Tekirdağ'da Üzüm suyu da 'Tekirbağ' ile marka oldu

Tekirdağ'da Bağcılık Araştırma Enstitüsü, meyve suyu sektörüne, 'Tekirbağ' adı ile ürettiği üzüm suyu ile girdi.

     Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Yılmaz Boz, üzüm sularının 'Tekirbağ' adıyla üretilmesi için patent ve üretim izni aldıklarını, böylece Türkiye'de enstitü olarak üzüm suyu üreten ilk ve tek kurum olduklarını söyledi.
     'Tekirbağ' adıyla meyve suyu sektörüne giren Enstitüde üretilen üzüm sularının beklentilerin üzerinde rağbet gördüğünü belirten Boz, rakı, kiraz ve köfteden sonra Tekirdağ'ı simgeleyen markaların arasında 'Tekirbağ' adıyla üzüm suyunun da yer aldığını belirtti.
     Türkiye'de, ilk ve tek enstitü içinde koleksiyon bağı oluşturarak bin 200 üzüm çeşidini bünyesinde barındıran Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü'nde üretilen üzüm çeşitlerinin kullanım şeklinin ne olacağı konusunda bir dizi çalışma yaptıklarını anlatan Boz, bu bağlamda 70 adet üzüm çeşidinin üzüm suyuna uygun olabileceğini tespit ettiklerini ve bunlardan üzüm suyu imal ettiklerini bildirdi.
     Ön çalışma olarak 2006'da, proje olarak da 2007'de üzüm suyu ürettiklerini vurgulayan Boz, ''Bunun içerisinden çok güzel tatlar çıktı. Bundan sonra Tekirdağ Valiliği İl Özel İdaresine bir proje sunduk. Projemiz kabul edildi. Burada 200 bin TL'lik projeyle 2007 yılında örnek üzüm suyu üretim tesisi kurduk. Geçen yıl deneme üretimi yaptık. Bu yıl inşallah, seçilen çeşitlerle, bölgemizde çok üretilen ve üzüm suyu kalitesi iyi olan çeşitleri de üretime alacağız. Bunların başında 'cinsault', 'gamay' ve 'merlo' çeşitleri var. Bu yıl sonunda, aromatik özellikleri bakımından üzüm suyu üretimine en uygun olan çeşitleri açıklayacağız. Bağcılarımız da bu çeşitlere ağırlık vererek işlerini geliştirecek'' dedi.
    
     - ''Sofralık talep, şaraplık talebi geçti'' -
    
     Üzüm suyunun, besin değeri açısından anne sütüne yakın olduğunu ve anti kansorejen özelliğinin bulunduğunu belirten Boz, şöyle devam etti:
     ''Çok değerli bir besin maddesi. İnsanların üzüm suyuna talebi arttıkça bağcılık da gelişecek. Üzüm suyu üretiminde kullanılacak aromatik özellikli üzümlerin kullanılmasıyla birlikte bağcılar da üzüm çeşitlerini değiştirecekler ve tesislerin tercih ettikleri üzümleri üretecekler. Bizim çalışmamızın esasında bu var zaten.''
     Sofralık üzüme olan talebin giderek arttığını ve ülkedeki üzüm üretiminde ham madde fazlalığının bulunduğunu ifade eden Boz, son yıllarda meyve suyu üretimi artarken, şaraplık üzüm çeşidine talebin yetersiz kaldığını vurguladı.
     Boz, kendi tesislerinde yıllık 50 ton civarında üzüm suyu üreteceklerini belirterek, ''Bunların şişelenmesi doğal ve katkısız olarak yapılacak. Biz deneme ve araştırma üretimlerimizi tamamladık. Aynı biçimde seri üretim yapacağız. Üzümün tanesinde ne varsa şişede o olacak'' şeklinde konuştu.
     Enstitü içindeki pilot üretim tesisinde yapılan üzüm sularının, Türkiye'nin belirli noktalarına gönderileceğini anlatan Boz, bu sayede yatırımcıların dikkatini Tekirdağ'a çekeceklerini bildirdi.
     Pilot tesisin yatırımcılar tarafından incelenebileceğini kaydeden Boz, şöyle devam etti:
     ''Bizim, enstitü olarak amacımız üretim değil araştırma yapmak. Biz Trakya bölgesindeki topraklarda yetiştirilmesi mümkün olan her türlü meyve üzerinde araştırma yapıyoruz. Bunun için oluşturduğumuz bodur kiraz ve elma bahçeleri ile şeftali ve kayısı bahçeleri var. Yatırımcı geliyor, buradaki pilot uygulamayı görüyor ve ona göre yatırım yapıyor. Tekirdağ'da üzüm suyu üretimi için yatırım yapacak yatırımcıları bekliyoruz.''
    
     -Ekonomiye katkıları-
    
     Boz, üzüm suyu üretiminin orta ve uzun vadede Tekirdağ ekonomisine de olumlu katkıları olacağını belirterek, şu bilgileri verdi:
     ''Bizim ürettiğimiz üzüm suyu, konsantre elde edilen üzüm sularından çok farklı. Marketlere gittiğinizde her türlü üzüm suyunu bulma şansınız var. Yapım şekli çok önemli. Konsantre yapılıp sonradan sulandırılan üzüm suyu var. Bir de tanenin içindeki sıvının şişeye konması var. Şunu çok net söylüyorum. Kışın ortasında dahi şişeyi açtığınız zaman sanki üzümü yiyormuş gibi bir tat alacaksınız. Hiçbir üzüm suyunda bu tadı alamazsınız. Katkısız olması dolayısıyla insanlar bu tüketime yönelecekler. Yani sevilmemesi mümkün değil.''
     Boz, enstitüde üretilen üzüm sularının, 300 cc'lik ve 1 litrelik cam şişelerde piyasaya sürüleceğini ve 1 TL'den satılmasını öngördüklerini sözlerine ekledi.