"Verem'e karşı herkes duyarlı olmalı"

Kırklareli İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Bilgin '24 Mart Dünya Tüberküloz Günü' ile ilgili olarak şyaptığı açıklamasında şunları kaydetti.

HABER MERKEZİ
Kırklareli İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Bilgin “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” ile ilgili olarak şyaptığı açıklamasında şunları kaydetti:
“Verem (tüberküloz) hastalığı, “Mycobacterium tuberculosis” basili tarafından oluşturulan bulaşıcı bir hastalıktır. Hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile bulaşır.
Verem mikrobu vücuda girdikten sonra yıllarca hastalık yapmadan akciğerlerde bekleyebilir. Vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta beklemekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar. Tedavi görmeyen verem hastası ile birlikte aynı evde yaşamak, yoksulluk, kötü beslenme, HIV/AIDS hastalığı, şeker hastalığı, vücut direncini azaltan diğer hastalıklar ve sigara içmek verem hastalığına yakalanma ihtimalini artırır.
Verem hastalığı en sık akciğerleri olmak üzere tüm organları (akciğer zarı, lenf bezleri, kemik, böbrek, beyin vb) tutabilir. Hastalığın genel belirtileri; halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, çocuklarda kilo alamamadır. Akciğer tüberkülozunda; öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı bulunabilmektedir. İki-üç haftadan uzun süre devam eden öksürüklerde veremden şüphelenilmeli ve verem savaşı dispanseri veya diğer bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Ülkemizde veremin teşhis ve tedavisi verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bugün var olan ilaçlarla verem hastalarının hemen hemen hepsi başarı ile tedavi edilebilmektedir. Verem hastaları ilaçlarını düzenli olarak ve yeterli süre (6–9 ay) kullanmazlarsa verem mikropları ilaçlara direnç kazanabilir. Hastalar bu dirençli mikrobu sağlıklı insanlara da bulaştırabilirler. Dirençli verem hastalarının tedavisi çok daha pahalı, zor ve uzun sürede (ortalama iki yıl) mümkün olabilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) raporlarına göre, dünya nüfusunun tahmini olarak 1/3’ü verem hastası olmaksızın verem mikrobunu taşımaktadırlar. Bu insanların % 10’unun, yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanma ihtimali bulunmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve yine her yıl 1,7 milyon insan bu hastalıktan ölmektedir.
DSÖ tedavi başarısını arttırmak için, verem tedavisinde “Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi”ni (DGTS) önermektedir. DGTS’nin en önemli unsuru olan “Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT)” tüberkülozlu hastaların her doz ilacının her gün bir sağlık çalışanı veya eğitilmiş bir gönüllü tarafından içirtilmesini esas almaktadır. Ülkemizde 2003 yılında 4 verem savaşı dispanserinde pilot olarak başlanan Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) uygulaması, 2006 yılı Haziran ayından itibaren ülke geneline yaygınlaştırılmıştır.  2009 yılında verem hastalarının % 96’sının tedavileri doğrudan gözetim altında yapılmıştır. İlimizde de Doğrudan Gözetimli Tedavi uygulaması verem savaşı dispanserlerinde ve sağlık ocaklarında başarıyla sürdürülmektedir.
DSÖ, “var olan yayma pozitif akciğer olgularının %70’ini DGTS programları ile bulmak ve bunların %85’ini başarı ile tedavi etmek” hedefini belirlemiştir. Ülkemiz 2005 yılından itibaren DSÖ hedeflerini yakalayan ülkeler grubunda yer almaktadır. DSÖ 2009 Küresel Tüberküloz Kontrol Raporunda Türkiye’nin olgu bulma hızı %76, tedavi başarısı ise %91 olarak verilmiştir.
DSÖ’ye göre dünyada tek etkene bağlı ve tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde en çok ölüme yol açan hastalık verem hastalığıdır. Bu nedenle hastalık bulguları olan kişilerin teşhis için en kısa sürede verem savaşı dispanserlerine başvurması, hastalık tespit edilenlerin de tedavilerini hekim tarafından önerilen şekilde eksiksiz olarak tamamlamaları çok önemlidir.“24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” vesilesi ile toplumdaki tüm bireyleri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” (yy)