Gülcan Kutlu
Kırklareli tarihi ve kültürü ile zengin bir yöre olarak bilinmektedir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ev sahipliği yaptığı bu medeniyetlerin kalıntılarını halen üzerinde barındırmakta olan Kırklareli maalesef benim gördüğüm kadarıyla gerekli özeni görmemiş ya da gösterilmemiş.
Böyle geçmişi zengin olan bir yerin yeterince ilgi görmemesi belki de bu medeniyetlerden kalan eserlere ve geleneklere yeteri kadar değer verilmemesinden kaynaklanıyordur. Kırklareli ve çevresini çok gezen bir insan olarak bazen gördüğüm manzaralar karşısında üzüntü duyuyorum. Hatta bazen kahroluyorum. Doğanın hoyratça kullanılması, tarihi eserlerin birçoğunun yıkılmak üzere olması beni düşündürüyor. Çocukluğumdan beri bize öğretilen bir cümle var.
“Geçmişine sahip çıkmayan geleceğine sahip çıkamaz” Birçok insanın ağzından bu cümleyi duymuşuzdur. Ama etrafımıza baktığımızda yıkılan tarihi evler çok sayıda var. Oysa o binaların her birinin bir öyküsü var. Hatta bazılarının birkaç öyküsü var. Tarihi binaların etrafındaki çarpık yapılaşma, o binanın tarihsel görüntüsüne yakışmayan ek yapılar. Ne acıdır ki bu kimsenin dikkatini çekmiyor. Çekse de ilgilenen yok. Geçmişte her evde su bulunmadığında büyük önem taşıyan sokaklardaki çeşmelerin birçoğu bakımsızlıktan ağlıyorlar neredeyse. Benim kanımca kurnalardan akan sular o çeşmelerin gözyaşları ama gören yok.
Kırklareli’miz bugün ve yarından oluşmaz. Kırklareli’nin köklü bir geçmişi vardır ve bu geçmişinde içine bulunduğu coğrafyanın yaşanmış olumlu ya da olumsuz olaylar vardır. Büyük savaşlar, doğal afetler ve felaketler, salgın hastalıklar olabileceği gibi, sanat ve teknolojinin gelişimine Kırklareli geçmişinde yaşamış olanların yapılmış olan katkılar vardır. Medeniyetin ilerlemesi için yapılmış birçok çalışmalar olabilir. İşte bu yüzdendir ki bir Kırklareli için tarih bilincinin olması oldukça önemlidir.
Peki tarih bilinci olması için yapılması gereken şeyler nelerdir derseniz ilk olarak sizlere Kırklareli’nin geçmişin ve tarihini birebir görebileceğimiz Tarihi eserler gelmektedir diyebilirim. Kırklareli’nin tarihi eserlerine sahip çıkması ve yaşatması, onları koruması geçmişine sahip çıkıp geleceğe güvenle adım atması demektir. Çünkü bir toplumun yaşayışı başından geçmiş olan olumlu ya da olumsuz olaylar o milletin bıraktığı tarihi eserlerde kodlanmış ve gizlenmiştir.
Son zamanlarda bazı tarihi eserlerin aslına uygun olarak restore edilip kullanıma açılması sevindirici bir olay olarak gözüküyor. Ancak yeterli değil bence. Var olanların hepsinin kazanılması gerekiyor. Eserlerimiz ecdadımızın bize bıraktığı gibi durmuyor. Elimize de bu şekilde geçmedi ne yazık ki. Şu anda da birçoğu bakımsız ve harabe bir durumda duruyor.
Ben yetkilileri biraz daha gayretli olmaya çağırıyorum. Özellikle İl Kültür Müdürlüğü’nün daha fazla çalışması gerektiğine inanıyorum. İlimize gelen yeni İl Kültür Müdürü ile tanıştıktan sonra içimde biraz umut doğdu. Çalışkan bir müdürümüz. Burada yapılması gereken çok iş var. Kırklareli’deki tarihi eserler hak ettiği gelecek ileride. Bunu başarmak için hepimizin çok çalışması lazım.
İl Kültür Müdürümüzle yaptığım sohpetlerin ardından Kırklareli geçmişi adına, tarihi eserleri adına bir de geleceğimiz adına içimde bir umut doğdu. Bana göre geç kalınmış olsa da bu değerlerimize sahip çıkılacağına inanmaya başladım. Biz atalarımızdan bize kalan bu eserlere sahip çıkarak aslında kendimize sahip çıkmış olacağız.