HÜR DÜŞÜNCE
Oktay Ceylan
09 Aralık 2005 tarihli makalemde “Gençliğimize Yazık ediyoruz”
28 Haziran 2006 tarihli makalemde “Bu Sese Kulak Verin”
29 Mart 2007 tarihli makalemde “İşte Halimiz İşte İstikbalimiz”
27 Nisan 2007 tarihli makalemde “Bizden Hatırlatması”
08 Kasım 2008 tarihli makalemde “Balicilerden Çarşı Çıkartması”
29 Temmuz 2010 tarihli makalemde “Kaldığım Yerden Devam” v.s
Son beş sene içerisinde ilimizde bazı vesilelerle nahoş ortamların yaygınlaştığı konusuna köşemde yer verdim ve yetkililerin bu konulara dikkatini çekmek istedim.
Önceki gün, Dingiloğlu Parkı’nın önündeki Lostra Salonu’nun yanında cinayetten sabıkalı şahıs bir vatandaşımızı üç yerinden bıçaklayarak hastanelik etmiştir.
Bazı atasözlerimiz vardır;
“Ateş düştüğü yeri yakar”, “Çekirge bir zıplar, iki zıplar”, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” v.s.
Geçtiğimiz günlerde, akşam saatlerinde vatandaşların yoğun olduğu yerde Mobesse Kameraları’nın önünde, sabıkalı bu şahıs bıçakla kendini kesti, devleti temsil eden polise bıçak çekti, tehdit etti, küfür etti.
Polis vatandaşın da yardımıyla ekip arabasına zorla bindirdi, götürdü.
Bir, bir buçuk saat sonra sabıkalı şahıs sanırım hastanede tedavi edildikten sonra serbest bırakıldı.
Şimdi; devleti tehdit eden, küfreden, devlete bıçak çeken, şahıstan devleti temsil eden polisler şikâyetçi olur mu?
Bu vatandaşa bu konuda emniyette bir tutanak tutuldu mu?
Yine geçtiğimiz günlerde aynı yerde Mobesse’nin önünde biraderini bıçakladı. Bu hadiseyle de ilgili emniyet teşkilatımız her hangi bir işlem yaptı mı?
Bu sabıkalı, meydandaki ve kasaplar arasındaki esnafımızı haraca bağladığı söyleniyor. (esnafa sorulabilir)
Vatandaş olarak benim bildiklerimin devletin bilmemesine imkân ihtimal yok.
Devlet kimin üstünde bıçak, kimin üstünde silah, kimin üstünde esrar var bilir. Devlet, vatandaşın kaç tane iç çamaşırı olduğunu bilir. Sabıkalı normal günlerde arandı mı? Ben yukarıda bahsettiğim tarihlerde bu sabıkalının durumunu köşemde bile kaleme aldım.
Toplumumuza bir zarar vereceğini ima etmek istedim. Birileri bu sabıkalıyı koruyor mu?
Bu güne kadar konuyla pek ilgilenen olmadı. Belki yeni valimiz ilgilenirde sorun çözüm bulur diye düşünüyorum.
Kamuoyuyla şu soruyu paylaşmak istiyorum; arabayı uçuruma getiren mi suçlu?
Yoksa uçurumdan atan mı suçlu?
Oktay Ceylan
09 Aralık 2005 tarihli makalemde “Gençliğimize Yazık ediyoruz”
28 Haziran 2006 tarihli makalemde “Bu Sese Kulak Verin”
29 Mart 2007 tarihli makalemde “İşte Halimiz İşte İstikbalimiz”
27 Nisan 2007 tarihli makalemde “Bizden Hatırlatması”
08 Kasım 2008 tarihli makalemde “Balicilerden Çarşı Çıkartması”
29 Temmuz 2010 tarihli makalemde “Kaldığım Yerden Devam” v.s
Son beş sene içerisinde ilimizde bazı vesilelerle nahoş ortamların yaygınlaştığı konusuna köşemde yer verdim ve yetkililerin bu konulara dikkatini çekmek istedim.
Önceki gün, Dingiloğlu Parkı’nın önündeki Lostra Salonu’nun yanında cinayetten sabıkalı şahıs bir vatandaşımızı üç yerinden bıçaklayarak hastanelik etmiştir.
Bazı atasözlerimiz vardır;
“Ateş düştüğü yeri yakar”, “Çekirge bir zıplar, iki zıplar”, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” v.s.
Geçtiğimiz günlerde, akşam saatlerinde vatandaşların yoğun olduğu yerde Mobesse Kameraları’nın önünde, sabıkalı bu şahıs bıçakla kendini kesti, devleti temsil eden polise bıçak çekti, tehdit etti, küfür etti.
Polis vatandaşın da yardımıyla ekip arabasına zorla bindirdi, götürdü.
Bir, bir buçuk saat sonra sabıkalı şahıs sanırım hastanede tedavi edildikten sonra serbest bırakıldı.
Şimdi; devleti tehdit eden, küfreden, devlete bıçak çeken, şahıstan devleti temsil eden polisler şikâyetçi olur mu?
Bu vatandaşa bu konuda emniyette bir tutanak tutuldu mu?
Yine geçtiğimiz günlerde aynı yerde Mobesse’nin önünde biraderini bıçakladı. Bu hadiseyle de ilgili emniyet teşkilatımız her hangi bir işlem yaptı mı?
Bu sabıkalı, meydandaki ve kasaplar arasındaki esnafımızı haraca bağladığı söyleniyor. (esnafa sorulabilir)
Vatandaş olarak benim bildiklerimin devletin bilmemesine imkân ihtimal yok.
Devlet kimin üstünde bıçak, kimin üstünde silah, kimin üstünde esrar var bilir. Devlet, vatandaşın kaç tane iç çamaşırı olduğunu bilir. Sabıkalı normal günlerde arandı mı? Ben yukarıda bahsettiğim tarihlerde bu sabıkalının durumunu köşemde bile kaleme aldım.
Toplumumuza bir zarar vereceğini ima etmek istedim. Birileri bu sabıkalıyı koruyor mu?
Bu güne kadar konuyla pek ilgilenen olmadı. Belki yeni valimiz ilgilenirde sorun çözüm bulur diye düşünüyorum.
Kamuoyuyla şu soruyu paylaşmak istiyorum; arabayı uçuruma getiren mi suçlu?
Yoksa uçurumdan atan mı suçlu?