OKU/YORUM

Yeni Başsavcımız 'Hoş geldiniz!'

Rahmi Sağlık

Türkiye’nin muhtelif yerlerinde Savcı ve Başsavcı olarak görev yaptıktan sonra Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığına atanan İlyas Yavuz, Kırklareli’ye gelir gelmez ayağının tozu ile yerel basınla sohbet toplantısı yaptı. Ben bu toplantıya katılamadım. Amma köşemden kendisine “Hoş geldiniz” diyerek başarılar diliyorum. Yalnız en yakın zamanda kendisi müsait olduğunda ziyaretine gidip başarı dileklerimi tekrarlayacağım. Toplantıya katılan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Şenol Goncagül’ün tespitlerine göre, yeni Başsavcının güler yüzlü ve cana yakınlı ile basına önem verdiğini bu yaklaşımla geçmişten gelen doğru ve seri haber alma zorluklarının ve “Mahkeme Duvarı” kelimesinin artık geride kalacağı görüşünde. Goncagül, bu görüşünü, geçen hafta gazetemizde detaylı bir şekilde dile getirmişti. Hazır konu mahkemeden açılmışken bende, mahkemeler hakkında bir şeyler yazayım dedim. Çok duyduğumuz manalı mahkeme kelimeleri var! “Allah kimseyi mahkemelere düşürmesin!”diye! Oysa mahkemeler hak ve adalet için var! Ve adil adalet için olacaktır da. Hak, hukuk, kaba kuvvetle sokakta değil adil mahkemelerde aranmalıdır. Amma suç zanlısı tabi ki mahkemeyi sevmez ve istemez! Fakat mağdur ile tanıklar da pek mahkemeyle uğraşmak istemezler. Acaba neden istemezler? “Falan kişiler mahkemelik olmuş!” denmesin diye mi? Yoksa davalarının çok uzayacağını düşündüklerinden mi? Onu biz bilemeyiz! Demek ki mahkemelerin eskiden beri sevilmediği belli! Çünkü mahkemeler hakkında soğuk sözler söylenmiş! İşte size mahkemelere atfedilen iki örnek söz daha; Sevmediğimiz ya da pek sevilmeyen biri hakkında konuşulurken “Bırak şunu! Mahkeme duvarı gibi adam!” diye karşılık verilir. Eğer başka birine kızıyorsak ve yüzü bek gülmüyor ve asık suratlı ise, bu defa; “Baksana! Adam da! Surat mahkeme duvarı gibi!” cevaplanır! Tamam! Biz Dört duvarı anladık! Fakat diğer duvarların günahı ne?