Güngör Mengi’nin “Eş durumundan yazar” eşi Ruhat Mengi’nin, Star Tv’de yayınlanan tartışma programını izliyorum.
Ruhat Hanım, halkın önüne getirilmesi muhtemel olan Halkoylaması konusundaki endişelerini dile getiriyor!
“Peki, bu halkoylaması nasıl engellenebilir?” diyor.
Hoppalaaaa!
Yahu, bu halka gitmek neden bu denli sakat olsun ki?
Yönetim şeklimiz de olan demokrasiye göre, bizi yönetenleri de seçen halk, kendine müracaat edildiğinde yanlış kararlar verebilecekse, o zaman milletvekillerimizi neden aynı halkın teveccühü ile seçiyoruz?
Halkın, hangi yöndeki yanlış kararlarından endişeniz var?
Size göre, mesela halk ortadan kaldırılsın da, sizin gibi aydın (!) veya eş durumundan yazar kişiler mi yönetsinler memleketi?
Milletin gözünün içine baka baka bunları söylüyorlar ya, en çok buna kızıyorum.
Halk; cahil, ne yapacağını veya neye karar vereceğini bilmeyen, güdülmeye, yönlendirmeye veya şartlandırılmaya alışkın bir topluluktur da, halkın geleceğini, halkın ellerine bırakmamak için, kendileri gibi aydın ve devletini daha çok seven kişilere mi verilmeli halkın kaderi?
Bu mudur yani?
Ya bunlar, bu memleket içinde yaşamıyorlar.
Ya da, cam bir fanus içerisinde yaşıyorlar da, sayıları bir elin parmakları kadar olan, kendileri gibi düşünenlerden başka kimse ile iletişimleri olmuyor!
Bu ülke bunlara mahkûm mu?
Halkın, neyi seçmesi, neyi beğenmesi, neyi beğenmemesi gerektiği gibi konuları bunlara mı havale ettik biz?
Bunlara kalırsa, mesela; milletvekili seçimlerini, belediye başkanlığı seçimlerini, referandum oylamalarını, SMS’lerle belirlemek lazımdır!
Ama bu SMS’leri atacak olanlara da, o cihazlar seçilerek verilmelidir!
Maazaallah, sıradan halkın eline filan geçer de bu cihazlar, yanlış sonuçlar çıkabilir!
Ne işi var bayırdaki hayvanını otlatan çobanın, memleket meseleleriyle mesela?
Mala ile sıva yapan inşaat işçisinin, yeni yapılacak anayasa ile alakadar olmasının gereği ne ki?
Toplum arasındaki boylarını anlamak için, mesela seçimlere filan mı girseler acaba?
Yok! Yok! Yok!
Bunlar, halk oylamasına bile SAKAT gözüyle bakan insanlar olduklarına göre, demokrasi ile ilgili bir tercihleri de olmasa gerek.
Bunların partileri, siyasi görüşleri, toplumsal meseleleri filan da yok gibi aslında!
Camdan fanuslarının içinde, tamamen steril bir şekilde yaşamayı, bunu sürdürmeyi sağlayacak tedbirleri pompalamayı sağlamak, başlı başına birer hayat ve siyasi görüş müdür onlar için?
Halka rağmen ve halk için!
Bugüne kadar tutmadı.
Bundan sonra da zor gibi.
Halk anladı da, bakalım bunlar ne zaman farkına varacaklar bu meselenin!
Bekleyip, görelim…
Ruhat Hanım, halkın önüne getirilmesi muhtemel olan Halkoylaması konusundaki endişelerini dile getiriyor!
“Peki, bu halkoylaması nasıl engellenebilir?” diyor.
Hoppalaaaa!
Yahu, bu halka gitmek neden bu denli sakat olsun ki?
Yönetim şeklimiz de olan demokrasiye göre, bizi yönetenleri de seçen halk, kendine müracaat edildiğinde yanlış kararlar verebilecekse, o zaman milletvekillerimizi neden aynı halkın teveccühü ile seçiyoruz?
Halkın, hangi yöndeki yanlış kararlarından endişeniz var?
Size göre, mesela halk ortadan kaldırılsın da, sizin gibi aydın (!) veya eş durumundan yazar kişiler mi yönetsinler memleketi?
Milletin gözünün içine baka baka bunları söylüyorlar ya, en çok buna kızıyorum.
Halk; cahil, ne yapacağını veya neye karar vereceğini bilmeyen, güdülmeye, yönlendirmeye veya şartlandırılmaya alışkın bir topluluktur da, halkın geleceğini, halkın ellerine bırakmamak için, kendileri gibi aydın ve devletini daha çok seven kişilere mi verilmeli halkın kaderi?
Bu mudur yani?
Ya bunlar, bu memleket içinde yaşamıyorlar.
Ya da, cam bir fanus içerisinde yaşıyorlar da, sayıları bir elin parmakları kadar olan, kendileri gibi düşünenlerden başka kimse ile iletişimleri olmuyor!
Bu ülke bunlara mahkûm mu?
Halkın, neyi seçmesi, neyi beğenmesi, neyi beğenmemesi gerektiği gibi konuları bunlara mı havale ettik biz?
Bunlara kalırsa, mesela; milletvekili seçimlerini, belediye başkanlığı seçimlerini, referandum oylamalarını, SMS’lerle belirlemek lazımdır!
Ama bu SMS’leri atacak olanlara da, o cihazlar seçilerek verilmelidir!
Maazaallah, sıradan halkın eline filan geçer de bu cihazlar, yanlış sonuçlar çıkabilir!
Ne işi var bayırdaki hayvanını otlatan çobanın, memleket meseleleriyle mesela?
Mala ile sıva yapan inşaat işçisinin, yeni yapılacak anayasa ile alakadar olmasının gereği ne ki?
Toplum arasındaki boylarını anlamak için, mesela seçimlere filan mı girseler acaba?
Yok! Yok! Yok!
Bunlar, halk oylamasına bile SAKAT gözüyle bakan insanlar olduklarına göre, demokrasi ile ilgili bir tercihleri de olmasa gerek.
Bunların partileri, siyasi görüşleri, toplumsal meseleleri filan da yok gibi aslında!
Camdan fanuslarının içinde, tamamen steril bir şekilde yaşamayı, bunu sürdürmeyi sağlayacak tedbirleri pompalamayı sağlamak, başlı başına birer hayat ve siyasi görüş müdür onlar için?
Halka rağmen ve halk için!
Bugüne kadar tutmadı.
Bundan sonra da zor gibi.
Halk anladı da, bakalım bunlar ne zaman farkına varacaklar bu meselenin!
Bekleyip, görelim…