ORTAK AKIL

Bölgemiz esnafı hızla çöküyor 


Trakya’da buğday harmanı yaşanıyor. Birçok tarım emekçisi borcunu harmana göre ayarlamış. Esnafımız da buğday parasının hareketini aylarca bekledi. Ticaretin en canlı olduğu şu yaz ayları ne yazık ki, kışın dondurucu günlerindeki durgunluğu bile aratıyor. Türkiye’nin diğer bölgelerini bilemem ama biz, buralarda görülmedik bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Aylıklarıyla geçinenler, bu iktisadi durgunluğu ticaret ile uğraşanlar kadar hissedemez.  Esnafın memur gibi her ay gelen düzenli bir geliri yok. Eskiden memurlar esnaflara özenirlerdi. Şimdilerde ise esnaflar memurlara özeniyor. Çünkü küçük esnaf artık yavaş yavaş bitiyor. Büyükler küçükleri yok ediyor. Bir kaç yıl sonra ayakta kalan esnaf sayısı bir elin parmakları kadar kalacak. Düzenli geliri olan maaş sahiplerinin hele karı koca aylıkları varsa; bu devirde onlardan iyisi yok. Bir de iki emekli maaşı olanlar bu devrin kralı. Düzenli aylıkları olanlar, şu kavurucu sıcaklarda yazlıklarında serinlerlerken siftahsız dükkân kapatan esnafın sessiz çığlığını duyarlar mı hiç? Yanında çalıştırdığı insanların sigortasını ödemeye çalışan işverenin uykusuz gecelerini anlayabilirler mi hiç? Anlayamadıkları gibi bir de, herkesi kendi gibi sanırlar.  Evden işe, işten eve bir ömür geçiren sabit gelirliler, piyasanın acımasız şartlarında iş yapmaya çalışan ticaret sahiplerini çok kazanıyor sanarak, bir de bilenirler. Bu da yetmezmiş gibi kendilerini toplumdan soyutlayan Öğretmenevi, Orduevi, Polisevi gibi yerlerde ucuza çay kahve içmeler, bedava denecek paralara maç seyretmeler, yok pahasına yemek yemelerle ve çeşitli avantajlarla esnafın ekmeğine de ket vururlar. Zaten piyasada para dolaşmıyor. Birde Orduevi, Polisevi, Öğretmenevi gibi yerlerde vergiden muaf satılan her türlü şey, esnafın cebinden alınan ekonomik kayıp anlamına geliyor. Oralar olmasa, o paralar piyasadaki esnafa gelecek. Ordu mensupları, Öğretmenler ve Polisler iyi maaş alırlar. Ülkenin güzel yerlerinde tatil yaparlar. Her türlü devlet imkânından da faydalanırlar.  Halkın arasına da pek fazla karışmazlar. Neden, halktan uzak dururlar.  Neden, mesai dışı halk ile kaynaşmazlar? Yoksa kendilerini halkın üstünde mi görürler?  Bu bakış açısı acilen değişmeli. Esnafımız da toplumumuzun çok önemli bir dokusu. Eğer esnaf ağlarsa, toplumun huzuru bozulur. Toplum katmanları ayrışırsa, kaybeden kazananı hazmedemez.  Umarım, bölgemizdeki bu ekonomik çöküş sosyal patlamalara zemin hazırlamaz.