Kırklarelili Göcek ailesi 14 yıl boyunca yaşadığı kabustan, 25 Aralık’ta yapılan ameliyatla uyandı. Kronik böbrek yetmezliği teşhisiyle 1995 yılından bu yana tedavi gören Kayhan Göcek, doktorların Zonguldak’ta buldukları bir ailenin, ‘çapraz nakil’ teklifini kabul etmesiyle yeniden hayata döndü.
Kırklareli’de, “Bu kadarı ancak filmlerde olur” dedirtecek bir olay yaşandı. 1995 yılından beri kronik böbrek yetmezliğiyle mücadele eden, 2008 yılında da hayati tehlike yaşamaya başlayan Kayhan Göcek, Zonguldaklı bir aile ile yapılan çapraz nakil ile dünyaya yeniden umutla bakmaya başladı.
Işte bu film gibi olayın kahramanları ile dün kendi evlerinde çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Ameliyatın henüz çok yeni olması nedeniyle steril maskelerle girdiğimiz evde bizleri, şu an belki de dünyanın en mutlu annesi olan Defne hanım karşıladı.
Askerden geldi, hastalıkla yıkıldı
Sıcak bir karşılamanın ardından şu sıralarda hayatının en mutlu günlerini yaşayan Kayhan Göcek, 1995 yılından bu yana başından geçenleri anlatmaya başladı. Vatani görevini yaptıktan kısa bir süre sonra vücudundaki şişliklerden şüphelenerek, doktora gittiğini söyleyen Kayhan Göcek, “Ilk tedavi Kırklareli’de yapıldı ve kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Bu teşhisin ardından 1999 yılına kadar hastalığın ilaçla tedavisi için uğraştık. Ancak bu sürede bir sonuç alınamayınca periton diyalize geçtik. 2004 yılına kadar bu şekilde tedavi sürdü ve ardından hemodiyalize başladık. Yani hastalık her geçen yıl biraz daha ilerledi ve kötüye gitti. 2004 yılından 2008 Aralık ayına kadar da hemodiyaliz tedavisi sürdü.
Hastalığın boyunca tedavi için sık sık Istanbul’a da gittik. Böbrek nakli için de uzun yıllar uygun donörün bulunması için bekledik” diye konuştu.
Uygun böbrek çok zor bulundu
Uzun süren beklemenin ardından anne Defne Göcek, doktorlardan kendi böbreğinin oğluna nakletmelerini istedi. Ancak böbrek taşı hastalığı geçiren annenin bir böbreğinde küçülme tespit edilince bu naklin yapılamayacağı ifade edildi. Kayhan Göcek’in küçük kardeşinin böbreği de nakil için doku uygunluğu taşıyordu. Fakat doktorlar, “Önünde yaşayacağı uzun yıllar var” diyerek küçük kardeşin de böbreğini vermesinin riskli olacağını söylediler.
Tüm çabalar bir bir sonuçsuz kalınca aile tam da umutsuzluğa kapılmıştı ki bir gün evlerine bir telefon geldi. Istanbul Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden gelen telefondaki ses, “Zonguldak’tan bir aile bulundu. Çapraz nakil yoluyla ameliyatınızı gerçekleştireceğiz” diyordu.
Ve şansları döndü
Işte bu müjdeli haberin ardından şans, Göcek ailesine gülmeye başlamıştı. Bundan sonra yaşananları evin babası Mustafa Göcek anlatıyor: “Istanbul’daki tedavi sırasında ailemizdeki herkesin tahlilleri yapılmıştı. Doktorlar bu tahlillere göre yaptıkları araştırmaların ardından Zonguldaklı Akçadağ ailesinin çapraz nakil için uygun olduğunu belirlemişler. Ailenin babası Murat Akçadağ, yapılacak ameliyatla benim böbreğimi alacaktı, oğlum Kayhan ise Murat beyin eşi Gülsevim Akçadağ’ın böbreği ile hayatına devam edecekti. Bu teklifi hiç zaman kaybetmeden kabul ettik ve 25 Aralık’ta Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde ameliyat gerçekleştirildi.
Kayhan Göcek hızla iyileşiyor
25 Aralık’taki ameliyatın üstünden bir ayı aşkın bir zaman geçti ve Kayhan Göcek hızla iyileşiyor. Artık rahatlıkla tuvalete gidebilen Göcek, 3 ila 6 ay arasında ameliyatın etkilerini tamamen üstünden atacağını söylüyor. 14 yıllık kabusun ardından yeniden hayata döndüğünü ifade eden Kayhan Göcek, “Başta hastalığımın ilk gününden itibaren bana büyük emekleri geçen ailem olmak üzere, Akçadağ ailesine ve hem Kırklareli hem de Istanbul’daki doktorlarıma çok teşekkür ediyorum” diyor.
Artık akrabadan da öteler
Yapılan başarılı ameliyatın ardından Zonguldaklı Akçadağ ailesi ile akrabadan da öte bir ilişkilerinin oluştuğunu söyleyen baba Mustafa Göcek de “Ameliyatın ardından 15 günde bir Istanbul’a giderek doktor kontrollerimizi yaptırıyoruz. Akçadağ ailesi de bizlerle birlikte bu kontrollere geliyor. Onlarla sık sık görüşüyoruz. Sonuçta bu ameliyat iki aileden de birer kişinin hayatını kurtardı. Onlara ve doktorlarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır” diye konuşuyor.