ORTAK AKIL Özkan BaşaranHalk oylamasına günler kala akla hayale gelmeyen hareketlenmeler olmaya başladı.
Ortalıkta olmadık haberler uçuşuyor.
CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, “13 Eylül’e hazır olun” diyerek hizbine haber göndermiş.
Öte yandan, Baykal’ın, DSP’nin önde gelen kurmaylarıyla gizlice görüştüğü söylentileriyle çalkalanan siyasi kulisler, Baykal’ın DSP’ye geçerek mecliste grup kurabileceğini de konuşuyormuş.
Baykal’ın fırsat yakalasa, Önder Sav’dan intikam alacağını düşünmeyen CHP’li var mı?
Baykal’ın Olağanüstü Kurultayı toplayıp Sarıgül’ü Genel Başkan olarak destekleyeceği iddiaları da ayrı bir muamma.
Ömrünü siyasi kıyımla geçirmiş Baykal, tarih tekerrür edip kendisi kıyıma uğrayınca durumu hiç hazmedemedi.
Kenarda suskun duracağı elbette beklenemez.
13 Eylül’den itibaren Hayır oylarının durumuna göre, eleştirel söylemlerle partiyi karıştırabilir iddiaları gündemde.
Kılıçdaroğlu gelmiş geçmiş en çalışkan Genel Başkan olduğunu, ülkeyi karış karış gezerek ispat ediyor.
Onlarca seçime girip CHP’yi bir türlü iktidar yapamayan Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi için henüz çok erken değil mi?
Hiç olmazsa bir Genel seçimin de Kılıçdaroğlu ile denenmesi gerekmez mi?
CHP tabanı, Baykal’a onlarca seçim sabretti.
Sürekli kaybetti.
Ama çıkıp her kaybettiği seçimi başarı olarak gösterdi.
Baykal da bir genel seçim sabretmeli.
CHP kimsenin babasının malı değildir.
Her CHP’li parti disiplinine uygun davranışlar içinde olmalıdır.
Baykal’da eski bir Genel Başkan olarak, sıradan bir parti üyesi gibi parti disiplinine uymak zorundadır.
13 Eylül’den itibaren değişik varyasyonlarla partiyi karıştırmaya kalkarsa bu CHP örgütü onu boğar.
CHP artık kişisel egoların tatmin edilme yeri olmaktan çıkıyor.
Yeni bir CHP doğuyor. Acele etmeyin.
Kurumsallaşan tek parti olan CHP, kişisel inatları taşımaz.
Mesele koltuktayken çalışmak değildir. Değerli olan, koltuğu kaybettikten sonra parti çalışmalarına destek olup, daha fazla gayret sarf etmektir.
Baykal’ın kendini mi? Yoksa CHP’nin kurumsal kimliğini mi düşündüğünü 13 Eylül’den sonra hep beraber gözlemleyeceğiz.
Kişisel çıkarlarını düşünerek parti bütünlüğünü bozacak bir bayrak açmaya kalkarsa; CHP örgütü onu boğacaktır.
Çünkü CHP örgütü partisine ihanet edeni asla affetmez.
Ortalıkta olmadık haberler uçuşuyor.
CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, “13 Eylül’e hazır olun” diyerek hizbine haber göndermiş.
Öte yandan, Baykal’ın, DSP’nin önde gelen kurmaylarıyla gizlice görüştüğü söylentileriyle çalkalanan siyasi kulisler, Baykal’ın DSP’ye geçerek mecliste grup kurabileceğini de konuşuyormuş.
Baykal’ın fırsat yakalasa, Önder Sav’dan intikam alacağını düşünmeyen CHP’li var mı?
Baykal’ın Olağanüstü Kurultayı toplayıp Sarıgül’ü Genel Başkan olarak destekleyeceği iddiaları da ayrı bir muamma.
Ömrünü siyasi kıyımla geçirmiş Baykal, tarih tekerrür edip kendisi kıyıma uğrayınca durumu hiç hazmedemedi.
Kenarda suskun duracağı elbette beklenemez.
13 Eylül’den itibaren Hayır oylarının durumuna göre, eleştirel söylemlerle partiyi karıştırabilir iddiaları gündemde.
Kılıçdaroğlu gelmiş geçmiş en çalışkan Genel Başkan olduğunu, ülkeyi karış karış gezerek ispat ediyor.
Onlarca seçime girip CHP’yi bir türlü iktidar yapamayan Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi için henüz çok erken değil mi?
Hiç olmazsa bir Genel seçimin de Kılıçdaroğlu ile denenmesi gerekmez mi?
CHP tabanı, Baykal’a onlarca seçim sabretti.
Sürekli kaybetti.
Ama çıkıp her kaybettiği seçimi başarı olarak gösterdi.
Baykal da bir genel seçim sabretmeli.
CHP kimsenin babasının malı değildir.
Her CHP’li parti disiplinine uygun davranışlar içinde olmalıdır.
Baykal’da eski bir Genel Başkan olarak, sıradan bir parti üyesi gibi parti disiplinine uymak zorundadır.
13 Eylül’den itibaren değişik varyasyonlarla partiyi karıştırmaya kalkarsa bu CHP örgütü onu boğar.
CHP artık kişisel egoların tatmin edilme yeri olmaktan çıkıyor.
Yeni bir CHP doğuyor. Acele etmeyin.
Kurumsallaşan tek parti olan CHP, kişisel inatları taşımaz.
Mesele koltuktayken çalışmak değildir. Değerli olan, koltuğu kaybettikten sonra parti çalışmalarına destek olup, daha fazla gayret sarf etmektir.
Baykal’ın kendini mi? Yoksa CHP’nin kurumsal kimliğini mi düşündüğünü 13 Eylül’den sonra hep beraber gözlemleyeceğiz.
Kişisel çıkarlarını düşünerek parti bütünlüğünü bozacak bir bayrak açmaya kalkarsa; CHP örgütü onu boğacaktır.
Çünkü CHP örgütü partisine ihanet edeni asla affetmez.