Şenol GoncagülRamer Gıda şirketince yapımına temmuz 2008 ayında başlanan ve önümüzdeki günlerde tamamlanarak, faaliyete geçecek olan peyniraltı sularını mandıralardan toplandıktan sonra işleyerek, yeniden ekonomiye kazandıracak tesis, faaliyete geçtiğinde hem çevre, hem de ekonomi açısından önemli bir işleve sahip olacak.27 mandırada günlük 170 ton peynir altı suyu çıkıyorKırklareli ili sınırları içerisinde toplam 27 adet mandıranın bulunduğunu ve bunlardan 21 tanesi ile anlaşıldığını dile getiren fabrika işletme müdürü Yalçın Akıncı:”Hergün Kırklareli ilinde, toplam 27 adet mandıradan, 170 ton civarında peyniraltı suyu üretiliyor. Bu suların bir çoğu, maliyetler nedeniyle boşa gidiyor. Boşa giderken de, derelere salınmak suretiyle çevre adına büyük bir sorun halini alıyor. Yer altı ve yerüstü suları kirleniyor. Biz, tesisimizi hayata geçirdiğimizde, günlük olarak ortalama 250 ton civarında peyniraltı suyunu işleme kapasitesine sahip olacağız. Bu son derece önemli bir orandır.” Dedi.“Her gün Adana nüfusunun kirlettiği kadar suyu temizleyeceğiz”Önümüzdeki günlerde faaliyete geçecek olan peyniraltı suyu işleme tesisi sayesinde, her gün Adana nüfusu kadar insanın su kirletme oranından daha fazla suyu temizlemiş olacaklarının da altını çizen Ramer Gıda yönetim kurulu başkanı Hasan Gürgen: ”Süt endüstrisinden kaynaklanan atık sularda, en büyük kirletici kaynağı, peynir üretiminden sonra oluşan ve "oldukça kirletici" olarak değerlendirilen peynir altı suları oluşturuyor. Peynir için işlenen 100 kg sütün, yaklaşık 90 kg'mının peynir altı suyu olarak oluştuğu ve ülkemizde yılda 40.000 ton peynir üretiminin bulunduğu, bu durumda 360.000 ton peyniraltı suyu oluştuğu "Çevre ve Orman Bakanlığı" kaynaklarında belirtilmekte. Yani peyniraltı suları, hem önemli ölçüde besin kaybına hem de arıtılmadan alıcı ortamlara verildiğinde çevre kirliliğine neden olmakta. Kırklareli ili sınırları içindeki 27 mandıranın tümünün atık sularını temizlediğimizde, günlük olarak 170 ton civarında peyniraltı suyu üretildiğini, bir litre peyniraltı suyunun da, 10 litrelik temiz suyu kirlettiğini düşündüğümüzde, bizim hergün için 1 milyon 700 bin litre suyu temizlediğimiz ortaya çıkacaktır. Bu da, Adana nüfusunun üzerinde bir rakamdır. Sırf bu bakımdan bile önemli bir işlevi gerçekleştiriyoruz.” Dedi.“Kirlilik sebebi olan atık suyu ekonomiye kazandıracağız” Derelere veya çevreye atılan peyniraltı sularının çevre bakımından öneminin yanı sıra, ayrıca yeniden ekonomiye kazandırıldığına da dikkat çeken Hasan Gürgen:”Bu sorunun önüne geçmek için önerilen yollardan biri ,bu atığın ilaç, gıda, yem gibi farklı endüstrilerde hammadde olarak kullanılması. Örneğin, bazı büyük işletmeler, peyniraltı suyunda bulunan zengin süt şekeri içeriğini kristalize laktoza dönüştürüp, bu ürünün ilaç ve şekerleme endüstrisinde kullanılmasını sağlamaktalar. Yine, peyniraltı suyu protein, laktoz ve bazı minerallerce zengin bir kaynak olduğundan, hayvan beslemede de değerlendirilebiliyor. Kurutulmuş peyniraltı suyunun rasyona ilavesi, güç silolanan yemlerde katkı maddesi olarak, ayrıca bazı kaba yemlerin besin değerini artırmak amacıyla bu atık alınıp kullanılabiliyor.
Ancak bu söylediğimiz değerlendirme ülkemizdeki büyük işletmelerde gerçekleştirilmekte. Buna karşın küçük işletmeler bu atığı kaynatarak "lor" adı verilen bir ürün elde etmekteler. Ancak bu noktada yine çevre kirliliği anlamında sorun çözümlenmemekte. Çünkü, peyniraltı suyundaki %5.5-6.6 oranındaki katı maddenin ancak %1,5'u lor olarak alınmakta geri kalan katı madde yine atıksu oluşturmakta, yani kirletici etkisi giderilmemekte. Oysa "toz haline getirme" denen işlemede su tamamen uçurulduğu için herhangi bir atıksu oluşmamakta ve durum çevre kirliliğinin önlenmesi açısından önem taşımakta. Bu açıdan baktığımızda toz haline getirilerek bu önemli atığın farklı endüstrilerde değerlendirilmesi çok akılcı bir çözüm. Bu toz, şekerlemeler, unlu mamuller, bebek mamaları, et ürünleri, çorbalar, soslar, içecekler gibi ürünlerde dolgu malzemesi olarak ayrıca buzağı maması gibi süt yerine geçen yemlerde kullanılmakta. Ayrıca özel olarak işlenen peyniraltı suyu çikolata ve dondurma üretiminde de kullanılmakta.Çevre Bakanlığımız da, çevre kirliliğinin önlenmesi ve süt işletmeleri atıksularının değerlendirilebilmesi için Hollanda, İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu tür atıkları değerlendiren yatırımların desteklenmesini öneriyor ve şöyle devam ediyor: "Bu konuda ülkemizde peyniraltı suyundan toz üretimi yapan işletmeleri vurgulayarak, küçük işletmelerin, prosesleri sonucu oluşturdukları peyniraltı suyunu doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortamlara deşarjı yerine, yakın bölgelerinde bulunan ve bu tür atıkları değerlendiren işletmelere vermeleri teşvik edilmeli". Ne var ki, bizim bu tesisi kurmakta olduğumuz süreçte, özellikle kredilendirme, finans ve benzeri açılardan hiçbir bakanlık veya kurumdan destek alabilmemiz mümkün olamadı.” Dedi.Tesisin maliyeti 5 milyon TLŞu ana kadar tesise 2 milyon Tl nin üzerinde bir finans harcandığının altını çizen Hasan Gürgen:”Bu daha yolun yarısı bile değil. Aslında fabrikayı daha önce tamamlamıştık. Ancak, peyniraltı tozunu alacak olan firmaların bazıları, içindeki tuzun ve bazı maddelerin alınmasını, yani ayırıştırılmasını istediler. Bunun için de, ek bir sistemin kurulması gerekti. Bunun bize ek maliyeti ise 400 bin Tl civarında olacak. Bunun yanı sıra da, faaliyete geçtikten hemen sonra, kapasitenin arttırılması için, yeni bir ilave tesisi de yapacağız. Toplam maliyet, 5 milyon Tl yi bulmuş olacak.Kleopatra Peyniraltı suyu banyosu ile güzel kalabilmişTarihin en güzel kadınları arasında da gösterilen Mısır kraliçesi Kleopatra’nın, tarihi yazıtlarda güzelliğini korumak üzere süt banyosu yaptığının yazıldığını, ancak bazı yazıtlara ve tarih kaynaklarına göre de, bunun süt değil, peyniraltı suyu olduğunun iddia edildiğini ifade eden Hasan Gürgen:”Peyniraltı suları halen bir çok ülkede cildin gerilmesini sağlamak üzere yapılan kremlerde kullanılıyor. Enerji içecekleri, meyve suları, pastalar gibi, hayatımızın hemen hemen her alanında peyniraltı tozunun da kullanıldığını biliyoruz. Demek ki, çevreyi koruduğumuz kadar, insanlığa ve gıda sanayi ne de önemli bir geri dönüşüm hizmetini vermiş olacağız.” Dedi.
Peynir altı suyu ve peynir altı suyu tozu nedir?
Herhangi bir hayvanın sütünün peynir yapılmasından sonra geride kalan sıvıya peynir altı suyu denir. Peynir sütün pıhtılaşmasıyla yapılır. Pıhtılaşmadan sonra oluşan katı kısım'dan (lor) ayrılan sıvı peynir altı suyudur. Bu su protein, vitamin ve minerallerin yanısıra yaklaşık olarak süt laktozunun %50 sini de içermektedir. İçinde bulunan protein genellikle saflaştırılarak marketlerde peynir altı suyu proteini olarak satılmaktadır. Kurutulan bu su, peynir altı suyu tozu olarak bilinir. Sert, yarı-sert veya yumuşak peynir ve rennet kazeini üreten işletmelerden yan ürün olarak elde edilen peynir altı suyu tatlı peynir altı suyu olarak bilinir ve pH'sı 5.9 – 6.6 arasındadır. Mineral-asit yoluyla çökeltilmiş kazein üretiminden elde edilen peynir altı suyu asitli bir peyniraltı suyudur ve pH'sı 4.3 ile 4.6 arasındadır.
Peynir altı suyu değerli besin öğeleri içermesine rağmen, proteinler ve vitaminler gibi yüksek kalitede peynir altı suyu ürünleri üretmek için gerekli ticari prosesler sadece son yıllarda geliştirilmektedir..
Anlaşmaya varılan 21 mandıranın isimleri:
Alkan, Gündüz, Nezer, Dokuzhöyük, Süzülmüş, İkizler, Peytat, Mısırlı, Köseli, Vural, Karakaş, Özyıkılmaz, Çiftçiler, Gürel, Atabey, Özdeniz, Doğu, Mayadağlı, Besel, Erikler Koop., Karalar.
Ancak bu söylediğimiz değerlendirme ülkemizdeki büyük işletmelerde gerçekleştirilmekte. Buna karşın küçük işletmeler bu atığı kaynatarak "lor" adı verilen bir ürün elde etmekteler. Ancak bu noktada yine çevre kirliliği anlamında sorun çözümlenmemekte. Çünkü, peyniraltı suyundaki %5.5-6.6 oranındaki katı maddenin ancak %1,5'u lor olarak alınmakta geri kalan katı madde yine atıksu oluşturmakta, yani kirletici etkisi giderilmemekte. Oysa "toz haline getirme" denen işlemede su tamamen uçurulduğu için herhangi bir atıksu oluşmamakta ve durum çevre kirliliğinin önlenmesi açısından önem taşımakta. Bu açıdan baktığımızda toz haline getirilerek bu önemli atığın farklı endüstrilerde değerlendirilmesi çok akılcı bir çözüm. Bu toz, şekerlemeler, unlu mamuller, bebek mamaları, et ürünleri, çorbalar, soslar, içecekler gibi ürünlerde dolgu malzemesi olarak ayrıca buzağı maması gibi süt yerine geçen yemlerde kullanılmakta. Ayrıca özel olarak işlenen peyniraltı suyu çikolata ve dondurma üretiminde de kullanılmakta.Çevre Bakanlığımız da, çevre kirliliğinin önlenmesi ve süt işletmeleri atıksularının değerlendirilebilmesi için Hollanda, İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu tür atıkları değerlendiren yatırımların desteklenmesini öneriyor ve şöyle devam ediyor: "Bu konuda ülkemizde peyniraltı suyundan toz üretimi yapan işletmeleri vurgulayarak, küçük işletmelerin, prosesleri sonucu oluşturdukları peyniraltı suyunu doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortamlara deşarjı yerine, yakın bölgelerinde bulunan ve bu tür atıkları değerlendiren işletmelere vermeleri teşvik edilmeli". Ne var ki, bizim bu tesisi kurmakta olduğumuz süreçte, özellikle kredilendirme, finans ve benzeri açılardan hiçbir bakanlık veya kurumdan destek alabilmemiz mümkün olamadı.” Dedi.Tesisin maliyeti 5 milyon TLŞu ana kadar tesise 2 milyon Tl nin üzerinde bir finans harcandığının altını çizen Hasan Gürgen:”Bu daha yolun yarısı bile değil. Aslında fabrikayı daha önce tamamlamıştık. Ancak, peyniraltı tozunu alacak olan firmaların bazıları, içindeki tuzun ve bazı maddelerin alınmasını, yani ayırıştırılmasını istediler. Bunun için de, ek bir sistemin kurulması gerekti. Bunun bize ek maliyeti ise 400 bin Tl civarında olacak. Bunun yanı sıra da, faaliyete geçtikten hemen sonra, kapasitenin arttırılması için, yeni bir ilave tesisi de yapacağız. Toplam maliyet, 5 milyon Tl yi bulmuş olacak.Kleopatra Peyniraltı suyu banyosu ile güzel kalabilmişTarihin en güzel kadınları arasında da gösterilen Mısır kraliçesi Kleopatra’nın, tarihi yazıtlarda güzelliğini korumak üzere süt banyosu yaptığının yazıldığını, ancak bazı yazıtlara ve tarih kaynaklarına göre de, bunun süt değil, peyniraltı suyu olduğunun iddia edildiğini ifade eden Hasan Gürgen:”Peyniraltı suları halen bir çok ülkede cildin gerilmesini sağlamak üzere yapılan kremlerde kullanılıyor. Enerji içecekleri, meyve suları, pastalar gibi, hayatımızın hemen hemen her alanında peyniraltı tozunun da kullanıldığını biliyoruz. Demek ki, çevreyi koruduğumuz kadar, insanlığa ve gıda sanayi ne de önemli bir geri dönüşüm hizmetini vermiş olacağız.” Dedi.
Peynir altı suyu ve peynir altı suyu tozu nedir?
Herhangi bir hayvanın sütünün peynir yapılmasından sonra geride kalan sıvıya peynir altı suyu denir. Peynir sütün pıhtılaşmasıyla yapılır. Pıhtılaşmadan sonra oluşan katı kısım'dan (lor) ayrılan sıvı peynir altı suyudur. Bu su protein, vitamin ve minerallerin yanısıra yaklaşık olarak süt laktozunun %50 sini de içermektedir. İçinde bulunan protein genellikle saflaştırılarak marketlerde peynir altı suyu proteini olarak satılmaktadır. Kurutulan bu su, peynir altı suyu tozu olarak bilinir. Sert, yarı-sert veya yumuşak peynir ve rennet kazeini üreten işletmelerden yan ürün olarak elde edilen peynir altı suyu tatlı peynir altı suyu olarak bilinir ve pH'sı 5.9 – 6.6 arasındadır. Mineral-asit yoluyla çökeltilmiş kazein üretiminden elde edilen peynir altı suyu asitli bir peyniraltı suyudur ve pH'sı 4.3 ile 4.6 arasındadır.
Peynir altı suyu değerli besin öğeleri içermesine rağmen, proteinler ve vitaminler gibi yüksek kalitede peynir altı suyu ürünleri üretmek için gerekli ticari prosesler sadece son yıllarda geliştirilmektedir..
Anlaşmaya varılan 21 mandıranın isimleri:
Alkan, Gündüz, Nezer, Dokuzhöyük, Süzülmüş, İkizler, Peytat, Mısırlı, Köseli, Vural, Karakaş, Özyıkılmaz, Çiftçiler, Gürel, Atabey, Özdeniz, Doğu, Mayadağlı, Besel, Erikler Koop., Karalar.