HABER MERKEZİ
“5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Kırklareli Belediye Başkanlığı ortaklaşa bir program düzenledi. 05 Haziran 2014 Vilayet Meydanı Atatürk Anıtı önünde yapılması planlanan program, son günlerde Kırklareli’de görülen sağanak yağışlar nedeniyle Kırklareli Üniversitesi Kültür Merkezi Salonu’nda yapıldı.
“5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolaysıyla yapılan yarışmalarda dereceye girenlere ödüllerini vermek için düzenlenen programa; Kırklareli Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak, Kırklareli Belediye Başkan Yardımcısı H. Tahsin Gençay, Kırklareli İl Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay, Kırklareli İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ziya Eser, Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Emre Kalaycı, Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz, Kırklareli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Taner Özgüven, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü Tahsin Halcı, Kırklareli İl Kültür Turizm Müdür Vekili Fikret Macit, Kırklareli Defterdarı Sacide Şakar, Kırklareli Halk Sağlığı Müdürü Çiğdem Cerit, TEMA Kırklareli İl Temsilcisi Ali Korur, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
* Kalaycı; “Çevre, bir eğitim meselesidir”
“5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Kırklareli Belediye Başkanlığı ortaklaşa bir program düzenledi. Program Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Spot Filimin ardından Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Emre Kalaycı programın açılış konuşmasını yaptı.
5 Haziran’da daha sağlıklı bir çevre, daha temiz bir dünya için yeşeren bir umut olduğunu söyleyen Kalaycı şunları kaydetti;
“Birleşmiş Milletlerin 1972 yılında aldığı kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır. Bizler de bugün burada, Dünya Çevre Gününün 42. YILDÖNÜMÜ’NÜ yâd etmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Çevrenin öneminin bir kez daha yüksek sesle dile getirildiği bu gün, daha güzel bir dünya için herkese açık bir davettir. Çevre; canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle etkileşim içinde bulunduğu bir sistemdir. Bugün; toprağı, suyu, havasıyla içinde yaşadığımız çevrenin günüdür. Her 5 Haziran, daha sağlıklı bir çevre, daha temiz bir dünya için yeşeren bir umuttur. Anayasamızda ifadesini bulan, "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı" çevre faaliyetlerinin, esasını oluşturmaktadır. Hepimiz, her karış toprağımızı, şairin mısralarında "Bir yer düşünüyorum, yemyeşil; bilmem, neresinde yurdun?" diye dile getirdiği, yeşiller bahçesine dönüştürme sevdasını taşımalıyız. Çevre, bir eğitim meselesidir, ancak bu sadece bir Bakanlığın, tek başına bir kurumun başarabileceği bir iş değildir. Bütün kişi ve kurumların içinde yer almasını gerektiren bir seferberliktir. Toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek ve fertlerin aktif katılımlarını sağlamak çevre eğitiminin temel hedefidir. Bu hedef doğrultusunda, yeni bir ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmek konularında, şüphesiz ki en büyük görev ailelere ve öğretmenlerimize düşmektedir. Doğaya karşı işlenen bir suçun öcü, insan adaletinden çok daha acımasız ve çok daha zorlu olabilir. Zira, her zaman geri dönüş yoktur. İçinde bulunduğumuz yüzyıl pek çok teknolojik imkânları insanlığın hizmetine sunmaktadır. Diğer yandan da insanlığın ortak malı olan çevreden, geri getirilmesi zor, hatta bazen imkânsız olan varlıkları alıp götürmektedir. Hızla artan nüfusla birlikte, beslenme, enerji, eğitim, çarpık kentleşme, sağlıksız sanayileşme, doğal kaynakların hızla tüketilmesi, azalan canlı türleri, artan kirlilik ve buna bağlı iklim değişiklikleri dünyamızın en önemli çevre sorunlarını oluşturmaktadır.”
* Gençay; “Bin 130 gram bil toplandı”
Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Emre Kalaycı’nın ardında b,r konuşma yapan Kırklareli Belediye Başkan Yardımcısı Tahsin Gençay, yaptıkları kampanyalarla gençleri ve çocukları geri dönüşüm konusunda teşvik etmek için çeşitli kampanyalar düzenlediklerini belirterek şunları kaydetti;
“Yaptığımız kampanyalarla gençlerimizin ve çocuklarımızın geri dönüşüm ve çevreye önem veren davranışlarını, özellikle okullarda kazanılması gerektiği bilinciyle bir kampanya yaptık. Bu kampanyada bugüne kadar yaptığımız pil toplama kampanyasında bin 130 gram pil toplandı. Pillerin toplanması sonrasında gençlerimizi teşvik etmek amaçıyla kendilerine ödüller dağıttık.”
Gençay’ın konuşmasının ardından, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla düzenlenen kompozisyon yarışmasında Kırklareli Anadolu İmam Hatip Lisesi 11. Sınıf Öğrencisi Selda Ergi’nin yazdığı “Çevre Bize Emanettir, O’nu Kuruyalım” konulu Kompozisyonla 1. oldu.
Birinci olan öğrencinin okuduğu kompozisyon şekilde;
“Kim bilir daha kaç "hazinemiz" böyle gözler önünde yok olup gidecek. Kim bilir daha ne kadar sessiz kalacak insanlık. Daha ne kadar göz yumacak elindekiler kayıp giderken. Hiçbirimiz haykırmayacak mıyız gerçekleri? Bu yok oluş karşısında susmaya devam mı edeceğiz böylece? Biliyorum, artık geri gelmeyecek çocukluğumdaki renkli günler, cıvıl cıvıl, yemyeşil dünyam, cazibesinden eve bile girmek istemediğim doğam... Çocuklarıma kendi çocukluğumun bu güzel dünyasını hiç tattıramayacağım. Bizim o unutamadığımız, her saniyesinde dün gibi hatırladığımız günleri... Her geçen gün yeşilin azaldığı, gökdelenlerin gökyüzünü kapattığı bir dünyaya açıyorum gözlerimi. Artık buram buram çiçek kokulan yerine egzoz gazı dolduruyor ciğerlerimi yazık ki. Geceleri betonarme evimin kapkara camından gökyüzüne baktığımda, yıldızları artık eskisi kadar parlak görmüyorum. Bacalardan çıkan gazlar, şehrin delici ışıkları nasıl da söndürmüştü canım yıldızları. Saçlarına güneşler takılı gökyüzü gözlü, ay gibi parlak yüzlü gencecik biz kıza benzeyen güzelim dünya ne hale gelmiş. Yavaş yavaş kabulleniyorum artık yenilgiyi, betonlaşmaya verdiğim savaşı, yok oluşumu... Artık umutsuzca ekilmeye başlamıştı tohumlar. Bir tohum düşmüştü önce toprağa. Kaybedilmeye yüz tutmuş savaşı kazanabilmek için. Sonra yavaş yavaş filizlenmiş, gözlerini dünyaya açmıştı. Tanıdıkça fark ediyordu bir şeyi. Sanki içinde yaşamaya başladığı dünya onu yok etmeye çalışıyordu. Oysa o büyümek, yeşermek istiyordu, onu istemeyenlere, insanlara inat. Belki de kendini sevdirmek, daha güzel tatlara kavuşturmak istiyordu bizleri. Biz. ise, onun yok oluşunu büyük bir zevkle izleyen, hatta âdeta isteyenler durumundaydık. Zamanla dallanıp serpilmiş, yeşiline kavuşma heyecanını yaşamaya başlamıştı bile. Fakat bir şey gözünden kaçmamıştı. İnsanlar onu sevmiyordu. Belki de sevmemek değildi, elindekilerin kıymetini bilmemekti onlarınki. Yine de küçük bir ışık gibi parlayan umutları vardı. Arkadaşları itilip kakılmaya, dahası kesilmeye başlamıştı birer birer. Hem de en mükemmel varlık olan insan eli ile. Kesiyorlardı, kazıyorlardı, koparıp atıyorlardı ve en korkuncu; yakıyorlardı acımasızca. Yaşadığı korkular içinde nihayet yeşili görmüştü dallarında. Yeşille beraber kaybettiği umutlarını, cesaretini toplamıştı bir anda. Artık yavaş yavaş yapraklarını okşayabilecekti rüzgâr. Kaybettiği mutluluğu yaşamakla devam edecekti. Bu güne kadar çok korkunç şeyler görmüştü gerçi. Şu an mutluydu ama içindeki korku kıpraşıp duruyordu işte. Az şey miydi yaşadıkları, şahit oldukları. Ne acıdır ki insanoğlu, bastığı her yeri tahrip etme, kendisine büyük bir lütuf olarak sunulan doğal güzelliklerimizi katletme bahtsızlığını yaşıyor. Şair. "'Gezmesek de tozmasak da görmesek de o köy bizim köyümüzdür." diyordu ya hani. Değil artık. Asıl gidip görmediğimiz yerler bizim kalıyor, hayata tutunabiliyor. Yaratılanların en şereflisi doğaya karşı nasıl bu kadar vahşileşebiliyordu. Kendi ürettiği savaşlarda kaybettiklerini doğayı katlederek kazanma telaşında insanlık. Yaşadıklarının bedelini yeşile, çiçeğe, böceğe ödetmek, içindeki nefreti ona kusmak. Vahşet bile karşılamaz belki bu manayı. İnsanın ciğerini söker gibi, doğanın ne kadar güzelliği varsa katletmekten sıkılmayan insanlık!.. Beton bloklar arasında, kulak tırmalayan şehir gürültüsü içinde, ruhsuz kalabalıklar kimin eseri?
Hemen yanı başımızda kıvrım kıvrım uzayıp giden koca Ergene... Ey Ergene, hani babalarımız balık tutarmış berrak sularında bir zamanlar. Ya şimdi!.. Değil balık tutmak, tek canlı kaldı mı derinliklerinde artık. Sen de küstün bize. Biliyorum, düşündükçe ürperiyorum, suçluluk duyuyorum kendimce. Af diliyorum senden insanlık adına. Affetmek büyüklüktür, haşmetine yakışır. Nedametimiz içten, keşkelerimiz candan, kimse anlamıyor, sen anla bizi bari... Ey Ergene, sana geliyoruz, özrümüzle pişmanlığımızla. Ama bu defa gerçekten hissederek geliyoruz. Bekle bizi.”
“5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Kırklareli Belediye Başkanlığı ortaklaşa düzenlediği program yarışmalarda dereceye giren okulların ve öğrencilerin ödüllerin verilmesiyle son buldu. Program sonunda davetliler ikramda bulunuldu. (Kadir Sinici)