‘Polis Haftası’ nedeniyle görüşme yaptığımız Kırklareli Emniyet Müdürü Mehmet Behzat Canbazoğlu, Kırklareli’nin Türkiye’nin en huzurlu ve güvenli şehirlerinden biri olduğunu vurgulayarak, ilginç açıklamalarda bulundu. Makamının kapılarını gazetemize açan Canbazoğlu; karizmatik duruşu, otoriter görüntüsü, kararlı ve iradeli tavırları, tüm bunların yanında sıcakkanlı iletişimi ile bizlere Kırklareli Emniyet Teşkilatı’nı anlattı.
Türkiye’nin birçok ilinde görev yaptığını belirten Canbazoğlu, Kırklareli’nin asayiş bakımından çok sorunsuz bir il olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Kırklareli nüfus yoğunluğu olarak sayısı düşük bir şehir. Bu sayısal oran, doğal olarak güvenlik ve asayiş ortamına da olumlu yönde etki yapıyor. Bir ilde iş hacmi ne kadar çok genişlerse, suç ve suçlu oranı da o kadar yükseliyor. Örneğin ben, Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da da görev yaptım.
Dolayısıyla İstanbul, ülkemizin en karmaşık ve en zor kentlerinden birisidir. İş potansiyeliyle de, sosyal temposunun ve nüfus oranının yoğunlu ile de en kalabalık kentidir. Bu yoğunluklar tabii ki asayiş ve huzur ortamına da olumsuz etki ediyor. Kırklareli’ye gelmeden önce de, Denizli’de Asayiş Müdürü idim. Orası da, asayiş bakımından yoğunluğun fazla olduğu bir kent.
Görev yaptığım iller arasında, burası kadar sakin bir yer görmedim
Ama Kırklareli gerçekten çok huzurlu bir kent. Ben bunu ilin Emniyet Müdürü olarak söylüyorum. Görev yaptığım iller arasında, burası kadar sakin bir yer görmedim. Ancak her yerde olduğu gibi burada da huzuru kaçırmak isteyenler oluyor. Olmuyor değil. İşte bizim görevimiz, bu sorunları en kısa sürede ve en etkin bir biçimde egale etmektir.
Buranın huzurlu olduğunu söylüyor olabilirim. Ama bu bizim görevimizde asla bir rehavet teşkil ettirmemektedir. Bilakis huzur ve güven ne kadar fazlaysa, biz de onun iki katı kadar çalışarak, o huzurun korunması için tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Önlemlerimizi periyodik olarak tazeliyoruz. Örneğin, geçmişte suç işlemiş biri varsa, onun şimdi ne durumda olduğunu araştırıyoruz. Hala suça meyilli mi, yoksa güncel hayatına devam mı ediyor? Bunu inceliyoruz. Suç unsuru taşıdığı ispatlanmış kişiler, sürekli takibimiz altındalar. Buranın sakinliğinin bozulmasına asla izin vermeyiz.
Ancak ilçeler, il merkezi kadar sakin değil. Babaeski ve özellikle Lüleburgaz buraya göre daha hareketli. Biz bu hareketliliği, her anında izleyerek, suç durumunda merkezi takviyeyle gerekli müdahaleyi yapıyor ve ağır darbeler vuruyoruz. Bunları basın aracılığı ile zaman zaman duyuruyoruz. Etkin müdahale ve darbelerimiz devam edecektir.”
Kırklareli’ye geldikten sonra ve devam eden süreçte edindiği izlenimlerini de bizimle paylaşan Canbazoğlu, söylemlerine şöyle devam etti:
Burada, dışardan gelmiş olan bir kimse anında kendini belli eder
“Buraya ilk geldiğimdeki tespitlerim beni çok şaşırtmıştı. Her yerde olduğu gibi burada da şehrin muhtelif yerlerinde dükkânlar mevcut. Esnafın dükkanını kapattıktan sonraki tedbirsel rahatlığı beni şaşırtmıştı. Birçok dükkanda yoğun güvenlik tedbiri diye tabir edebileceğimiz uygulamalar yoktu. Esnaf sadece dükkanını kilitleyip evine gidiyordu. Bu da, şehir insanının duyarlılığından kaynaklanıyor. Çünkü küçük bir kent. Herkes birbirini tanıyor. Burada, dışardan gelmiş olan bir kimse anında kendini belli eder. Kırklareli insanı onun buralı olmadığını ve şehir dışından geldiğini anlar. Yabancı bir kimse, suça yönelik bir eylem yapmaya kalksa bile, hareket kabiliyeti çok ama çok sınırlı. Kötü niyetli bir kişiyse, geceyarısından sonra hareket etmeye çalışır; o zamanda zaten, saat 24:00’dan sonrasında bizim uygulamalarımız buna engel olur.
Bu ve buna benzer sebepler, Kırklareli’deki huzurun dengesinin hiç bozulmamasının ana sebeplerinden biridir. Az öncede belirttiğim gibi, buradaki asayiş sakinliği bizim çalışma prensiplerimizde, kontrol ve denetlemelerimizde asla toleransa sebep olmaz. Tam tersi dengenin bozulmaması için daha yoğun çalışıyoruz.”
Canbazoğlu Kırklareli’de yapmış oldukları çalışma sistemiyle ilgili bazı bilgilerde vererek şunları söyledi:
Görev tanımı ve görev yeri uygulamasını gerçekleştirdik
“Biz personelimize bölge zimmetledik. Her birimden farklı ekipler aynı bölgede durusa anlamı olmaz. Bu nedenle görev tanımı ve görev yeri uygulamasını gerçekleştirdik. Işlek ve yoğun yerlerde birçok tedbirler aldık. Buralar sürekli kontrol altındadır. Geceleri hem yaya, hem de vasıtalı devriyelerle kontrollerimiz devam ediyor. Yaya devriyeler, bölgesindeki dükkanları tek tek kontrol eder. Işıklarına, kapılarının kilitli olup olmadığına bakar. Eğer kilitlenmemiş bir dükkana rastlanırsa, saat kaç olursa olsun dükkan sahibi çağrılır, gerekli kontroller yaptırılır. Devriyelerimiz yaya, araçlı ve motorize olarak periyotlarını layıkıyla yapmaktadır. Görev tanımı ve görev yeri uygulamasıyla varolan veya meydana gelebilecek suç eylemlerinde çok yüksek oranlarda düşüş sağladık. Hem suç oranında düşme, hem de suça karışanları tespit ederek ele geçirmeyi sağladık.
Bunun yanısıra Kırklareli’nin günlük yaşayışı ile tedbirlerimiz de devam ediyor. Mahalle muhtarları ile muhtelif zamanlarda toplantılar yaparak, değerlendirmelerde bulunuyoruz. Örneğin hırsızlık en çok hangi bölgelerde daha yoğun oluyor. Bunları tespit ettik. Çarşı ve yol kontrolü uygulamasının yanısıra, şehir giriş çıkışlarında kontroller yapıyoruz. Çarşamba günleri pazar bölgesinde yoğun tedbirlerimiz oluyor. Resmi görevlilerimizin yanısıra, sivil görevlilerimiz de devriye olarak geziyor. Mesela Çarşamba günleri, pazarcı esnafımız sattığı ürün için slogan atarken, vatandaşın dikaktini çekici veya vatandaşın tedbirini canlı tutacak söylemlerde de bulunuyor. Bu şekilde uygulamalarla caydırıcılığı da ön planda tutuyoruz.”
Mehmet Canbazoğlu anlatımlarına, tüm ülkede olduğu gibi ilimizde de uygulanacak olan ‘Mobese’ kamera sistemiyle ilgili açıklamalar yaparak devam etti:
Mobese Mayıs ayında faaliyette
“Mobese sisteminin ihalesi basından da bilindiği üzere yapıldı. Sayın Valimiz Hüseyin Avni Coş’un direktifleriyle, bu sistemin ilimize en kısa sürede kurulması için yoğun şekilde çalışmalar yaptık. Genel Müdürlüğümüzün gönderdiği ödeneğin yanısıra, yine Sayın Vali’mizin talimatıyla, Il Genel Meclisi ve Belediye Meclisi’nden de ödenek sağladık. Şu anda Mobese’nin altyapı çalışmaları tamamlanıyor. Mayıs ayı içerisinde Mobese kameraları, Kırklareli’de tamamen faaliyete geçecek. Çok sayıda kamera ile ilimizin tespit ettiğimiz noktaları ve birçok bölgesi kontrol altında tutulacak.”
Şu anki mevcut sayıyla çalışma alanının bütünleşmesini de anlatan Canbazoğlu, Kırklareli il merkezi ve ilçelerde, programlı bir çalışma tekniğiyle muntazam bir işleyiş gerçekleştiğini söyledi. Canbazoğlu; “Bizim amacımız asayiş hizmetini arttırabilmek. Çünkü insana hizmet odaklı bir performans sergiliyoruz. Şu anki sayımızla hizmetlerimizi kusursuzca yerine getirebiliyoruz. Ama tabii, personel sayımız ne kadar artarsa, iyi olanlar daha iyi, daha iyi olanlar çok daha iyi olur.” dedi.
Canbazoğlu’ndan bir Emniyet Müdürü olarak, son yılların sık duyulan ismi ‘Özel Güvenlik Sektörü’ konusunda değerlendirmeler yapmasını da istedik.
“Özel Güvenlik kavramı, bilindiği gibi 5188 sayılı kanunla resmi bir hal aldı. Bu sektörde herşeyin kanuna ve prosedürlere uygun olması gerekir. Kırklareli en başında da söylediğim gibi, huzurlu bir kent olduğu için, özel güvenlik şirketleri ve görevlileri için de çok zor bir çalışma hayatı teşkil etmiyor. Büyük kentlerde özel güvenlik biriminin uygulamaları daha ayrıntılı ve daha yoğundur. Burada durumun değişkenliğine göre şirketin uyguladığı hizmet politikası ve prensiplerde farkılaşma gösterir. Ancak özel güvenlik görevlisi 5188 sayılı kanuna bağlıdır. Bu nedenle işveren veya çalışılan yer, kanuna aykırı yaptırımlar uygulayamaz. Böyle uygulamalar cezai işlemler gerektirir.”
Kırklareli’nin trafik durumuna da değindiğimiz söyleşide Canbazoğlu, farklı bir bakış açısıyla değerlendirme yaptı.
Kırklareli’de bir yerden bir yere gitmek, yürüyerek 5 dakikanızı almıyor
“Kırklareli’de aslında trafik sorunu yok. Nedeni ne biliyor musunuz? Istanbul’a gidin görün. Buraya döndüğünüzde buradaki durum o kadar hafif kalacaktır ki. Tabii ki ben burayı Istanbul ile kıyaslamıyorum. Demek istediğim şu. Burası yerleşim açısından da, kentsel mimari açısından da küçük bir yer. Vatandaşlarımızın bu avantajı kendi lehlerine çevirmesi çok kolay. Bir yerden bir yere gitmek, yürüyerek 5 dakikanızı almıyor. Trafik sorunları da, insanların şehrin ulaşım kolaylığını sağlıklı kullanamamasından kaynaklanıyor. Nüfus az ama, araç sayısı yoğun. Bu gözönüne alındığında, bu sorunun giderilmesi yine vatandaşımızın kendi elinde.”
At arabalarının trafikte yarattığı sıkıntıları yansıttığımızda Canbazoğlu şu açıklamaları yaptı:
“Onlarla ilgili bizim yapacağımız uygulama, yetkilerimizle sınırlıdır. Trafik düzeninde meydana gelen kaza vs. durumlarda müdahalemizi yaparız. Ancak bunun dışında at arabası, belediyenin yetkisine dahil olan ve onun değerlendirme yapacağı bir konu. Tabii ki hoş görüntüler oluşturmuyor. Ancak bu konuya çözüm için yaklaşırken, at arabası sahibi vatandaşlarımızı da kalıcı çarelerle donatmak gerekiyor. Dediğim gibi bu konu belli kıstaslar dışında bizim alanımıza girmiyor.”
Bizler vatandaşımızla her zaman içiçeyizdir
Canbazoğlu Kırklareli insanının polis teşkilatına olan yaklaşımı ve bakış açısından son derece memnun olduğunu ifade etti. Canbazoğlu; “Bizler vatandaşımızla her zaman içiçeyizdir. O nedenle onlar bizim için çok önemlidir. Bu nedenle personelimizi de bu konuda sürekli denetler, eğitiriz. Meslek içi hizmetler ve personel toplantılarıyla eksiklikleri giderir, aksaklıkları düzeltir, gereken uyarıları yaparız. Polisimizin ana felsefesi vatandaşa her zaman kibar davranmak ve ‘Lütfen’ kelimesini bütün iletişimlerin başında kullanmaktır. Türk polisi, vatandaşın güven kaynağı, suçlulara karşı ise kadife eldivenin içine geçirilmiş demir yumruğu olan bir neferdir. Ancak bu kavram tamamen kanun ve yetkilerin dahilinde, insan hakları bilinciyle davranışları şekillendirir.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde ‘Toplum Destekli Polis’ uygulamasını faaliyete geçirdik. Bu uygulamayla vatandaşlar, ‘bizim mahallenin polisi’ tabirini kullanarak, herhangi bir durumda onlarla irtibata geçecek, müdahale etkinliğimiz fazlalaşacaktır. TDP personelinin sayısı ilerleyen zamanlarda artacaktır. Ayrıca 155 ihbar telefonu da vatandaşlarımız tarafından çok yerinde ve bilinçli kullanılmaktadır. Bu sayede müdahalelerimizde vatandaşımızın katkısı da büyük olmaktadır.”
Canbazoğlu açıklamalarının sonlarına doğru şunları söyledi:
“Kırklareli’nin homojen bir yapısı var. Vatandaşlarımız da eğitimli ve kültürlü insanlar. Herkes birbirini tanıyor. Bu alternatfiler ışığında bizler de, ‘Emniyet Teşkilatı’ olarak gece gündüz çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bizim için en önemli norm, vatandaşımızın huzuru ve güvenidir. Polisimiz her zaman vatandaşının yanındadır.”
Görüşmemizin sonunda sivil vaktini nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Canbazoğlu şu cevabı verdi:
“Ben sporu çok seven bir insanım. Haftada 3 gün düzenli olarak spor yaparım. Teşkilatımızın spor salonu vatandaşlarımıza da açıktır. Oradaki eğitimci hocalarda, profesyonel ve sertifikalı kişilerdir. Eğitmenlerimizden bir tanesi Türkiye’de ilk defa Pilates Eğitimi Sertifikası alacak bir eğitmen olarak, spor salonumuzda hizmete devam edecektir. 600 kişinin katıldığı bir elemede, 25 kişi arasına girerek bu sertifikayı almak için kurs görecektir. Bunun dışında ailemle vakit geçiririm. Yürüyüş yapmayı çok severim. Arkadaşlarımızla beraber yemek yer ve yürüyüş yaparak Kırklareli’nin sakin, dingin ve huzurlu atmosferinin tadını çıkartırız.