Türkçe Olimpiyatları için geri sayım başladı

* Dünyanın en kapsamlı organizasyonları arasında gösterilen '10. Uluslar arası Türkçe Olimpiyatları' için geri sayım başladı.



HABER MERKEZİ “İnsanlık İçin El Ele” sloganıyla 30 Mayıs-14 Haziran 2012 tarihleri arasında gerçekleşecek olan “Türkçe Olimpiyatları”na 135 ülkeden 1500 öğrenci katılacak. Türk Okulları sayesinde 20 yılda 300 bin kişi Türkçe öğrendi. Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından düzenlenen “10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları” 30 Mayıs 2012 Çarşamba günü başlıyor. 2003 yılında 17 ülkeden 62 öğrenci ile başlayan, geçen yıl 130 ülkeden 1000 öğrencinin katıldığı olimpiyatlar bu yıl 135 ülkeye ulaşacak. Dünyanın en kapsamlı organizasyonları arasında gösterilen Türkçe Olimpiyatları, dilleri, dinleri, renkleri ve kültürleri farklı 1500 finalist öğrenci ile gerçekleşecek. 10. yıla özel farklı etkinliklerin düzenleneceği olimpiyatların hazırlıkları sürüyor. Olimpiyatlar ve yurt dışındaki Türk okulları sayesinde son 20 yılda 300 bin kişi Türkçe öğrendi. Olimpiyatlar sadece Türkçe öğretmiyor farklı kültürleri tanıma fırsatı da veriyor. * 16 günlük şölen için geri sayım başladı Türkçe Olimpiyatları kapsamında Mart Ayı sonuna kadar ülke elemeleri gerçekleştirilirken bu elemelerde ülkeler Türkiye'ye gönderecekleri finalist öğrencileri belirliyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 15 bin kişi bu olimpiyatlara hazırlanıyor. 16 gün sürecek Türkçe şöleni, Ankara, İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin Kırklareli’nin de aralarında olduğu 41 şehrinde İl Etkinlikleri düzenlenecek. Böylece Türkçe için gelecek dünya çocukları Türkiye'nin 81 İli’nin yarısında konuk olacak. Türkçe konuşan dünya çocuklarına Türkiye'nin önde gelen tatil merkezlerinden Kızılcahamam Asya Termal Tesisleri ev sahipliği yapacak. Öğrenciler bir hafta İstanbul'da bir hafta da Ankara'da kalacak. Her yıl Ankara Altınpark'ta düzenlenen ve tüm ülkelerin stant açarak kültürlerini sergilediği 'Kültür Şöleni' bu yıl İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleşecek. * Türkçe Olimpiyatları için 5 ayrı tanıtım filmi çekildi Geçen yıl çok ses getiren, senaryosundan oyuncularına ve reklam ekibine kadar büyük ilgi gören reklam filmi bu yıl da izleyenleri duygulandırıp hayran bırakacak. Vietnam Ajans'tan Tibet Sanlıman ve ekibi tarafından Güney Afrika, Moğolistan, Tanzanya, Brezilya, Endonezya'da, 5 ayrı film olarak çekilen reklamlar çok yakında tüm ulusal televizyonlarda yayınlanacak. Çekimleri zorlu şartlarda, toplamda 75 bin 660 kilometre yol kat edilerek yaklaşık 1 ayda tamamlanan filmlerin kreatif ajansı geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine Vietnam olurken, işin prodüksiyon kısmını PTT Film üstlendi. Reklam filmlerinde, ülkelerindeki Türk Okulları'nda aldıkları eğitim ile kendilerine daha parlak bir gelecek sağlayan mezun, gerçek kişiler rol alıyor. Filmlerde, dünyanın farklı coğrafyalarında, ayrı kültürlerde yetişmiş insanların ortak nokta olarak Türk Okulları'nda ve Türkçe'de buluşmalarını, Türkçe'nin kendine has deyimleri kullanılarak duygusal bir dille izleyiciye aktarılıyor. *  “Bundan büyük hizmet olmaz” Tertip Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam; “Dünyada devletlerin yapamadığı bir iyilik yapılıyor. Bundan büyük bir hizmet olamaz. Bir kültür çalışması olan Türkçe Olimpiyatları, aynı zamanda Eğitim, Kültür ve Tanıtım Faaliyetleri’ne etkili ve kalıcı bir olarak ele alınabilecek önemli bir gönüllülük hareketidir. Politik süreçlerin tıkandığı yabacılaşma ve ötekileşme sorunlarının yaşandığı dünyamızda işbirliği ve ortak değerler adına örnek teşkil ediyor. Olimpiyatlar ön yargılara adeta meydan okuyor” dedi.  * “Olimpiyatlar diyaloğun meyvesi” Türkçe Olimpiyatları Genel Sekreteri Tuncay Öztürk; “Türkçe Olimpiyatları, Türkçemizin dünyada hak ettiği konuma gelmesi ve daha yaygın şekilde kullanılması için oluşturulan bir emeğin ürünüdür. Aslında bir işbirliğinin, diyaloğun meyvesidir. Dolayısıyla ülkelerde bu organizasyonu beğeni ve hoşgörüyle karşılıyor. Türkçe öğrenen dünya gençleri birbirleriyle barış ortak paydasında bir araya gelerek de dünya barışına kendi hisselerini katıyor” dedi. * 10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Programı: 23 Mayıs 2012 Çarşamba Basın Bilgilendirme Toplantısı/Sapphire 360 Seyir Terası 30 Mayıs 2012 Çarşamba Açılış Töreni/Four Seasons Beşiktaş 01 Haziran 2012 Cuma Açık Hava Konseri/Taksim Meydanı 01-03 Haziran 2012 Kültür Şöleni/İstanbul Fuar Merkezi 05 Haziran 2012 Salı Şarkı Finali/Ataköy Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu 06 Haziran 2012 Çarşamba Şiir Finali/Ankara Arena Kapalı Spor Salonu 09 Haziran 2012 Cumartesi Ödül Töreni/Ankara Arena Kapalı Spor Salonu 14 Haziran 2012 Perşembe Kapanış Töreni/Türk Telekom Arena 16 Haziran 2012 Cumartesi Naat Konseri/Ülker Sports Arena * “Dolma sararken dedikodu yapıyorum” 5 kıtadan gelen dünya çocuklarının Türkçe ile ilgili birbirinden ilginç hikayeleri var. Afrika'nın en fakir ülkesi Nijer'den geçen seneki olimpiyatlara katılan Abdrahmane Tahiruu'nun anlatımına göre Nijer'de Türkiye denilince akla bisküvi geliyor. Türkçe Olimpiyatları'na Japonya'dan katılan öğrenciler herkesin ilgi odağı olmuştu. Tokyo'daki Türk Kültür Merkezi'nde Türkçe öğrenen Japon öğrencilerden Mai Yoshioka (18); “Dolma sararken konuşuyorum, dedikodu yapıyorum” ifadesini kullanıyor. Değişim programı kapsamında 2 yıl önce Türkiye'ye gelerek 10 ay kalan Mai, kendine Ayşe ismini verdi. * “Türkler'i Arap sanıyordum” Brezilya'dan katılan Natalia Ta Gein (16) günde 4-5 saat çalışarak Türkçe'yi öğrendi. “Neden Türkçe öğrendin?” sorusuna “Bir dil bir insan iki dil iki insan” cevabını veriyor. Natalia; “Türkleri Arap sanıyordum, Türk Okulu’na gidip Türkiye'ye geldikten sonra çok şaşırdım. Şimdi Türkiye'de üniversite okumak istiyorum” şeklinde konuşuyor. * “Türkçe'yi ablalardan öğrendim” Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelen öğrenci ve öğretmenler; “Uçağa bindiğimizde Abu Dabi'de sıcaklık 58 dereceydi. Buraya geldiğimizde 25 derece sıcaklık vardı. Çok üşüdük” diyor. “Türkçe'yi ablaların evinde ve okulda öğrendim. Türkçe eğlenceli çalışılırsa kolay bir dil” diyen Tayland'dan Parsimone Boonratana (16) ise Ebru yapıyor. Aynı okuldan mezun ağabeyi de 3 yıldır ODTÜ'de Fizik okuyor. * 140 ülkede Türkçe öğretiliyor Türk Okulları, 20 yıldır dünyaya, Türkiye'nin, Türkçe'nin ve Anadolu’nun sesini yayıyor. 20 yıldır faaliyet gösteren Türk Okulları ve 10 yıldır düzenlenen Türkçe Olimpiyatları sayesinde bugüne kadar 300 bin kişi Türkçe öğrenmiş oldu. 1991 yılında Türkçe öğretilen tek bir okul, yokken bugün sayıları bin 370'ye çıktı. Tam 140 ülkede Türkçe öğretiliyor. * 10. yıla özel sürprizler 135 ülkeden Türkiye'ye gelecek 1500 öğrenci, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere toplam 41 il ve 65 sahnede Türkçe sevdalılarına bayram yaşatacak. Şarkı, şiir, halk oyunları, genel kültür, güzel konuşma ve özel beceri gibi 20 ayrı kategoride kıyasıya yarışacak öğrenciler, hem Türkçelerini konuşturacak hem de ülkemizi tanıma fırsatı bulacak. * Kırklareli renklenecek Geçtiğimiz sene Kırklareli Valilik Meydanı’nda binlerce insanı ağırlayan olimpiyat çocukları, 10. yılında Kırklareli Festival Alanı’nı renklendirecek. 35 ülke, 11 Haziran 2012Pazaertesi günü Kırklareli Festival Alanı’nda kendi kültürünü, kıyafetini, tanıtacak. 11 Haziran 2012 Pazartesi akşamı Festival Alanı’nda Açık Hava Konseri olacak. 80 kişilik dünya çocuklarından oluşan gösteri ekibi; Özel Işık, Mapping ve Projeksiyon Teknikleri ile üretilen görsel bir şölen sunacak. * “Hastaya çiçek “Hastalığın artsın” demek” Dünya çocukları Türk Kültürü’nü öğrenirken, bizlere de kendi kültürlerini tanıma fırsatı veriyor. Her ülkenin kendine has gelenek ve görenekleri Türkçe Olimpiyatları sayesinde bilindik hale geliyor. İşte bazılarına çok şaşıracak, bazılarına da tebessüm edeceğimiz o ilginç gelenekler:  * “Yüksek zıplamayana kız yok” Gine'de başlık parası verene, Kenya'da ise yüksek zıplayana kız veriyorlar. Tatarların yemekte su içme kültürü bulunmuyor. Su istendiği zaman verecekleri cevap; “Birazdan çay hazır olacak” oluyor. Farklı inanışlarıyla bilinen bir ülke olan Tayvan’da da bazı eski bina ve hastanelerde 4. kat bulunmuyor. Çünkü 4 rakamı telaffuz olarak ölüm kelimesine yakın olduğu için bu rakamın bulunduğu sayıları hayatın içinde kullanmıyor. Görüntü olarak sıfıra benzediği için de sınavlardan önce yumurta yenmiyor. Çünkü sınavdan kötü not alınacağına inanılıyor. Hasta ziyaretlerinin vazgeçilmez unsuru olan çiçek Japonya'da hoş karşılanmıyor. Özellikle de çiçeğin saksıda götürülmesi Japonlar tarafından; “Hastalıkların artsın bu çiçek gibi kökleşsin, hiç kurtulamayasın” gibi kötü bir mesaj taşıyor. Bizler muzu meyve olarak yerken, Angolalılar mangalda közleyerek etin yanında meze olarak ya da kahvaltılarda yiyor. * “Vah vah “Çok beğendim” Demek” Pakistanlılar beğendikleri cümlelerde övgü kelimesi olarak 'vah vah' kullanıyor. Düğünlerinde ise Türk kültürünün aksine bütün yükü kız tarafı çekiyor. Erkek tarafı sadece altın ve kıza elbise alıyor. Senegal’de yeni doğan bir bebeğe isim kesinlikle 7. günde veriliyor. Ev sahibi eve misafir kabul edemeyecekse kapının önüne kendi ayakkabılarının yönlerini ters çevirerek koyuyor. Senegal’de herhangi bir çorba yemeği de bulunmuyor, ikram edildiğinde ise yenmiyor. Tacik Kültürü’ne göre ekmeğin sofraya ters konması “Ubol” yani günah. * Tuz niyetine Hamsi Uzak Doğu'nun incisi Kore'de büyüklere saygı çok önemlidir. Ailelerine karşı çok vefalı olduğu için yeni evlenen çiftler erkeğin anne ve babasıyla aynı evde yaşıyor. Korelilerin bizim gibi sabahları kahvaltı kültürü yok. Sabah normal öğünde yedikleri yemeklerden yiyorlar. Karadenizlilerin vazgeçilmezi hamsi Tayland'da da meşhur. Hamsinin başrolü oynadığı “Balık suyu" sofralarda tuz yerine kullanılıyor. (s)