadelesini vermek zorundayız. Bu nedenle Kongre çağrımızdaki “Eşitlik Özgürlük Devrim” vurgusu çok önemlidir. ÖDP’nin özgürlükçü sosyalizm anlayışı eşitlikle özgürlüğün solun birbirini tamamlayıp güçlendirecek iki değeri oluşundan hareketle; hem toplumun maddi kaynaklarının, toplumsal hizmetlerin her yurttaşa eşit bir biçimde ulaşması için mücadele verir, hem de bireysel hak ve özgürlükleri, her türlü sömürü, ezilme, dışlanmaya karşı yükselen kimlik taleplerini kararlı bir biçimde savunur. Bugün “devrimcilik zamanı” derken de bir taraftan bu düzeni değiştirme, kapitalizmi aşma, sınıfsız sömürüsüz bir dünyaya yelken açma inadını sürdürüyor; bir yandan da Türkiye devrimci hareketinin mirasına sahip çıkma, son dönemlerde devrimci değerlere, devrimci simgelere, devrimci tarihimize yönelen maksatlı saldırılara göğüs germe kararlılığımızı vurguluyoruz. Bu anlamda ÖDP solu, sosyalistleri kendi dümen suyuna sokmaya çalışan, adeta sömürgeleştirmek için gayret sarfeden sol liberal eksenle de, milliyetçi / devletçi / otoriter çevrelerle de arasına net bir mesafe koymaya kararlıdır. Bu tarz hamlelerin sosyalistlerin, devrimcilerin hala toplumun vicdanı olmaya devam etmesinden kaynaklandığının bilincindedir.

ÖDP uzun, zor, zahmetli bir yolda kararlılıkla yürümeye azimlidir. Kuruluşundan beri vurguladığı vefanın partisi olma özelliğine sahip çıkarak, partinin kuruluşunda harcı olan, partiye bugüne kadar emek veren tüm arkadaşları, yoldaşları sevgiyle, dostlukla hatırlayacaktır. Şu ana kadar yollarımızın ayrıldığı, belki bundan sonra da ayrı düşecek arkadaşlara parti programına, kuruluş ilkelerine sahip çıktıkları ölçüde partinin kapıları her zaman açık kalacaktır. Türkiye siyasetine yeni bir dil, yeni bir ses, yeni bir zihniyet getiren ÖDP, bu çizgiye kıskançlıkla sahip çıkmaya devam edecektir. Programında devrimci bir değişimin kendisinin bir biçimde hükümet olmasıyla değil, bizzat işçilerin ve emekçilerin kendilerini yönetmesiyle gerçekleşeceğini vurgulayan ÖDP, bu ilkesinden sapmayacak, siyaset kültürünü hiçbir zaman güç ve iktidar heveslerine, siyasi ikbal vaadlerine tutsak etmeyecektir.”