"Sömestr, kitap okumak için en güzel fırsattır"

"Sömestr, kitap okumak için en güzel fırsattır"

Eğitim-Bir-Sen Kırklareli Şubesi, bugün başlayacak olan 2008-2009 eğitim-öğretim yılı sömestr tatili için öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Yarıyıl tatilinin kitap okumak için en güzel fırsat olduğunu kaydeden Şube Başkanı Halil Yeşen, şu açıklamalarda bulundu: "2008-2009 eğitim öğretim yılının ilk yarısını tamamlıyoruz. Bu vesileyle gerek ülke ve dünya gündemiyle gerek eğitim çalışanlarının gündemiyle ilgili kimi konulara Kırklareli Eğitim Bir Sen olarak kısa başlıklar halinde değinmek istiyoruz. Çocuklarımızı barışın ve adaletin egemen olduğu bir dünyada yetiştirmek istiyoruz  Dünyayı yaşanabilir kılan barış ve adalettir. Barışın kavram olarak mehabetini yitirdiği bir dünya, devletlerin imkânlarını halkının refahına değil güvenliğine harcamalarına sebep olmaktadır.

Güvenliğe harcanan her kuruş, eğitimden, sağlıktan, refah düzeyinden kırpılmaktadır. Birbirinden emin olmayan uluslar, savaşın, nefretin, öfkenin pençesinde, zulmün karanlığında travmaların biçimlendirdiği kalitesi düşük bir yaşamı sürdürmektedir. Bu kaotik ortamdan en çok etkilenen ise çocuklarımızdır. Barışın, sevginin, paylaşmanın, yaşama sevincinin egemen olduğu bir dünyayı oluşturmak, bugünün çocuklarını savaşın, nefretin etkilerinden korumakla mümkündür.

Filistin'de okulları bombalanan, sıra arkadaşları vahşice öldürülen çocukların bir ömür bu vahşetin etkisinden kurtulması mümkün değildir. Bugünden dünyada vicdanını yitirmemiş bir kimse kalıp kalmadığının arayışı içerisine giren Filistinli çocukların vicdan arayışı, ömürlerinin sonuna kadar devam edecektir. Şehit Filistinli çocukların yıkıntılar arasındaki cesetlerini gören, hayatta kalabilenlerin ekmek arayışını, su arayışını, sıcak bir yatak arayışını ekranlardan gözü yaşlı seyreden kendi çocuklarımızın dünyanın geleceğiyle ilgili umutsuzluklarını gidermek nasıl mümkün olacaktır?

Israil'in Gazze'de okullara ve evlere düzenlediği hava ve kara saldırılarında 400'ü çocuk ve kadın olmak üzere 1300'ün üzerinde masum insan hayatını kaybetmiş, 5 bini aşkın kişi ise yaralanmıştır. Bu bir insanlık suçudur. Özellikle çocuk ve masum insanları hedef alan ve son saldırılarla barıştan yana olmadığını ortaya koyan Israil'i lanetliyoruz.

Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı genelgeyle, ölen Filistinliler anısına okullarda saygı duruşunda bulunulması ve yardım kampanyası başlatılması takdire şayandır. Bu duyarlı davranışından dolayı Bakanlık yetkililerine teşekkür ediyoruz.

Demokratik, şeffaf bir Türkiye, berrak bir toplum istiyoruz

Demokrasi ve insan hakları eğitimi verdiğimiz çocuklarımız; ülkemizde demokrasinin, dozajı milli iradenin yansıma oranına müdahil olacak şekilde ayarlanabilen¸ uluslararası standartların uzağında kendi imalatımız bir demokrasi olduğunu elbette fark etmektedirler. Çocuklarımızın, üzerinde herkesin hassasiyetle titremesi gereken adaletin netlik ayarıyla oynanabildiğini bilmeleri ne kadar acıdır.  Çocuklarımıza demokratik, şeffaf, insan hak ve hürriyetlerini önceleyen, karanlık insanların faaliyetleri için karanlık bölgeler bırakmayan, loşluklara müsamaha göstermeyen bir sistem borcumuz vardır. Bu borcumuzu ödeyemezsek, tarih bizi affetmeyecektir.  Ülkemizde son yıllardaki karanlık bölgeleri aydınlatmaya dönük çalışmaları heyecanla takip ediyoruz. Gizli ve karanlık yapılanmaların ortaya çıkarılmasını, insan hakları ihlallerinin, faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulmasını istiyoruz.

Öğretmen atamaları

Öğretmen açığı sorunu, on binlere ihtiyaç duyulacak şekilde varlığını devam ettirirken, öğretmen açığı hala sözleşmeli, vekil, ücretli öğretmen alımıyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Öğretmenin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmaz; doktorun, hâkimin, polisin vekili, sözleşmelisi, ücretlisi olmadığı gibi.

Vekil ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, mevcut sözleşmeliler de derhal kadroya geçirilmelidir. Bölgelerarası öğretmen dağılımında dengesizlik vardır. Bazı yerler kadrolu, tecrübeli öğretmenle eğitim-öğretim yapıyorken, bazı yerlerde ya öğretmen açığı had safhada ya da stajyer, asker öğretmen ağırlığı var.  Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'in, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesine yönelik bir çalışma içerisinde olduklarını açıklaması olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını tasvip etmediğimizi, öğretmenlik mesleğinin bir tür hizmet satın alımı yoluyla yürütülebilecek bir meslek olmadığını vurgulamak isteriz. Bu anlamda, öğretmenlerin sözleşmeli değil, kadrolu olarak alınmasını, önceden alınmış olanların da kadrolu statüye geçirilmesini istiyoruz.

Sözleşmeli öğretmenlerin askerlik durumuyla ilgili gelişme memnuniyet verici

Bir süre önce Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ü makamında ziyaret ederek, sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenler gibi asker öğretmen olarak askerlik yapmaları yönündeki talebimizi yineledik. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün konuya sıcak bakması ve bunu yakın zamanda çözüme kavuşturacaklarını söylemesi sözleşmeli öğretmenler adına bizleri sevindirmiştir. Kadroya geçirme talebimiz karşılanıncaya kadar sözleşmeli asker öğretmen uygulamasının devam etmesini önemsiyoruz.

'Sözleşmeli' kararnamesi yeni mağduriyetlere yol açmamalıdır

2008 yılı toplu görüşmelerinde mutabakata varılan konulardan birisi olan 4/B'li çalışanların eş özrü tayin ve becayiş hakkının düzenlemesi ile ilgili bakanlıklarca mutabakat gereği yapılan çalışma sonrası Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Ilişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Taslak çalışması Başbakanlığa gönderildi. Eş durumu tayini ile ilgili taslakta yer alan düzenleme; boş vizeli pozisyon bulunması ve fiilen en az bir yıl çalışmış olması kaydıyla, sadece eşi kamu çalışanı olan sözleşmeli personele yer değişikliği hakkı veriyor. Taslak bu haliyle çıktığı takdirde, eşi kamu görevlisi olmayan öğretmenlerin yer değişikliği engellenecektir. Bu durum geriye gidiştir. Sözleşmeli öğretmenlerin ailesinden uzak sürgün öğretmenliğe dönüşmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.

Kariyer basamakları sınavı yapılmalıdır

Öğretmen kariyer basamakları ile ilgili olarak 2005 yılında çıkarılan kanun çerçevesinde uzman öğretmenlik sınavı yapıldı ancak başöğretmenlik sınavı henüz yapılmadı. Başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik sınavları, Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda kanun ve yönetmelik düzenlemesi yapılarak mağduriyetler giderilecek şekilde yapılmalıdır. Öğretmen camiası bu sınavların acilen yapılmasını beklemektedir.

Yönetici atama

Yönetici Atama Yönetmeliği'nin sürekli yargıdan dönmesi, okullarımızın yönetilmesinde ciddi sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Bu sıkıntılardan dolayı okullarımız yönetilemez duruma gelmekte, bu durum öğretmenlerimizin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bir an önce kariyer, liyakat ve sınav esaslı bir yönetmelik hazırlanarak derhal uygulamaya konulmalıdır.

Idarecilerin derse girme zorunluluğu esnetilmeli

Okul idarecilerinin zorunlu olarak 6 saat derse girmeleri idari işlerin aksamasına yol açıyor. Bu nedenle 6 saat derse girme zorunluluğu yerine, 'öğretmenlerin ders yükü gözönüne alınmak suretiyle 6 saate kadar derse girebilir' şeklinde değişiklik yapılmalıdır. Ek ders ücreti, sadece derse giren öğretmene verilmeli, diğer yöneticilere 'yöneticilik tazminatı' ödenmelidir.

Kalkınmada öncelikli yörelerde görev yapanlara 'Yöre Tazminatı' verilmelidir

Kalkınmada öncelikli yörelerde öğretmen ihtiyacının karşılanamaması nedeniyle öğretmenler bu yörelere zorunlu olarak gönderilmektedir. Buna rağmen açık kapatılamamaktadır. Öğretmenlerin söz konusu yörelerde çalışması için teşvik uygulanmalıdır. Bunun için de kalkınmada öncelikli yöre tazminatı verilmelidir. Bu uygulama, sorunu büyük oranda çözecektir. Bu yörelerde çalışan öğretmenlerin çocuklarına eğitim bursu verilmesi uygulamasına da gidilmelidir.

Ek ödemelerdeki adaletsizlik giderilmeli

Ek ödemelerden mahrum bırakılan Milli Eğitim Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı'nda görevli öğretmenler, Il Milli Eğitim Müdür yardımcıları, Ilçe Milli Eğitim müdürleri, müfettişler, Şube müdürleri, Talim ve Terbiye Kurulu'nda görevlendirme ile çalışan öğretmenlerle ilgili ek ödeme sorununun çözümü, girişimlerimiz üzerine belli bir aşamaya gelirken, şeflerin bunun dışında tutulmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Ek ödeme alamayanların mağduriyeti biran önce giderilmelidir.

Özür durumuna bağlı yer değiştirmede yaşanan sıkıntılar acilen giderilmelidir

Milli Eğitim Bakanlığı, 2009 Öğretmen Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirmede oluşan sıkıntıları da bir an önce gidermelidir. Özür durumu yer değiştirmelerde açık kurumların duyurulması sınırlı tutulmamalıdır. Yeteri kadar okul duyuruya açılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değiştirmelerde boş pozisyona göre atama ve yer değiştirme uygulamasından vazgeçilmeli, il emrine atama uygulaması geri getirilmelidir.

Hizmetli ve memurların görev tanımı yapılmalı

Hizmetli ve memurların görev tanımları yapılarak, iller arası yer değiştirmelerde uygulanacak usul ve esasların belirlendiği bir yönetmelik hazırlanmasını istiyoruz. Ekonomik haklarında iyileştirme yapılmalı, 'eşit işe eşit ücret' yaklaşımı çerçevesinde diğer kurumlardaki çalışanların sahip olduğu haklar hizmetli ve memurlara da verilmelidir.

Öğretmenevlerinden 60 TL bandrol ücreti alınmasına karşıyız

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 26.11.2008 tarihinde yayınladığı genelgeyle; öğretmenevi, öğretmenevi ve akşam sanat okulu ile öğretmen lokallerinde 2009 yılı üye aidatını (bandrol ücreti) 60 TL olarak belirlemesini yanlış buluyoruz. Öğretmenevlerinden öğretmenlerin yararlanmasının Bakanlık tarafından zorlaştırılması kabul edilebilir bir durum değildir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın söz konusu genelgeyi geri çekmesini istiyoruz.  Internet cafeler ve çocuklarımız

Internet, bütün olumlu yönlerine, sunduğu bilgi kaynaklarına rağmen, şiddet, müstehcenlik, kötü alışkanlıklar gibi çok önemli konularda özellikle küçükler açısından büyük tehlike olmaya devam etmektedir.

Uyuşturucuyla, kumarla, terörle, fuhuşla mücadele için nasıl çeşitli kurumlar ve birimler varsa, bu kurum ve kuruluşların bir benzerinin internet ortamı için tesis edilmesi bir zarurettir. Huzurlu, güvenli ve barış ortamı içinde bir hayat, denetimsiz mümkün değildir. Internet ortamının her tür denetimden muaf olması gerektiği iddiasının, genç nüfusumuz üzerinden toplumsal barışı ve güven ortamını dinamitleyici bir sonuç doğurmasına fırsat verilmemelidir.

Tatil nasıl değerlendirilmeli

Ders kitabı dışındaki roman, hikâye, şiir, deneme, inceleme, araştırma eserleri gibi kültür kitaplarının eğitimi destekleyici rolü bilinenden çok daha büyüktür. Bu sebeple velilerimiz, bilhassa ilköğretimdeki öğrencilerimizi kitap okumaları için yönlendirmeli, teşvik etmelidirler. En güzel karne hediyesi, dünyaca ünlü seçkin yazar ve düşünürlerimizden seçilmiş bir kitap setidir. 100 Temel Eser, bu manada olumlu bir seçmedir"