HABER MERKEZİ
6 Eylül 2011 Salı günü saat 20.00’da Polis Evi Yazlık Tesislerinde düzenlenen yemeğe Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, AK Parti Kırklareli Milletvekili Av. Şenol Gürşan, Kırklareli Belediye Başkanı Av. Cavit Çağlayan, Kırlareli Cumhuriyet Başsavcısı Oğuz Aydın, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, Kırklareli Baro Başkanı Av. Harun Saygılı, Kırklareli İl Emniyet Müdürü M. Behzat Canbazoğlu, hakimler, savcılar, avukatlar ve adliye personeli katıldı.
*“Adalet, hakkın sahibine verilmesini amaçlayan ahlaki bir ilkedir.”
Tüm konuklara ikram edilen yemeklerin ardından Kırklareli Baro Başkanı Av. Harun Saygılı bir açılış konuşması yaparak şunları kaydetti;
“Bu anlamlı gecede bizlerle birlikte olmanızdan ötürü, büyük mutluluk duyduğumu belirtir, sizleri şahsım ve Kırklareli Barosu adına saygı ile selamlıyorum.
2011-2012 Adli Yılının ülkemize ve hukukumuza, hakim, savcı ve avukatlarımıza, adliye çalışanlarımıza ve adalet hizmetine katkı sağlayan sair tüm ilgililere başarılar getirmesini diliyorum.
Adli yılın açılışı vesilesi ile Başsavcılığımızın öncülüğünde düzenlenen etkinliklerde, aramızda olmayı gönülden istedikleri halde değişik engellerden ötürü burada bulunamayan ve kutlama mesajları ile bizleri onurlandıran Milletvekilimiz Sayın Turgut Dibek ve Sayın Mehmet Kesimoğlu'na teşekkür eder, saygılarımı sunuyorum. Geçen sürede aramızdan ayrılan yargı mensupları ve meslektaşlarımızı ve şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Ayrıca uzun yıllar ilimiz adliyelerinde, adaletin tecellisine hizmet eden, bu uğurda fedakarca çalışan ve 2011 yılı yaz kararnamesi ile aynı hizmeti ülkemizin bir başka güzide yerinde devam ettirmek üzere adliyelerimizden ayrılan başta, baş savcımız Sayın Bülent Bingöl olmak üzere tüm hakim ve savcılarımıza yeni görev yerlerinde başarılar diler, kendilerinin hizmetleri ile kalıcı bir iz bıraktıklarını ifade etmek istiyorum.
Aynı kararname ile ilimize gelen sayın başsavcımız Oğuz Aydın ile tüm hakim ve savcılarımıza hoş geldiniz diyor, birlikte çalışmaktan onur duyacağımızı belirterek, saygılarımı sunuyorum.
Değerli konuklar;
Halkın gıdası olan ve ona daima ihtiyaç duyulan adalet, en genel anlamı ile hakkın sahibine verilmesini amaçlayan ahlaki bir ilkedir. Bu ilke, hukuk normlarının oluş sebebi ve hedeflediği amaçtır. Toplumsal yaşamda malların, hakların ve görevlerin bölüşülmesi adaletin tesisi olarak ifade edilebilir. Bu da eşit koşullar altında bulunanlara eşit işlem yapılması ile mümkündür.
Adaletin tesisinde devletler çok önemli sorumluklar ve görevler üstlenmiştir. Hukuku her koşulda hakim kılmak, toplumda adalet sevgisini yeşertmek ve geliştirmek, adaletsizlik korkusunu ortadan kaldırmak, kişilerde doğuştan var olan adalet ihtiyacını gidermek bu sorumluluk ve görevlerin başında gelenlerindendir.”
*“Hakim savcı eksiğinin bulunduğu açıktır”
“Devletler sözünü ettiğim görevlerini yargı foksiyonu ile ifa etmekte, Anayasamızın 9. Maddesindeki ifade ile yargı yetkisi ise Türk Milleti Adına bağımsız mahkemelerce kullanılmaktadır.
Ne varki yıllardır süre gelen maddi imkansızlıklar ve fiziki zorluklardan ötürü yargı fonsiyonunda ciddi sorunlar yaşanmakta, artan iş yüküne paralel olarak gerekli önlemlerin zamanında alınmamış olması, yargılama faaliyetini aksatmaktadır.
Her ne kadar son zamanlarda sorunların aşılması, yargının daha etkin ve verimli bir şekilde çalışması konusunda başta temel yasalarımız olmak üzere bir dizi yasal düzenlemeler yapılmış, fiziki mekanların iyileştirilmesi ve daha foksiyonel hale getirilmesi, personel ihtiyacının giderilmesi için bir takım altyapı tedbirleri alınmış ise de bunları yeterli addetmek mümkün değildir.
En azından İlimiz açısından bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zira gerek merkez ilçede, gerekse diğer ilçelerimizde adliye binalarının yeterli kapasitede olmadığı, personel sıkıntısı çekildiği, hakim savcı eksiğinin bulunduğu açıktır. Bu konuda sayın valim, sayın vekilim, sayın başsavcım ve organize bir çalışma ile gayretli adımlar beklediğimiz ifade etmek isterim. Baro olarak bize bu konuda düşen görevi de seve seve ifa edeceğimizi taahhüt ediyorum.”
*“Baro olarak hizmet binası ihtiyacı duyuluyor”
Bu arada baromuzun da bir hizmet binasına ihtiyaç duyduğunu, bu ihtiyacımızın giderilmesi çalışmalarına hız verdiğimizi, aynı organize desteği baromuz içinde beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Saygıdeğer konuklar;
Değişik vesilelerle ifade ettiğimiz üzere, adaletin tesisi uğruna, savunma gibi kutsal bir görevi ifa eden biz avukatların da, bir dizi mesleki sorun yaşadığımızı, yasal alt yapının yetersizliği ve uygulamada önümüze çıkartılan engellerden ötürü ciddi zorluklar çektiğimizi bir kez daha dile getirmekte yarar görüyorum.
Nitekim Avukatlık Yasasında yer almasına rağmen bir kısım kamu kurumlarında, meslektaşlarımıza görevlerini yaparken gerekli yardım ve destek sunulmamakta, yargılamanın sürüncemede kalmaması, adaletin doğru ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi bakımından önem arz eden delillerin toplanmasında sıkıntı çekilmekte, en küçük bir delile dahi ancak hakim kararı ile ulaşılabilmekte, böylelikle gereksiz zaman ve iş gücü kayıplarına yol açılmaktadır.
Keza ceza adalet sistemimizdeki mevcut zorunlu müdafilik uygulaması ile avukatlık mesleği erozyona uğratılmakta, müdafilik ücreti asgari ücret düzeyinin çok altında tutularak meslektaşlarımızın emeği karşılıksız bırakılmakta, vergisel sıkıntı ve sorunlarımızın çözümünde hiçbir olumlu adım atılmamakta, mesleğimizin işlev alanı, bir takım düzenlemelerle her geçen gün biraz daha daraltılmaktadır.
Oysa yargının kurucu unsurlarından olan avukatlık mesleğinin, kendisinden beklenen yaran sağlaması, etkin ve işlevsel olması için, çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, özlük haklarımızın geliştirilmesi ve evrensel normlara çıkartılması herkesçe kabul edildiği üzere ertelenemez bir ihtiyaçtır.
Bu duygu ve düşüncelerle, gösterdiğiniz sabırdan ötürü siz saygıdeğer konuklara, bu organizasyonda görev alan adliyemiz ve baromuz çalışanlarına, hizmeti sunan görevlilere teşekkür eder, Kırklareli Barosu adına saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
*“Terör hadiselerini kınıyorum”
Daha sonra Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı Oğuz Aydın bir konuşma yaparak şunları kaydetti;
“Sözlerime başlamadan önce son günlerde giderek dozajını olabildiğince arttıran ve vatan evlatlarının şahadete ermesine sebebiyet veren terör hadiselerini öncelikle kınıyorum. Hain terör saldırılarında ebediyete intikal eden şehitlerime Allahtan rahmet dileyerek konuşmama başlamak istiyorum. Ruhları şart mekanları cennet olsun. Acılı ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.
*“İnsan ve insan ile ilişkili her ne var ise onun bir hukuku vardır.”
Adli yılın başlaması münasebetiyle Kırklareli Barosu ile müştereken düzenlediğimiz gecemize katılımınızdan dolayı teşekkür ederim. Hoş geldiniz.
Hukuk, Hayatın bütününü kuşatan, insanlık tarihinin varoluşu ile beraber başlayan bu nedenle aslında insanlık tarihi ile eş değer bir kavramdır. Bunu siz değerli hukukçulara anlatmaya gerek yok belki, ama tekrarında fayda görüyorum. İnsan ve insan ile ilişkili her ne var ise onun bir hukuku vardır. Hukuk kelime manası itibari ile haklar bütünü anlamına gelir.çağın ve toplumun ihtiyaçlarının hızla değişmesi ve teknoloji çağının gereklerine uygun olark yeni kavramlar literatürümüze eklendi. Düşünce ve düşünceyi ifade edebilme hürriyeti, örgütlenme hakkı, teknoloji, bilişim ve bunların her biri hukuk bilimi içinde yer almaya başladı. Dünya artık baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Bu nedenle toplumun içinde yetişen, içinde büyüyen ve toplumun tüm kodlarını özümseyen hukukçuların bir adım toplumun önünde ilerleyip, her zaman bir adım önünde olup, toplumunda ilerlemesine karşı yardımcı omları gerekiyor. Çağın ve toplumun ihtiyaçlarının ve gelecek öngörülerinin gerisinde kalarak statikocu bir tavır alan hukuk sistemi toplum dinamikleri ile çatışmaya ve kaybetmeye daima mahkumdur.
*“Demokrasi ve hukuk kültürü beraberinde tahammül ve hoşgörüyü de getirir”
Mevcut Anayasamızda nitelikleri sayılan Türkiye Cumhuriyeti. laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir" ifadesindeki vurgu aslında bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini saymaktadır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve güvenlik kavramları ancak birlikte anıldıklarında kıymet ifade ederler. Günlük ve spekülatif değerlendirmelerle bu kavramların birbirinin alternatifi ve rakibiymiş gibi gösterilmesi iyi niyetten uzak yaklaşımlardır.
Hukukçuların sahip oldukları sorumluluğun gereği olarak birtakım asgari vasıflara sahip olmaları gereklidir. Erdem ve yüksek ahlak, Entellektüel birikim, hoşgörü, ideolojik saplantılardan sıyrılmış sabırlı bir bakış açısı, temel insan haklarına saygı bunların başlıcalarıdır.
Değerli arkadaşlarım,
Her devletin, Hatta en baskıcı ve zalim rejimlerin dahi bir yargı teşkilatı ve mahkemesi vardır.
Ancak yargılama faaliyetinin meşruiyeti mahkemelerin şeklen mevcudiyeti değil, demokrasi, insan haklarına saygı, temelinde bağımsız bir yargılama erkinin, silahların eşitliği ve özgür savunma hakkı tanıyarak tarafsız, adil ve tatmin edici karar vermesiyle sağlanır.
Saygıdeğer meslektaşlarım,
Demokrasi ve hukuk kültürü beraberinde tahammül ve hoşgörüyü de getirir. Şiddet ve terör içermediği sürece her fikrin serbestçe ifade edilebilmesi hukuk devletlerini güçlendirir.
Voitaire'nin ifade ettiği gibi;
“Söylediklerinizin hiçbirisine katılmıyorum. Ancak bunları özgürce söyleyebilmeniz için sonuna dek mücadele edeceğim” sözü bunun en veciz ifadesidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini dahili tehditlerden korumak görev ve sorumluluğu Cumhuriyet Savcıları ve onun denetim ve emrindeki kolluk kuvvetlerine aittir. Hukukun ve demokrasinin gereği ve Anayasamızın emri de budur.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Devletine yönelik her hangi bir saldırı ve tehdit bir suçtur. Suçla mücadele görevi Anayasal durum içinde Cumhuriyet savcılarının ve emrindeki kolluk kuvvetlerinindir.
Değerli konuklar,
Sözlerime son verirken yeni adli yılın tüm yargı camiasına milletimize ve insanlığa esenlikler getirmesini diler, sabırla dinlemek nezaketi gösterdiğiniz için teşekkür ederim.” (cs)