ORTAK AKIL
Özkan Başaran
Tüzük Kurultayları öncesi, CHP’de kimin eli, kimin cebinde? Son anda bir değişiklik olmazsa, CHP bir haftada iki Kurultay yaşayacak.
Görülmemiş bu olağanüstü duruma sağdan bakanlar, pek de şaşırmıyorlar. Adı “Kurultaylar Partisi”ne çıkmış CHP’nin kendi içindeki çekişmeler hiç bitmez.
Dilerim ki; Çift Kurultay’dan parti içi demokrasi adına ufak tefek de olsa işe yarayacak bir şeyler çıkar.
Değişim adına bir milim ilerleme olmasa bile, parti içi bütün seçimlerin kayıtlı üyelerle yapılmasının karara bağlanmasından çok şeyler çıkar.
Genel Başkan’ın bile kayıtlı üyelerle seçildiği bir seçim sistemi, yeni tüzükte karara bağlanabilse, işte o zaman CHP’de her şey kendiliğinden yerli yerine oturuşacak.
CHP kuruluşundan beri, AKP gibi Genel Başkanı’na biat eden bir parti olmadı.
Çünkü; CHP Örgütü, Genel Başkanı’nı bile sorgulayan bir siyasi yapıdır. Sorgulamayı prensip edinen CHP Örgütünü’nün acilen değişimi ve dönüşümü zorlaması gerekmez mi?
Aşağıdan yukarıya yükselen baskılara, Genel Merkez duyarsız kalamaz.
Türk Toplumunu tahlil etmek çok mu zor? Toplumda karşılık bulmayan politikalarda ısrarcı olmak yerine, hayatın acı gerçeklerinden siyaset üreten bir CHP neden oluşamıyor?
İnsanlar “Kendinden yana” politikaların peşinden koşarlar.
Tabulaştırdığınız değerleri insanlara dikte etmekle yapılan siyasetin karşılığı %20’leri geçemez.
Cumhuriyetçilik; Simitçi Mehmet Aganın karnını doyurabilir mi?
Laikçilik; Ayşe Teyzenin yarasına merhem olabilir mi?
Tabulaştırdığınız bu değerler; karnı aç, evsiz, barksız ve sağlık sorunları olan insanları ne kadar ilgilendirir?
Önce insanların karnı doyacak. Sonra sığınabileceği bir barınağı olacak. Hastalandığı zaman yarasını saran bir devleti olacak.
CHP yıllarca “Laiklik elden gidecek” diyerek siyaset yaptı. Peki, sokak’taki Hasan Aga, tınladı mı?
“Cumhuriyet’in değerleri elden gidiyor” şeklindeki politika karşılık buldu mu?
“Tehlikenin farkında mısınız” diyerek yayılan ürküntü, sadece korkmaya meyilli CHP tabanını kilitledi.
Korkular üzerine kurgulanmış siyaset tutmaz.
CHP’lilere konuşurken çok dikkat edin. Hep rakibinin hatalarını size söylerler. Sürekli karşısındakini suçlarlar ve karalarlar. Projeler üretmek yerine, sorunlar üretirler. Kendinden olmayanları aşağılarlar.
CHP’li olmayanları, “Cahil ve aptal” diye nitelerler. Kendilerini ülkenin gerçek sahibi sanırlar. Halkı da ikinci sınıf vatandaş görürler. Rütbeli ve cübbeli bürokrasi de, partilerinin arka bahçesidir.
Oh değmeyin keyfime. Ne yapacaksınız iktidarı. Zaten muhalefetteki iktidarsınız.
Böylesine üstün niteliklerin mensupları, hatalar içinde boğulsa bile, bunu kendisine kabul ettirebilir mi hiç?
Cumhuriyeti kuran bir partinin mensupları kisvesiyle böbürlenenler, kendinden başka bir partiye “İyi çalışıyor” diyebilirler mi hiç? Kendisini acımasızca eleştirebilirler mi hiç? Asla eleştirmezler.
Herkes CHP’li olabilir mi? Hayır olamaz. Çünkü CHP’li olmak bir ayrıcalıktır. CHP’liler bu algı içinde.
Örneğin ben, üç yıl önce CHP’ye kayıt yaptırdığım halde, üye olmayı henüz hak edemedim. CHP Üyesi olmak için mücadeleme ısrarla devam ediyorum. CHP’li olmak öyle sıradan bir şey değilmiş. Gerçi ben o kadar elit ve seçkin olmadığım için daha çok beklerim
Geçen gün CHP’li dostlarla bir sohbette, eski Babaeski İlçe Başkanı İrfan Altınel bana “Sen CHP’ye yakışmıyorsun” dedi. Doğru da söylüyor. Her önüne gelen CHP’li olabilir mi? Benim gibisi hiç olmaz.
Şunu biliyorum ki; Ne zaman ki bu kadar sert eleştirilerime rağmen CHP, ben ve benim gibileri bile içinde barındırabilecek demokratik seviyeye ulaşacak, ha işte o zaman CHP iktidar olacak.
Çok, çok zor ama imkânsız değil.