HABER MERKEZİ
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam gazetemizi ziyaret ederek Haber Müdürümüz Savaş Eskici ile görüştü.
Kırklareli’ne özellikle Hayvancılık Alanı’nda son zamanlarda çok ciddi yatırımların geldiğini, Trakya Bölgesi’nin Tarımsal Alan’da kendini geliştirerek Tarımsal Sanayi’nin bölgeye gelmesinin sağlanabileceğini ifade eden Milletvekili Sarıçam Hollanda’yı örnek göstererek şunları kaydetti;
“Bana göre Trakya’yı bizler bir Hollanda gibi düşünmemiz lazım. Ben Hollanda’ya gittim. Hollanda’nın kesinlikle hiçbir sanayisi yok. Sadece Philips markası var. O da tamamen montaja dayalı bir işleyiş gerçekleştiriyor. Birde Gıda Sanayi var. Başka hiçbir sanayi yok. Ama müthiş bir zenginlikleri var. Denizciliği çok iyi kullanarak Deniz Nakliyesi konusunda dünyaya yön veriyorlar. Birde Tarım’ı çok iyi kullanarak dünyada herkesin kolaylıkla yetiştiremeyeceği ürünlerin tohumculuğunu ve üretimini mükemmel şekilde yapıyorlar.
Aynı şekilde Hayvancılık konusunda iyi ilerleme kaydetmişler. Çok yağış alan bir bölge olduğu için yol boyunca bulunan dümdüz ve yem yeşil bir arazide sürekli yağan yağmur nedeni ile otlamaya fırsat bulamayan hayvanların otlamasının sağlanması için onlara yağmurluk yapmışlar ve hayvanların bu şekilde otlaması sağlanıyor. İklime göre insanlar tertibatlarını alarak, yeşil otu heba etmeyerek hayvanlarına yedirip üretime katkı sağlıyor.
Bizimde Trakya olarak bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Bölgemizi gerçekten Hayvancılık Bölgesi haline getirmemiz lazım. Bunu kendine ait bir endüstrisi var, istihdam alanları da var. Tarım ve Hayvancılık konusunda ilerlemeler yapılırsa ikisinin de devamı olan sanayide buralara gelmeye başlar ve buda ciddi bir istihdam sağlar. Artı, yerel halkımızda kendi işinin sahibi olacak şekilde hareket eder ve bu konuda ciddi artışlar gerçekleşir.”
* “Çiftçilerimiz işletme mantığı ile işlerini yapmıyor”
Kırklareli çiftçisinin işletme mantığı içerinde olmadığını ifade eden Milletvekili Sarıçam, bu mantığın oturtulması gerektiğini belirterek şunları söyledi;
“Bizim çiftçilik yapan insanlarımız işletme mantığı ile işlerini yapmıyorlar. Çiftçi olaya şöyle bakıyor; 150 dönüm arazim var, bu yıl 75 dönümünü Buğday ekiyorum, diğer 75 dönümüne de Ayçiçeği ekiyorum. Önümüzdeki yıl Buğday ektiğim yere Ayçiçeği, Ayçiçeği ektiğim yere Buğday ekeceğim. Olay bundan ibarettir. Bir yılda ekim, sürüm, gübreleme, ilaçlama ve biçme ayları belli, “Bunları yaptım benim işim bitti” Çiftçi böyle yapıyor. Çiftçi bu işi iki veya üç ayda yapıyor. Geriye kalan dokuz ay ekilen ürünün daha nitelikli olması için hiçbir çaba sarf etmiyor. Durum böyle olunca üründe kalite düşüklüğü oluyor. Artık eskisi gibi kara düzen hiçbir sanayi kuruluşu niteliksiz kalitesi düşük mamul almıyor. Aynı şey Süt içinde geçerli, Süt’ün kilosunu 60 Kuruş’a satan var, 80 Kuruş‘a satan var, 95 Kuruş’a da satan var. Süt’ün alış fiyatlarındaki bu farklılık ürünün niteliğine ve kalitesine göre belirleniyor. Tarımsal alanda yılda iki ay standart olan ekme, biçme, gübreleme sürmeyi yaparak kaliteli ürün sağlanmaz. Tarım’da teknolojiye dayalı farklı işlemler yapılarak birim alandan alınan mahsul miktarını arttırmak gerekiyor. Örnek verecek olursak; 150 dönüm arazisi olan bir çiftçi hiç olmazsa 100 dönüm tarımsal arazisini damla sulama sistemli hale getirmesi gerekiyor.
Çiftçimiz maalesef kendine faydalı olmayacak yada ihtiyacı dışı harcamalar yapıyor, fakat kendisine fayda sağlayacak Damla Sulamalı Sistem’e para harcamıyor. Aslında çiftçinin bu Damla Sulama Ekipmanı’na para yatırmasına bile gerek yok. Gidiyorsun gerekli ekipmanı alıyorsun, krediyi devlet veriyor, sende iki yıl sonra ödemeye başlıyorsun. Daha sonra bu sistem sayesinde aldığın verim kendini amorti ediyor. Damla Sulama yaptığında kaliteli ve nitelikli Buğday alırsın.
* “Bu bölgede işletme mantığını kurmamız gerekiyor”
Ben köylerde şunu söylüyorum; Devlete şunu diyorsunuz; “Ben 20 yıl önce bir dönüm araziden 400 kg Buğday alıyordum”, “Şimdi ne kadar alıyorsunuz?” diye sorduğumda, yine “400 kg alıyorum” diyorlar. 20 yıl önceki harcaman ile şimdiki harcaman aynı mı? Tabii ki de değil.” İnsanlar elbette şimdiki zamana ayak uyduracak şekilde istediklerini alacaklar. Ama üretimlerini arttırmadan, ürettiğin malın kalitesini arttırmadan; “aynı ürünü alarak eski kalitede satıp daha iyi yaşayacağım aradaki farkı devlet bana ödesin” böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Bugün en basit 50 dönüm yer işleyen adamın 50 bin TL değerinde tarlası var. İyi kötü 20 bin TL’ye traktörü var. Bunun 10 bin TL ekipmanı var. Bir yıl tarlandan ürün almak için ne kadar çalışıyor. Bakkal örneğini verecek olursak, 20 bin sermayeli bir bakkal her gün en az 10 saat bakkalında durup mesai yapıyor. Ben kahvede anlatırken bir bakkal sahibi gelip beni dinlemiyor. Kahvede beni dinleyenler ise 100, 200 dönüm arazi işleyen Hayvancılık yapan çiftçiler, normalde beni dinlemeye vakitleri olmaması lazım. Kahvelere gittiğimde çiftçilerin boş vakitlerini buralarda harcamalarına hayret ediyorum. Açıkçası bana Ankara’da çalışırken 24 saat yetmiyor. 100 dönüm arazisi olan çiftçi 10 bin TL’lik bakkal dükkanı olan esnaf kadar tarlasında üretimi ile üretim kalitesi ile ahırdaki 4 tane hayvanı ile ilgilense üretim kalitesi yükselir ve bununla birlikte üretim miktarı da yükselir. Bundan sonra o çiftçi bulunduğu durumdan şikayetçi olmaz.”
* “İşletme mantığını uygulatamazsak topraklarımızdaki değeri başkaları keşfeder”
Milletvekili Sarıçam, açıklamasının sonunda çiftçilerin işletme mantığı dışında hareket etmeyi sürdürmelerinin kendilerine büyük zararlar getireceğini, bu toprakların değerinin başkaları tarafından kullanılacağını belirterek şunları söyledi;
“Eğer çiftçilerimize işletme mantığını uygulatamazsak topraklarımızdaki değeri başkaları keşfedip gelir ve bizim topraklarımızdaki değerin rantını kendisi alır. Çünkü toprak kalitesi ve doğal yapısı ile Trakya bir değer ortaya koyuyor. Biran önce çiftçilerimize işletme mantığını oturtmanın bir yollunu bulmalıyız.
Bu mantığı Kırklareli çiftçisine uygulatabilirsek eğer tarıma dayalı sanayide peşi sıra bölgemize yönelecektir. Çünkü kaliteli ham maddeyi keşfeden sanayici bu ham maddenin üretim yapıldığı bölgeye mutlaka gelecektir. Geldiği zamanda yatırım yapıp, ardından da bölgeye istihdam sağlayacaktır.” (s.-c.s)