Şenol GoncagülBen kendimi bildim bileli kutlarız Hıdırellezi.
Hıdır ile İlyas Peygamberlere dayanan bir de hikâyesini bilirim.
Bunun, aslında kime ve hangi kültüre ait olduğunun tartışmalarını da, yine kendimi bildim bileli ve Hıdırellezi kutlamaya başladım başlayalı duyarım.
Ama mesela; üniversitede öğrenci iken, TV’lerde Kırklareli’nin KAKAVA eğlencelerine öyle bir ROMAN havası katılırdı ki, Trakya dışındakilere göre Hıdırellez tümü ile bir ROMAN eğlencesi idi.
Haliyle, Trakya’nın tümü de Roman…
Son zamanlarda, yine mesela Lüleburgaz Belediyesi’nin Muhtarlar Derneği ile birlikte ortaklaşa düzenledikleri Hıdırellez Şenlikleri’ne, Roman Dernekleri’nin dahil edilmeyişi, eleştiri konusu olmuştu.
Romanlar “Bizim bayramımız” dedikleri bu günlerde, gönüllerince eğlenmek istiyorlardı.
Anladığım kadarı ile de; Belediye de, Muhtarlar Derneği ile birlikte yaptığı organizasyonlarla, aslında bu şenliklerin sadece Romanlara değil, herkese ait bir eğlence olduğunu belirtmeye çalışıyordu.
Roman Şenliği olarak lanse edilen şenliklere, Roman Dernekleri’ni dışarıda bırakarak sahip çıkan ve bunu etkinlik haline getiren Emin Halebak’a, Romanların önde gelenleri: “Elimizde bir Romanlığımız kalmıştı, onu da başkan aldı” şeklinde sitemler ediliyordu.
Gördüğüm kadarıyla da, Halebak’ın bu sitemler çok ta umurunda olmamıştı!
Tümüyle Roman Şenliği olmasa bile, Romanların bu eğlenceleri bayram olarak kabullendiklerini de görmezden gelemeyiz.
Kaldı ki, Roman derneklerinin dışarıda kaldıkları etkinliklerin kortejinde dahi, davulcuların alayı Roman’dı.
Roman olmayan davulcuyu gören var mıdır? Orası da biraz tartışmalı olurdu!
Gelelim yine başlangıç noktamıza;
“Hıdırellz Şenlikleri aslında kimin?”
Çok kısa ve öz olarak cevaplamak istiyorum bunu kendi adıma.
Hıdırellez aslında;
“Hıdırellezi bayram ve eğlence olarak gören herkesindir”
Başka düşünce yorumları olanlar var ise, onlara da saygı duyar, kulak veririm.
Kalın sağlıcakla…
Hıdır ile İlyas Peygamberlere dayanan bir de hikâyesini bilirim.
Bunun, aslında kime ve hangi kültüre ait olduğunun tartışmalarını da, yine kendimi bildim bileli ve Hıdırellezi kutlamaya başladım başlayalı duyarım.
Ama mesela; üniversitede öğrenci iken, TV’lerde Kırklareli’nin KAKAVA eğlencelerine öyle bir ROMAN havası katılırdı ki, Trakya dışındakilere göre Hıdırellez tümü ile bir ROMAN eğlencesi idi.
Haliyle, Trakya’nın tümü de Roman…
Son zamanlarda, yine mesela Lüleburgaz Belediyesi’nin Muhtarlar Derneği ile birlikte ortaklaşa düzenledikleri Hıdırellez Şenlikleri’ne, Roman Dernekleri’nin dahil edilmeyişi, eleştiri konusu olmuştu.
Romanlar “Bizim bayramımız” dedikleri bu günlerde, gönüllerince eğlenmek istiyorlardı.
Anladığım kadarı ile de; Belediye de, Muhtarlar Derneği ile birlikte yaptığı organizasyonlarla, aslında bu şenliklerin sadece Romanlara değil, herkese ait bir eğlence olduğunu belirtmeye çalışıyordu.
Roman Şenliği olarak lanse edilen şenliklere, Roman Dernekleri’ni dışarıda bırakarak sahip çıkan ve bunu etkinlik haline getiren Emin Halebak’a, Romanların önde gelenleri: “Elimizde bir Romanlığımız kalmıştı, onu da başkan aldı” şeklinde sitemler ediliyordu.
Gördüğüm kadarıyla da, Halebak’ın bu sitemler çok ta umurunda olmamıştı!
Tümüyle Roman Şenliği olmasa bile, Romanların bu eğlenceleri bayram olarak kabullendiklerini de görmezden gelemeyiz.
Kaldı ki, Roman derneklerinin dışarıda kaldıkları etkinliklerin kortejinde dahi, davulcuların alayı Roman’dı.
Roman olmayan davulcuyu gören var mıdır? Orası da biraz tartışmalı olurdu!
Gelelim yine başlangıç noktamıza;
“Hıdırellz Şenlikleri aslında kimin?”
Çok kısa ve öz olarak cevaplamak istiyorum bunu kendi adıma.
Hıdırellez aslında;
“Hıdırellezi bayram ve eğlence olarak gören herkesindir”
Başka düşünce yorumları olanlar var ise, onlara da saygı duyar, kulak veririm.
Kalın sağlıcakla…