"Toplu iş sözleşmesi yoksa, grev var!"

'Toplu iş sözleşmesi yoksa, grev var!'

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü, Eğitim-Sen Kırklareli Şube Başkanı Yessari Demiraslan yayınladığı yazılıu basın açıklamasında, gayri meşru toplu görüşmelere karşı olduklarını, toplu iş sözleşmesi olmadığı takdirde, grev haklarını kullanacaklarını kaydetti.

Demiraslan açıklamasında şunları söyledi;

KESK olarak bu toplu görüşme oynaşısının meşru olmadığını ilan ediyoruz. Zira Anayasa'nın 90. maddesi "-usulüne uygun olarak kabul edilen uluslar arası sözleşmeler iç hukuk hükmündedir." der.

O halde devlet olarak altına imza koyup kabul ettiğimiz ILO ve diğer uluslar arası sözleşmeler gereği kamu emekçileriyle toplu sözleşme masasına oturmayan AKP hükümetinin, toplu görüşme müsameresi ile kamu emekçilerini oyalaması, siyasal iktidarın emekçilere ve verdikleri mücadeleye yaklaşımını sergilemektedir. Bugüne dek mücadele ile elde edilmiş bir çok ekonomik, demokratik ve sosyal haklarımız AKP hükümeti tarafından budanırken; şimdi de %5.5 zam dayatılmaktadır kamu emekçilerine. Toplu görüşme müsameresi sonunda, her yıl olduğu gibi kamu emekçilerinin hiçbir haklı talebi karşılanmayacaktır. Sonucu baştan belli olan bu orta oyununa KESK olarak bu yıl da katılmayacağız. Çünkü biz grevli toplu sözleşme hakkımızın kabul edilmesini ve bundan sonra pazarlığa oturulması gerektiğini savunurken; AKP iktidarı Kamu Personel Reformu paketiyle iş güvencesiz çalışmayı dayatmaktadır emekçilere. Biz gelir dağılımındaki adaletsizliği körükleyen neo-liberal politikaların terk edilip, halktan ve emekçilerden yana bütçe isterken; Milli Eğitim Bakanlığı dün 10 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapacağını duyurmuştur.

AKP emekçi düşmanı politikaları terk etmeli Kamu personel reformu ve performans programı değil, herkese güvenceli iş, kadrolu istihdam sağlamalıdır. 4/b ve 4/c'liler, 4924 sayılı kanuna tabi olanlar ve 657 sayılı kanunun 86. maddesine tabi olarak çalıştırılanlar kadroya alınmalı, kamuda personel açığı kapatılmalıdır!

Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz:

KESK tüm emekçiler ve emekliler için 1500 TL temel ücret istiyor. Siz emekçilerin köle ücretine çalışmasını istiyorsunuz. KESK herkese güvenceli iş, insanca ücret istiyor siz herkesi güvencesiz hale getirmek için kamu personel reformu adı altında düzenleme istiyorsunuz. KESK kamusal alanın genişletilmesini,  sağlık ve eğitim alanlarında herkese her düzeyde ulaşılabilir, etkin ve parasız hizmet istiyor, siz en temel kamu hizmetlerini bile özelleştirmek, taşeronlaştırmak istiyorsunuz. KESK, çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet ayrımcılığının kaldırılmasını, kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanmasını istiyor, siz kadına evi, mutfağı gösteriyorsunuz. KESK emekçilerden alınan gelir vergisinin 10 puan düşürülmesini, dolaylı vergilerin düşürülmesini istiyor, siz şirketlerin vergi dilimin indirmek, vergi yükünü her geçen gün daha fazla çalışanlara yüklemek istiyorsunuz.

Bütün bu talepleri karşılayacak kaynak vardır. Yaptığınız kurumlar vergisi indirimlerinden vazgeçer, sermaye hareketlerini vergilendirir, kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alır; son günlerde Kürt Sorunu'nda yakalanan olumlu havanın çözüm yolunda gelişmesiyle birlikte, barışı sağlar, operasyon ve çatışmalarda heba edilen, milyarlarca dolarlarla ifade edilen harcamalar durdurursanız kaynak ortaya çıkacaktır.

KESK sendikalara, demokratik kitle örgütlerine baskı politikalarıyla yaklaşılmadığı, konfederasyon binalarının JITEM tarafından basılmadığı emek mücadelesi veren insanların tutuklanmadığı bir ülkede yaşamak istiyor, siz sendikaların hak alma mücadelesi veremediği, etliye sütlüye karışmadığı bir ülke istiyorsunuz.

Siyasi iktidar bilmelidir ki, içinde olduğumuz dönem ekonomik krizin etkilerinin yoğunlaştığı, toplumun özgürlük ve demokrasi taleplerinin yükseldiği ve ülke sorunlarının acil çözüm beklediği bir dönemdir.

Bugün ülkenin ,halkın, yoksulların, ezilenlerin, emekçilerin ihtiyacı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik değerlerin egemen olduğu; herkese onurlu bir yaşam, insanca bir ücret olanağının sağlandığı; kimsenin etnik kimliğinden, inancından ya da toplumsal cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğramadığı yeni bir "toplum sözleşmesi" ne ihtiyacı var. KESK olarak buradan hükümete ve diğer konfederasyonlara çağrıda bulunuyoruz. Gelin bu toplu sözleşme sürecini bir toplum sözleşmesi sürecine çevirelim.

Gelin, kriz nedeniyle işini kaybetmiş insanlarımızın kira, elektrik, su ve sağlık giderlerini kamusal kaynaklardan sağlamayı konuşalım. Açlık sınırı altında yaşayan yurttaşlarımıza YURTTAŞLIK ÜCRETI ödenmesini konuşalım. Bütün bunları gayri meşru toplu görüşme müsameresinde değil, Anayasa'nın 90. Maddesine uyarak TIS masasında konuşalım.

Tersini yapmakta inat ederseniz, hukuksuzluk yapmış olursunuz.

Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Gayri meşru toplu görüşme müsameresini tanımıyoruz. Toplu Sözleşme ve Grev Hakkımızı kullanmak istiyoruz. TIS (Toplu Iş Sözleşmesi), YOKSA GREV VAR!