Ortak Akıl
Özkan Başaran
Hoşgörü ve Barış havasında süren delege seçimlerinde, CHP Kırklareli örgütü önemli bir parti içi demokrasi sınavı veriyor.
Seçimle gelen Kırklareli İl Başkanı Vecdi Gündoğdu ve Lüleburgaz İlçe Başkanı Zevcan Açar’ın anlaşılmaz biçimde görevden alınmalarının şokunu üzerinden atmaya çalışan CHP Örgütü, her şeye rağmen üyelerin büyük katılımlarıyla Delege Seçimleri’ni yapıyor.
CHP Kırklareli Merkez İlçe Yönetimi’nin görevden alınmasının son anda direkten dönmesi, Vekil Turgut Dibek’e karşı cepheyi oldukça güçlendirdi.
CHP Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Gürkan Yenerel’in oluşturduğu Delege Listeleri’ni görevden alınan Vecdi Gündoğdu ve ekibinin de desteklemesi, Vekil Turgut Dibek’i iyice köşeye sıkıştırdı.
Kırklareli merkezde tek liste ile Delege Seçimleri’ne giren Merkez İlçe Başkanı Gürkan Yenerel ve onu destekleyen Vecdi Gündoğdu ve arkadaşlarına karşı liste çıkaramayan Vekil Turgut Dibek ve ekibi şimdiden havlu atmış gibi görünüyor.
CHP Örgütleri’nin Kırklareli Merkezde Vekil Dibek’e karşı oluşan güç birliğine bir de Lüleburgaz ve Babaeski de örgütleri destek verirse; İl Kongresi’ni açık ara kazanırlar.
Ancak çabuk havaya girmeye de gelmez. Çünkü Vekil Dibek’in kıvrak politik zekâsını da hiç yabana atmamak gerekir.
Kayıptan kazanç çıkarma konusunda üstün politik yeteneklere sahip olduğunu defalarca ispatlayan Vekil Dibek’in kendisine karşı oluşan bu krizi lehine çevirebilecek siyasi donanıma ve kıvraklığa sahip olduğu da gözden kaçırılmamalı.
Öte yandan CHP’de tüzük kurultayının toplanması için imzaların tamamlandığı belirtiliyor. Parti içi demokrasiyi güçlendirme vaatleriyle gelen Kılıçdaroğlu’nun son sözünü bekleyen CHP örgütü, kendi bünyesindeki delege seçimlerine yoğunlaştığı için Genel durumu ötelemiş gibi gözüküyor.
Parti içi bütün seçimlerin aidatını ödeyen kayıtlı üyelerle yapılacağını vaat eden Kılıçdaroğlu’nun, sürekli Sağlıksız sonuçlar doğuran Delege Sistemi’ni kaldırmaya da gücü yetmedi.
Kayıtlı üyelerin, hatta parti sempatizanlarının bile katılım sağladığı bünye içi seçimler, CHP’ye hem dinamizm ve hem de büyük katılımlar sağlayabilirdi.
Baykal’dan kalan “Delege yapayım seni, seçersin beni” mantığının ürettiği katı sistem, Kılıçdaroğlu dönemin de olduğu gibi korundu.
CHP Kökleri Cumhuriyete dayanan kurumsallaşmış bir partidir. Parti içi demokrasiyi diğer partilere öğretecek birikimli kadroları ve uzun bir siyasi geçmişi vardır. CHP’nin bu anlamda öncülük yapması, siyasal demokrasinin ivme kazanmasına büyük katkı sağlar.
1990’ların SHP’sinin uyguladığı kayıtlı üyelerle Önseçimler yaşayan, CHP’liler aslında şu sıralar yaşadıkları eksik demokrasinin bilincindeler.
Ancak Baykal döneminden kalan “Kafa koparma” ve tabiri caiz ise “Askeri itaat” kültürünü yıkmak hiç kolay değil.
Koca kütleyi değiştirmek ve dönüştürmek uzunca zaman alacağa benzer.
CHP Örgütü’nün Sol ve Sosyal Demokrasi’yi özümsemesi de oldukça zor.
Ergenekoncu ve askeri Vesayetçi bir askeri rejimin siyasi söylemlerinin kılcal damarlarına kadar sindirildiği CHP Örgütü’ne, gün gelecek Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasi kendi gerçekliğini dayatacak.
Gerçi, Ülkemizde Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasi kitleselleşirse, onun adı da”CHP” olamaz ya...
Çünkü; CHP kurulurken genlerine kodlanan TEK’çilik, CHP’nin Solcu ve Sosyal Demokrat olmasına asla izin vermez.
Genleri, Atatürk’ün partiler üstü olmasına razı gelmez. Atatürk’ü sömürerek kazanç sağlamak ezberleri olmuştur. Bu ezberleri bozdukları zaman, tutunacakları bir siyaset üretmeyi hiç denemediler.
Bunlar, Projeler üreteceklerine, parti içinde bir birini tüketirler. Çünkü; Gen Haritaları, büyümelerine asla izin vermez.
Parti içinde birbirini yiyenler de, “Küçük kalsın da, benim olsun” mantığı kronikleşir. Seçimle İktidar olmaları da zaten CHP’nin kuruluş genlerinde yoktur.
Rütbeli ve Cübbeli Bürokrasi ile iktidarda olduklarını bilirler. Seçimle gelen siyasi hükümet ateşten gömleği giyer, iktidar olduğunu sanır ama muktedir olamaz. Geldiğimiz noktada Bu kısır döngünün böyle gelip, böyle gitmeyeceği belli oldu. Sırtını Askeri ve sivil bürokrasiye dayayan CHP’ye demokrasiden başka yaşama alanı kalmadı. Mecburen Demokrasi. Askeri kaybettiler, Yargıyı da.
Peki, CHP’nin özgürleşmesi için işe nereden başlaması gerekir?
Uzun yıllar boyu Korku ve Baskı ile sindirilen CHP Örgütü’nün bence bu anlamda ilk yapacağı iş, 20 yıl öncesindeki SHP Dönemi’ni aramak için geçmişine yolculuğa çıkmalı.
Çünkü parti içi demokrasinin gelişmesi adına, 20 yıl geçmişe dönmek bile, CHP için 20 yıl ileriye gitmektir.