YAŞAM FİLOZOFU

Mavi Fırtınalar





Miray Kara

Hayatımızda çok önemli yeri olan ve her kademeden emniyet mensuplarının  içinde bulunduğu Emniyet Teşkilatı’nın bugün kuruluş yıldönümü. (10 Nisan 1845)   Hepimizin bildiği gibi alın teriyle, zihin ve beden gücüyle yani emek harcanarak yapılan her meslek kutsaldır. Emeğe saygım sonsuzdur. Nasıl ki her insan lider olamıyorsa herkeste " polis" olamaz. Polis olmak için önce yürek sonrada azim, sabır, iyi bir dinleyici ve gözlemci, vicdan ve merhamet gereklidir. Cesaretsiz bir koruyucu kendini kurtlara teslim etmiş bir elmaya benzer. Bir elmanın dışı sert ve güvenlidir, onun görevi içindekini korumaktır. İyi bir elma göz göre göre kendini kurtlara yem etmez, şerefiyle koruduğuyla birlikte yere düşer ki ne korunan ne de koruyucu birbirinden ayrılmış olur. Tüm bu saydığım özellikler bir insanda bulunur mu? Evet, tüm bunların daha da fazlası bizim polisimizde mevcut. Aldıkları mesleki eğitim, içlerinde ki görev aşkı dolayısıyla mesleklerini kusursuz yapmaları bizim polisimizde fazlasıyla var. Siz, aldıkları eğitimde öğrenmişlerdir, deyip geçmektesiniz. Bilmezsiniz ki polis olmak insan seçer. Eğitim sadece kişiye çerçeve verir ama içine konulacak resmi vermez. Peki, her resim o çerçeveye yakışır mı? Cesaret savunma aracında değil, yürektedir. Ağaç eğitim almadan kitap olabilir mi ? sadece resmin çerçevesiz değeri yoktur. Bir polis her  ikisine de sahip olmalıdır. Toplumda düzeni sağlamak, can ve mal güvenliğimizin sağlanması, gençlerin kötü duruma düşmesini önlemek, şimdiki ve ileriki yaşantımız için düzgün ve kaliteli hayat sürmemizi sağlamak, kazaları önlemek ve önlem alıp toplumu bilinçlendirmek, bizler yaşımız ve ergenlik döneminde olduğumuzdan dolayı daha büyük şehirlerde okulları da denetleyerek sivil toplum olarak bizleri bilinçlendirerek hatta son zamanlarda dolandırıcılığa karşı insanların tuzağa düşmemesi için bankamatiklerin yanına yazılı uyarı amaçlı broşür asarak gecesini gündüzüne katarak neredeyse hiç durmadan çalışıyorlar. Polislik bir sanat değil midir? Herkesin bir sanatı vardır. Kimi iyi yemek yapar, kimi etkili konuşur, hatta televizyon izlemek bile bir sanattır. Aslında daha çok sanata katkıda bulunmaktır. Halkın görevi de koruyuculara yardımcı olmak değil midir? Polislik bir sanat değil midir? Halkta bu değerli sanata yardımcı olurlar. Ya da kültürel değerlerimizin bu çağ kadar gelmiş olması koruyuculara dayanmaz mı?  Hiç düşündük mü? Küçük, büyük, genç, yaşlı demeden başımız sıkıştığında, örneğin ailemizle bile paylaşamadığımız durumları, başımızın tacı olan polisimizle konuşabileceğimizi. Çünkü onlar gerektiğinde psikolog, gerektiğinde ailemizden biri bizler için. Unutmayalım ki hiç kimsemiz olmasa dahi başımızı göğsüne yaslayacağımız bir omuz var. Bu ne kadar önemli biliyor muyuz? Çünkü bizlere bir nefes kadar yakın onlar. Bayramlarımızı huzur ve güven içinde kutluyoruz. Yani hem sıkıntılı hem mutlu anımızda her daim yanımızda olan emniyet mensuplarına sanırım toplum olarak manevi borcumuz var. Bizler toplumdaki birey olarak sorumluluk ve görevlerimizi daha da detaylı düşünüp polisimizin işlerini daha da kolaylaştırsak, bilinçli olsak tüm emniyet teşkilatının omuzlarındaki yükü hafifletsek diyorum. Çünkü bizim Polisimizde etten ve kemikten, onlarında aileleri çoluk çocuğu hatta kendilerine ayıracak zamanı olmalı. Aslında bizlere kazandırdıkları saymakla bitmez polislerimizin. İşin ilginç yanı hiç karşılık beklemezler, kırgın değildirler, polisimiz duygularını içinde yaşar. Resmi elbiselerin içinde  asil duruşlarıyla pırlanta gibi kalpleri var. Bizlere gerek bireysel gerekse toplumsal olarak yaşamımızı güven içinde sürdürmemizi sağlayan desteğini esirgemeyen polisimizin yılda bir kez kuruluş yıl dönümlerini kutluyoruz fakat manevi borcumuzu ödeyerek yani destek olarak hem gönüllerini kazanacağız hem de toplum olarak sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız. Sayısı olmayan ciltli bir kitabı anlatıyorlar aslında. Şimdi siz belki şuanda okuması çok sıkıcı, hiç sayısı belli olmayan bir kitap mı olurmuş diyebilirsiniz. Ama sakın şunu unutmayın, o kitabın kahramanı onlar. Kahramanı güven ve cesaret olan bir kitabı okumak inanın ki kimseyi bıktırmaz. 24 saat ayakta durup hala güler yüzlü olmayı başarabilen bir kahramanın hayatını okumak hiçte yormaz. Şimdiye dek görevi başında şehit düşen tüm polislerimize Allahtan rahmet diliyor ve mekânları cennet olsun diyorum. Görevini hep devam ettirmiş ve ettirecek  olan polis teşkilatımıza gönülden teşekkür ediyor ve gururla selamlıyorum.