Oktay CeylanGeçtiğimiz günlerde Ermenistan’ın başkenti Erivan’da, Ermeni Devrimci Federasyonu Daşnaksutyan’a bağlı bir grubun, Türk Bayrağı’nı yakması üzerine Ermenilere Türkiye’nin birçok yerinden büyük tepkiler gelmişti.
Fakat ilimizde hiçbir dernek, oda, sendika ve siyasi partiden bu türde bir tepki gelmemesi beni son derece üzdüğü için bu konuda bir açıklama yapma gereği duydum.
Türk Milleti’ni bütün mazisi ve istikbali ile bütün gerçeği ideali ve hayat felsefesiyle temsil eden müşterek bir sembol varsa oda Türk Bayrağı’dır.
Türk Bayrağı’nı ayaklar altına alma, yakma gafletinde bulunanlar geçmişte atalarımızı hiç gözlerini kırpmadan hançerleyerek yakanlardır.
Bu hareketlerinin cevabı verilince de sözüm ona soykırım iddialarıyla zaten Türk dostu olmayan dünya milletlerine mazeret zeminini lobi faaliyetleriyle oluşturmaya çalışıyorlar.
Bayrak Türk Milleti’nin namusudur. Şerefidir.
Türk Milleti Bayrağı için çok şeyler yapar.
Bunu böyle bildikleri için belki de Türk Milleti’nin sabrını zorlamaya çalışıyor olabilirler.
Böyle tahriklere kapılıp bu hareketin cevabını onlar gibi yaparak onların seviyesine düşmek gerekmez.
Ancak hiç tepkisiz kalmak, susmak; onların bu hareketlerini kabul anlamına gelmez mi?.
Bu ve buna benzer hareketlere karşı eylem yapılmasa da Türk’ün haysiyetine ve vakarına yakışır söyleyecek bir sözümüz de mi yok?
Erivan’da yakılan bayrak, ecdadımın kurban olduğu bayraktır.
O bayrak şehit kanlarıyla çizildi.
O bayrağın al renginde 2000 yıllık Türk Tarihi’nin izi var.
Gönül ister ki; En azından İktidarı, muhalefeti ile Partiler, Sendikalar, Oda, Birlik ve Dernek yönetim kurullarında alınan kararlarla sözlü ya da yazılı tepkiler gösterilsin.
Bu tepkisizlik aynı zamanda sahiplenmezlik anlamına da geliyor.
Elbette ki İlimizdeki bu bahsettiğimiz sivil toplum örgütlerinin üye ve yöneticilerini bu manada suçlamak istemiyorum.
Ancak; Namus, Şeref gibi anlamlar içeren simgelerimize böyle zamanlarda sahip çıkmayacağız da ne zaman sahip çıkacağız.
Bunu da merak ediyorum.
Fakat ilimizde hiçbir dernek, oda, sendika ve siyasi partiden bu türde bir tepki gelmemesi beni son derece üzdüğü için bu konuda bir açıklama yapma gereği duydum.
Türk Milleti’ni bütün mazisi ve istikbali ile bütün gerçeği ideali ve hayat felsefesiyle temsil eden müşterek bir sembol varsa oda Türk Bayrağı’dır.
Türk Bayrağı’nı ayaklar altına alma, yakma gafletinde bulunanlar geçmişte atalarımızı hiç gözlerini kırpmadan hançerleyerek yakanlardır.
Bu hareketlerinin cevabı verilince de sözüm ona soykırım iddialarıyla zaten Türk dostu olmayan dünya milletlerine mazeret zeminini lobi faaliyetleriyle oluşturmaya çalışıyorlar.
Bayrak Türk Milleti’nin namusudur. Şerefidir.
Türk Milleti Bayrağı için çok şeyler yapar.
Bunu böyle bildikleri için belki de Türk Milleti’nin sabrını zorlamaya çalışıyor olabilirler.
Böyle tahriklere kapılıp bu hareketin cevabını onlar gibi yaparak onların seviyesine düşmek gerekmez.
Ancak hiç tepkisiz kalmak, susmak; onların bu hareketlerini kabul anlamına gelmez mi?.
Bu ve buna benzer hareketlere karşı eylem yapılmasa da Türk’ün haysiyetine ve vakarına yakışır söyleyecek bir sözümüz de mi yok?
Erivan’da yakılan bayrak, ecdadımın kurban olduğu bayraktır.
O bayrak şehit kanlarıyla çizildi.
O bayrağın al renginde 2000 yıllık Türk Tarihi’nin izi var.
Gönül ister ki; En azından İktidarı, muhalefeti ile Partiler, Sendikalar, Oda, Birlik ve Dernek yönetim kurullarında alınan kararlarla sözlü ya da yazılı tepkiler gösterilsin.
Bu tepkisizlik aynı zamanda sahiplenmezlik anlamına da geliyor.
Elbette ki İlimizdeki bu bahsettiğimiz sivil toplum örgütlerinin üye ve yöneticilerini bu manada suçlamak istemiyorum.
Ancak; Namus, Şeref gibi anlamlar içeren simgelerimize böyle zamanlarda sahip çıkmayacağız da ne zaman sahip çıkacağız.
Bunu da merak ediyorum.