HABER MERKEZİ
“Bundan 15 yıl önce, 28 Şubat 1997 Cuma günü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kara günlerinden birini yaşamıştır. Halkın kendi oylarıyla seçtiği hükümet, derin devlet odaklarının yoğun çalışmaları sonucu istifaya zorlanmıştır.
Cumhurıyet'in kurulduğu günden bugüne, dönem dönem medyada kasıtlı olarak irtica yaygarası yapılmış ve bundan kendine vazife çıkaranlar, ülkenin aslî unsuru olan aziz milletimize eziyet etmeye çalışmışlardır. Ergenekon Davası ile ortaya çıkan belgelerde de görülmektedir ki 28 Şubat ile halk iradesi üzerinde ciddi bir mühendislik projesi hayata geçirilmiş, halk gruplara ayrılmaya çalışılmıştır. Aktörleri tarafından bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat süreci 2001'de ilk derin sarsıntıyı ekonomik krizle yaşamış ve iradesi hiçe sayılmaya çalışılan halk, 3 Kasım 2002'de AK Parti'yi iktidara taşıyarak bu gidişe bir cevap vermiştir. 28 Şubat zihniyeti, AK Parti iktidarında da boş durmamış, 27 Nisan 2007'de e-muhtıra ile her iki kişiden birinin oyunu almasına rağmen AK Parti iktidarının üzerinde de vesayet kurmaya çalışmıştır. Hükümetimiz ise baskılara karşı hiçbir zaman boyun eğmemiş, halkın verdiği yetkinin hakkını vermiş ve hemenertesi günü e-muhtıraya cevap vermiştir.
Bizler, halkımızın bize verdiği emaneti her ne şart ve tehditte vesayet ve demokrasi dışı unsurlara alet edenlerden olmadığımız için, 10 yıl boyunca girdiğimiz her seçimden oyumuzu arttırarak çıktık. AK Parti Gençliği olarak, büyük usta Recep Tayyıp Erdoğan'ın çizdiği yolda, diklenmeden dik durmayı kendimize düstur edindik. AK Parti gençliği, halkın iradesini hiçe sayan zihniyetin mimarlarının, adalet önünde hesap vermelerinin takipçisi olacak ve adalet sayfamızda bir kirli leke daha oluşmaması ve daha sivil ve demokratik bir anayasanın hayata geçirilmesi için tüm enerjisiyle çalışmaya devam edecektir.” (s)