ORTAK AKIL

CHP İktidarı'nın ayak sesleri...




Özkan Başaran

Yıl 2002 Ülke krizde ve Ecevit’in Başbakanlığı’ndaki DSP+MHP+ANAP Koalisyonu İktidardaydı. Tayyip Erdoğan’ın Liderliğindeki AKP hareketi Meydanlarda Halkı arkasından sürüklüyordu. “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar” sesleriyle inleyen meydanlar AKP’nin ayak seslerini hissettiriyordu. “Tek Başına İş Başına” Sloganıyla Milleti arkasına döken Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si seçimi zaferle bitiriyordu. O günlerdeki siyasi Konjektür Koalisyonu reddediyor, Tek Başına iktidarı dayatıyordu. Ve öyle de oldu. AKP’nin ilk dönemi Hizmet seferberliği söylemiyle geçti.  Terk edilen Sosyal Demokras’yi de sahiplenince Seçmen AKP’ye bir dönem daha kredi tanıdı. Geldiğimiz noktada durum öyle mi? Ne AKP 2002’lerin AKP’si, ne de Liderleri O günlerin Liderleri. AKP’nin Bu son iktidar dönemine bakarsanız, Ezilen insanların durumu içler acısı. İnsanların canını yakacak noktaya ulaşan uygulamalar, seçmeni Koalisyon arayışına sokacak düzeye bile erişti. Dış Politikadaki hatalardan Komşularımızla sıfır Düşman’dan, Neredeyse Sıfır Dost Ülke’ye düştük. Özellikle Suriye Politikası’ndaki hatalar yüzünden Milyonlarca Suriyeli’nin kahrını çekmek durumunda kaldık. Siyasi İktidarın Liderlerinin Arap Dünyası’na Liderlik hevesini tatmin etmenin bedelini, koca bir toplumun sırtına yüklediler. Ekonominin git gide çökme belirtileri vermesinin önemli sebeplerinden biri de Suriyeli Mültecilere harcadığımız paralar. Çünkü Ezilen toplum katmanlarına “Kaynak Yok” diye çok görülen paralar, Suriyeli Mültecilere cömertçe harcanıyor. Bu trajik durum Siyasi Hükümetin hatası değil mi? “İnsanlık görevi” deyip Arap Alemine şirin görünmenin bedelini, Açlık sınırında yaşamak zorunda olan yoksul insanlara ödetmenin izah edilir bir yanı olamaz. Bir Referandum yapılsaydı, Türkiye Halkı Suriyelileri kabul eder miydi? AKP’nin hataları, Suriye Politikasındaki yanlışlarıyla sınırlı kalsa bir ölçüde sineye çekip hazmetmeye çalışalım. Çalışan Emeklisinin maaşından kesilen Sosyal Destek Primi Dünyanın hiç bir Ülkesinde yok. Hadi bir fabrikada çalışan emekliden kesilen primi bir ölçüde anlayalım. “Gençlerin önü açılsın” diyelim. Emekli maaşı yetmiyor diye küçücük dükkanını açık tutan zavallı esnafın maaşını kesmek neyin nesi? Çok büyük bir haksızlık. Çünkü bu kesintilerin geri dönüşü yok. Bu kesintiyi AKP Hükümeti icat etti. Bu kesintiler Emeklinin canını çok ama çok yakıyor.  AKP’de “Bana oy Vermeye Söz verin” diye meydanlarda haykırıyor. AKP’nin 2002’deki AKP olmadığına örnek verecek o kadar çok hatası var ki, sıralamaya kalksam bir kitap yazmam gerekir. Ben sadece ilk aklıma gelen iki çarpıcı örneği irdeledim. AKP eski AKP değil de, Muhalefet eski Muhalefet mi? Muhalefet de eski Muhalefet değil. Muhalefet bu seçimde ideolojik söylemleri terketti. Ekonomik söylemleri tercih etti. AKP’nin beklemediği bir seçim stratejisiyle Sahaya İnen Muhalefet,  seçmenin desteğini almaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Meydanlara iten işte bu gerçek. Başbakan Davutoğlu’nun sesi tıkanırcasına bağırıp çağırması, eski Muhalefet alışkanlığının değişmesinden. Sonuç olarak AKP kaybediyor. Muhalefet Kazanıyor.  7 Haziran’da Ezilen Halkımız AKP’ye güle güle diyor. Türkiye’nin her yerinden CHP İktidarı’nın ayak sesleri geliyor.